Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinde boşanma davası açılmıştır. Tarafların boşanmalarına ve ortak çocuğun üzerindeki velayet hakkının taraflarca “müştereken ifasına” yönelik ... yerel mahkemesi tarafından verilen kararın “Tanınması ve Tenfizine” ilişkin ... (...) Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) kararı 24.01.2012 tarihinde kesinleşmiştir. ... Aile Mahkemesi tarafından yabancı mahkeme ilamının tanınması sebebiyle boşanma konusunda yeniden karar tesisine yer olmadığına karar verilmiş ise de, velayet konusunda var olan kesin hükmü yok sayarak ortak çocuğun velayetini davacı kadına vermiştir. Tarafların yerleşim yerinin ... olduğu ise çekişmesizdir. Ortak çocuğun velayeti; a-... Mahkemesi kararına göre “müştereken kullanılmaya devam edilecektir. b-... (...) Mahkemesi kararına göre “müştereken” kullanılmaya devam edilecektir. c-... Mahkemesine göre “anne tarafından” kullanılacaktır....

    Ayrılığa karar verilebilmesi için de; boşanma sebebinin ispatlanmış olması (TMK. m. 170/1) yanında, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının da bulunması gerekir (TMK. m. 170/3). Boşanma sebebi ispatlanmamış ise, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunup bulunmadığına artık bakılmaz; başka bir ifade ile böyle bir olasılık bulunsa bile, ayrılık kararı da verilemez. Bu halde, davanın reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece, "boşanma sebebinin ispatlanmadığı, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin delil bulunmadığı" kabul edildiğine göre; böyle bir durumda ayrılık kararı da verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde ayrılığa karar verilmesi doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatına göre, bu husus, aleyhe bozma sebebi yapılmamış, hükmün, onanması cihetine gidilmiştir....

      beyanları dikkate alındığında, tarafların ilk boşanma davasının reddinden sonra ortak hayatı yeniden kurmak için bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulamadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesi koşullarının açılan bu davada oluştuğu anlaşılmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Geçici Velayetin Değiştirilmesi-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, davalı ile boşanma davalarının bulunduğunu, o davada ortak çocukların geçici velayetinin davalı erkeğe verildiğini, ancak hakkında hasta olduğuna dair asılsız iddialarla çocuğun kendisinden alındığını iddia ederek ortak çocukların geçici velayetinin davalıdan alınarak kendisine verilmesi ve çocuklar yararına 650 TL nafakaya hükmedilmesi taleple dava açılmış, mahkeme davacı kadının ara karara itiraz niteliğindeki bu taleplerini boşanma davasında isteyebileceğinden ve bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür....

          O hâlde, ortak konutu terke zorlayan veya eve dönmeyi engelleyen eşin, gerçekte terk eden eş olması nedeniyle, terke dayalı boşanma davası açma hakkı bulunmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu sonucun, yasanın konuluş amacına da uygun olduğu anlaşılmaktadır. Aksine görüşün kabul edilmesi hâlinde; ortak konuttan kovulan, fiilen ayrılmaya zorlanan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesi engellenen eşe karşı, haksız konumda bulunan eşin boşanma davası açma hakkı olduğunun kabulü ile boşanma kararı elde edebileceğinin düşünülmesi, hukuk devleti ilkesine aykırı olacağı her türlü duraksamadan uzaktır. 8. Diğer yandan 4721 sayılı Kanun’un “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından velayet ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların ortak çocuğu Muhammet 22.07.2015 tarihinde doğmuştur. Bu çocuk için doğum tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında; mahkemece verilen ilk hüküm taraflarca temyiz edilmiş, boşanma hükmü ile diğer yönler temyize konu edilmediğinden kesinleşmiştir. Hüküm velayet yönünden bozulmuştur....

              Hukuk Dairesi 15.12.2017 tarih 2017/1502 esas ve 2017/2471 karar sayılı kararı ile, kusur belirlemesi ve kadının reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinin kabulüne, davalı-karşı davacı kadın yararına 12.000,00 maddi, 10.000,00 TL manevi tazminata karar vermiş, kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verildiği halde ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakalarına ilişkin yeniden hüküm kurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, hükmün istinaf başvurusu reddedilen kısımları yönünden ret kararı ile yetinilmesi gerektiği halde “ortak çocuk yararına verilen tedbir ve iştirak nafakaları” hakkında yeniden hüküm kurulması doğru değil ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, ortak çocukla davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası olup, boşanma sonucu velayet kendisine bırakılan anne tarafından açılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı baba tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Çeyiz ve Ev Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanunu'nun 170/3. maddesi uyarınca ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma davasında ileri sürülen hukuki bir sebebin kanıtlanmasının yanında ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunması gerekir. Toplanan deliller ve yapılan yargılamadan davalı erkeğin cinsel birlikteliği sağlayamadığı bu haliyle davalı erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunduğuna dair dosyada delil de bulunmamaktadır....

                    Bozmadan sonra kurulan hükümle bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen, davacı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden yeniden karar verilmesi, yine ortak çocuk... lehine hükmedilen iştirak nafakasının, temyiz edilmeyerek kesinleşen boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği de dikkate alınmaksızın, dava tarihinden itibaren iştirak nafakasına hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönlerden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....

                      UYAP Entegrasyonu