"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Protokolünün Yerine Getirilmesi-İptali KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 03.12.2012 gün ve 1799-28887 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Davalı ... vekili, tarafların anlaşmalı boşandıklarını ve taraflar arasında imzalanan boşanma protokolünün 8. maddesinde açıkça mal paylaşımına yönelik olduğunu, taraflar arasında düzenlenen boşanma protokolünün mahkeme huzurunda da açıkça kabul edildiğini, protokolün mal paylaşımına ilişkin 8. maddesinin mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğundan kesin delil teşkil ettiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, tarafların imzaları ile tasdik ettikleri protokoldeki beyanlarının mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu, maddi hatadan kaynaklanmadıkça ikrardan dönülemeyeceği, mahkeme içi ikrarın kesin delil olduğu, anlaşmalı boşanma protokolünün hükümle birlikte tasdik edildiği, davacı aleyhine mal rejiminin tasfiyesi davasında kesin delil teşkil edeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunu inceleyerek esastan reddetmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya temyiz incelemesi için elektronik ortamda Dairemize gönderilmiştir. Yapılan incelemede, dava dilekçesine eklenerek mahkemeye sunulan anlaşmalı boşanma protokolünün taranarak sisteme kaydedilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda dosyanın elektronik ortamda incelenebilmesi mümkün olmadığından, dosyanın fiziki olarak gönderilmesi için mahalli mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple dosyanın fiziki olarak gönderilmek üzere mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.08.12.2014 (Pzt.)...
KARAR Davacı eczacı, davalı kurumun yaptığı denetim sonucunda 4 adet reçeteye konu edilen ilaçların reçete sahibi veya yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın reçete sahibi veya yakınına ait olmadığından bahisle 27.04.2010 tarihli yazı ile 2009 protokolünün 6.3.3 maddesi uyarınca uyarı ve para cezası uygulandığını ,yine 2009 protokolünün 6.3.24 maddesi uyarınca eczaneler, kendilerine hasta gönderilmesine yönelik olarak her ne şekilde olursa olsun, kurumlar, hekimler, diğer ... kurum ve kuruluşları ve üçüncü kişilerle kurye şirketleri ile açık ve gizli bir şekilde işbirliği yapamaz...." hükmü gereğince 1 yıl süreyle sözleşmenin feshedildiğini, yapılan işlemlerin haksız olduğunu ileri sürerek fesih ve cezanın iptali ile ödenen cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....
Davalılardan ... vekili, boşanma protokolünün taşınmaza ilişkin kısmının boşanma ilamında yer almadığını, bu nedenle yok hükmünde olduğunu, müvekkili ile diğer davalı arasındaki taşınmaz satışının muvazaalı olmadığını, diğer davalı ile müvekkili arasında geçmişte iş ilişkisi olmasının muvazaayı gösterir bir husus olmadığını, müvekkilinin ekonomik olarak taşınmazı satın alacak gücü olduğunu ve satış bedelinin banka yoluyla davalı ...’e ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davacı ile davalılardan ... arasındaki Tarsus 2....
olanlar nedeniyle sözleşme feshi ve/veya cezai şart uygulanmış olan işlemler, konusu kalmadığından durdurulur ve işlem yapılmaz “ hükmünün düzenlendiği yazılıdır....
Aile Mahkemesinin 2018/503 esas ve 2019/229 karar sayılı ilamı ile tanınmasına ve tenfizine karar verildiği, kararın 09.05.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ne var ki söz konusu tanıma ve tenfiz kararı boşanmaya ilişkin olup, boşanmanın fer'ileri ve anlaşmalı boşanma protokolünü kapsamamaktadır. Bu durumda eldeki davanın, anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan alacak davası olduğunun kabulü mümkün değildir. Davacının istemi mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir....
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir Dava, boşanma protokolünün mahkeme ilamı ile tasdiki sonucu TMK 705. maddesi uyarınca mülkiyetin tescilsiz olarak kazanıldığı ve muvazaa iddiasına dayalı, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı ile davalı ... arasındaki 19.03.2008 tarihli boşanma protokolü gereğince davacıya verilen dava dışı diğer taşınmazların payları 21.03.2008 tarihinde davacıya devredildiği halde dava konusu taşınmaz için davacının dört yıl beklemesi, hayatın olagan akışına uygun değildir. Öte yandan aynı resmi senet içeriğinde 6 ayrı paydaşın payları ipotek bedelleri ödenerek davalı ... tarafından satın alınmış, diğer paydaşlar hiçbir itirazda bulunmamışlardır. Davacı ile diğer davalı ...'un alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile muvazaalı olarak boşandıkları hususu Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/3106 Esas, 2015/11590 Karar sayılı ve 05.11.2015 tarihli ilamında açıklanmıştır. Bu durumda mahkemece sadece davacı tanıklarının ve diğer davalı ...'...
bir sözleşme niteliğinde olmasına göre; genel zamanaşımı süresi niteliğindeki 6098 sayılı Kanun'un 146 ıncı maddesinde düzenlenen "kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir." hükmünün uygulanmasının gerekeceği, bu kapsamda zamanaşımı itirazının reddine karar verildiği, taraflar arasında görülen boşanma davasında 17.01.2018 tarihli boşanma protokolünü mahkemeye sunmuş olmaları, boşanma davasındaki beyanları, boşanma kararının hüküm kısmı ve tarafların hiçbir zaman protokoldeki imzalarını inkar etmemiş olmaları, boşanma dava dosyasındaki bu belge ve beyanların mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu, taşınmaz mülkiyetinin boşanma kararıyla davacıya geçmediği ve fakat davacının malik olan kadından mülkiyetin kendi adına tescilinin isteme hususunda kişisel hakkının bulunduğu, bu haliyle açılan davanın yerinde ve haklı olduğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar verildiği, taşınmazın kaydına ipotekler konulduğu anlaşılmakla hacizlerle yüklü olarak...
Davalı kadın vekilince kesinleşen karar hakkında 19.10.2022 tarihli tavzih dilekçesi ile; gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 10 uncu maddesindeki "....boşanma kararının kesinleşmesini takip eden 5 yıl içerisinde ... ... İl sınırları içerisinde 250.000 USD (İki yüz elli bin Amerikan Doları) bedeli aşmamak kaydıyla bir taşınmaz satın alarak..." şeklindeki ibarenin, Mahkemece aynen tasdikine karar verilen ve anlaşmalı boşanmaya dayanak olan 25.02.2016 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün 4/e maddesinde yer alan; "...boşanma kararının kesinleşmesini takip eden 5 yıl içerisinde ... ......