Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu hüküm taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizce “Kadın yararına hükmedilen manevi tazminatın ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının az oluğu, yoksulluk nafakasının reddi ile kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesi" yönlerinden bozulmuştur. Ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası bozmanın kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleştiği halde, ortak çocuk yararına tedbir nafakası 400 TL'ye çıkartılmak suretiyle yeniden hüküm tesis edilmiştir. Bu konudaki hüküm kesinleştiği halde ortak çocuk yararına yeniden 400 TL tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru bulunmamış, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkilinin kusurlu davranışla rını affettiğini, ortak çocuk Batuhan'ın birine verilmesi ya da satılması konusunda müvekkilini zorladığını, ortak konutu hile ile dağıttığını, müvekkili tarafından açılan nafaka davasının kabul ile sonuçlanıp müvekkili ve ortak çocuğa nafaka bağlandığını belirterek davanın reddine, boşanma karar verilmesi halinde ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 300 TL tedbir-iştirak nafakası ile müvekkili için aylık 500 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesini istemiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde dava dilekçesindeki vakıalara ek olarak davalı kadının psikolojik rahatsızlığının bulunduğunu, 2016 yılı 8. ayında müvekkilinin yokluğunda ölümle tehdit edip hakaret ettiğini, aynı tarihte iş yerine gelerek şalvar giydireceğini, ne biçim erkeksin diyerek yine tehdit ve hakaret ettiğini belirtmiştir....

    Sadece boşanma davasında haklı çıkan yararına boşanma hükmü yönünden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Boşanmanın eki niteliğindeki kararlar için ayrıca vekalet ücreti verilemez. Kaldı ki ilk hükümle birlikte hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin hükümler taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmadığı için kesinleşmiştir. Kesinleşen hususlarda yeniden karar verilemesi de doğru değildir. Bu hususlar gözetilmeksizin davalı kadın yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş kararın yargılama gideri ve vekalet ücreti yönlerinden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 28.04.2021 (Çar.)...

      Dava dilekçesinde; davalı kocanın açtığı boşanma davasının reddedildiği, ortak yaşamın yeniden kurulamadığı, davacının ise herhangi bir işi ve gelirinin bulunmadığı ileri sürülerek, lehine 500 TL tedbir nafakasına hükmedilmesi istenilmiştir. Mahkemece; davacının ayrı yaşamada haklı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca ayrı yaşamada haklı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteyebilir. Taraflar 2002 yılında evlenmiş olup davalı eşin açtığı boşanma davası reddedilerek 25.01.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Aleyhine boşanma davası açılan eş bu dava sürerken ayrı yaşamda haklıdır. Boşanmanın reddinden sonra bu ayrı yaşamın sona erdirilmesi ve birliğin tekrar kurulması esas olup, yargılama sırasındaki haklılığın süresiz devam etmeyeceği açık olsa da, evlilik birliğini tekrar kurma görevi boşanma davası reddedilen kusurlu tarafa aittir....

        SONUÇ: Davacı-davalının kendi boşanma davasının reddi yönünden temyizinin kabulü ile hükmün yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre kadının davası ve ferileri hakkında yeniden hüküm kurulması zorunlu hale geldiğinden bu davanın ve tarafların diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.04.2015(Pzt.)...

          Mahkemece, bu durum gözetilmeden kesinleşen boşanma, velayet ve kişisel ilişki, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakaları, kadın lehine tedbir nafakası yönünden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....

            Böylelikle davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan boşanma davası temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Bu husus nazara alınmadan erkeğin reddedilen kesinleşen boşanma davası hakkında yeniden hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda 1., 2., 3., 4. ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle davalı-karşı davacı erkeğin karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440-442. maddeleri gereğince KABULÜNE, 22.01.2018 tarihli, 2017/6982 esas ve 2018/909 karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 20.03.2019 (Çrş.)...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından daha önce açılıp redle sonuçlanan boşanma davasında karar 21.06.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların bu tarihten itibaren davanın açıldığı tarihe kadar geçen üç yıldan fazla bir süredir ayrı yaşadıkları bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki şartlar gerçekleşmiştir. Bu durumda boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçeyle reddi doğru bulunmamıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından daha önce açılıp retle sonuçlanan boşanma davasında karar 04.03.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların bu tarihten itibaren davanın açıldığı tarihe kadar geçen üç yıldan fazla bir süredir ayrı yaşadıkları, bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki şartlar gerçekleşmiştir. Bu durumda boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçeyle reddi doğru bulunmamıştır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından daha önce açılıp retle sonuçlanan boşanma davasında karar 06.03.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların bu tarihten itibaren davanın açıldığı tarihe kadar geçen üç yıldan fazla bir süredir ayrı yaşadıkları bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki şartlar gerçekleşmiştir. Bu durumda boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçeyle reddi doğru bulunmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu