Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 26.09.2014 tarihinde kesinleşen 17.09.2014 tarih ve 2014/358 esas -2014/427 karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak (TMK m. 166/3) boşandıkları, mahkemece tasdikine karar verilen anlaşmalı boşanma protokolünde davalı- karşı davacı adına kayıtlı 6932/7 parsel sayılı 9 numaralı konut niteliğindeki taşınmazın tapu kaydına ortak çocuğun ergin olacağı tarihe kadar 3. kişilere satışının engellenmesi bakımından şerh konulması yönünde bir düzenleme olmadığı gibi, bu yönde bir anlaşma olduğu hususunda boşanma kararında da bir hükmün bulunmadığı, tarafların anlaşmalı boşanma kararından sonra aralarında yaptıkları "Anlaşmalı boşanma protokolünün uygulanma hükümleri" başlıklı 17.09.2014 tarihli ek protokol ile bu konuda düzenleme yaptıkları anlaşılmaktadır. Boşanma veya ayrılığın fer'î sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz (TMK m. 184/5)....
DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 1959 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olduğunu, taraflar arasnıda şiddetli geçimsizlik nedeniyle daha önce Of Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/487 esas, 2014/187 karar sayılı dosyasında müvekkili tarafından boşanma davası açıldığını, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın 26/02/2015 tarihinde kesinleştiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıldan fazla zaman geçmesine rağmen müvekkil ile davalı arasındaki ortak hayatın yeniden kurulmadığını, bu davadan sonra tarafların bir araya gelerek ortak yaşam kurmak bir yana iyice birbirlerinden uzaklaştıklarını, taraflar uzun süredir ayrı yaşadıklarını, üç yıldan beri...
DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 1959 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olduğunu, taraflar arasnıda şiddetli geçimsizlik nedeniyle daha önce Of Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/487 esas, 2014/187 karar sayılı dosyasında müvekkili tarafından boşanma davası açıldığını, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın 26/02/2015 tarihinde kesinleştiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıldan fazla zaman geçmesine rağmen müvekkil ile davalı arasındaki ortak hayatın yeniden kurulmadığını, bu davadan sonra tarafların bir araya gelerek ortak yaşam kurmak bir yana iyice birbirlerinden uzaklaştıklarını, taraflar uzun süredir ayrı yaşadıklarını, üç yıldan beri...
boşanma davasının ise kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca, kadın lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuklar ... ve ...’ın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ...'...
O halde kadının davasında kabul edilen boşanma hükmü yönünden yeniden karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 4- Yukarıda 3. bentte açıklandığı üzere kadının boşanma davası istanaf edilmeyerek kesinleştiğinden, erkeğin boşanma davası konusuz kalmıştır. O halde erkeğin boşanma davası hakkında konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek ve dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 5-İstinaf incelemesi sonunda erkeğin davasının kabulü ile ziynet alacağı yönünden kadının istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verildiğine göre velayet, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile kadının tazminat talepleri hakkında yeniden karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Aile Mahkemesinde boşanma davası açılmıştır. Tarafların boşanmalarına ve ortak çocuğun üzerindeki velayet hakkının taraflarca “müştereken ifasına” yönelik ... yerel mahkemesi tarafından verilen kararın “Tanınması ve Tenfizine” ilişkin ... (...) Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) kararı 24.01.2012 tarihinde kesinleşmiştir. ... Aile Mahkemesi tarafından yabancı mahkeme ilamının tanınması sebebiyle boşanma konusunda yeniden karar tesisine yer olmadığına karar verilmiş ise de, velayet konusunda var olan kesin hükmü yok sayarak ortak çocuğun velayetini davacı kadına vermiştir. Tarafların yerleşim yerinin ... olduğu ise çekişmesizdir. Ortak çocuğun velayeti; a-... Mahkemesi kararına göre “müştereken kullanılmaya devam edilecektir. b-... (...) Mahkemesi kararına göre “müştereken” kullanılmaya devam edilecektir. c-... Mahkemesine göre “anne tarafından” kullanılacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma (Ortak hayatın yeniden kurulmaması sebebiyle) Uyuşmazlık, boşanma istemine ilişkindir. Daha önce 2. Hukuk Dairesince temyizen inceleme yapılmıştır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 29/05/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
beyanları dikkate alındığında, tarafların ilk boşanma davasının reddinden sonra ortak hayatı yeniden kurmak için bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulamadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesi koşullarının açılan bu davada oluştuğu anlaşılmaktadır....
Ayrılığa karar verilebilmesi için de; boşanma sebebinin ispatlanmış olması (TMK. m. 170/1) yanında, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının da bulunması gerekir (TMK. m. 170/3). Boşanma sebebi ispatlanmamış ise, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunup bulunmadığına artık bakılmaz; başka bir ifade ile böyle bir olasılık bulunsa bile, ayrılık kararı da verilemez. Bu halde, davanın reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece, "boşanma sebebinin ispatlanmadığı, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin delil bulunmadığı" kabul edildiğine göre; böyle bir durumda ayrılık kararı da verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde ayrılığa karar verilmesi doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatına göre, bu husus, aleyhe bozma sebebi yapılmamış, hükmün, onanması cihetine gidilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Geçici Velayetin Değiştirilmesi-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, davalı ile boşanma davalarının bulunduğunu, o davada ortak çocukların geçici velayetinin davalı erkeğe verildiğini, ancak hakkında hasta olduğuna dair asılsız iddialarla çocuğun kendisinden alındığını iddia ederek ortak çocukların geçici velayetinin davalıdan alınarak kendisine verilmesi ve çocuklar yararına 650 TL nafakaya hükmedilmesi taleple dava açılmış, mahkeme davacı kadının ara karara itiraz niteliğindeki bu taleplerini boşanma davasında isteyebileceğinden ve bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür....