WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden, mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacaklardır. Somut olayda; taraflar arasındaki mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 28.09.2018 tarihinde sona ermiştir. Davacı taraf 11.03.2019 tarihinde banka havalesiyle davalının borcunu ödediği ve ödediği bu borca ilişkin talepte bulunduğuna göre, bu tarih mal rejiminin tasfiye tarihinden sonraki bir tarih olduğundan, bu alacak-borç ilişkisi nedeniyle taraflar arasında 4721 sayılı TMK'nun mal rejiminin tasfiyesine ilişkin mal rejimi hükümleri uygulanmaz....

KARŞI OY YAZISI Anlaşmalı boşanma davasında davacı eşin; -taşınır mal -taşınmaz mal -maddi tazminat -manevi tazminat -tedbir nafakası -yoksulluk nafakası konularında beyanı alınmışken davalı eşin bu konularda ifadesi alınmamıştır. Davacının özellikle taşınır mal ve taşınmaz mal isteminin bulunmadığı hususu hüküm fıkrasında gösterilmemiştir. Oysa bu anlatım mal rejiminin tasfiyesi davasında temyiz eden davalı kadın yararına kazanılmış bir haktır. Davacı koca bu haklarından feragat etmiştir. Diğer fer'i hükümlerde hüküm fıkrasına alınmamıştır. Davalının, hükmü temyizde hukuksal yararı ve haklılığı söz konusudur. Hükmün açıkladığım gerekçelerle bozulmasına düşünüyorum....

    İstinaf Sebepleri Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; davalı hakkında boşanma davası açıldığını, boşanma davasının sonuçlandığını, fakat boşanma ile birlikte yürütülmekte olan mal paylaşımı dosyasının tefrik edilerek başka bir esasa kaydedilen mal paylaşımı davasının devam ettiğini, davalı eşin son sözlerinde boşanmayı kabul ettiğini, ancak nafaka ve diğer tüm talepler yönünden davanın reddini talep ettiğini, bu nedenlerle Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/31 Esas sayılı dava dosyası sonuçlanıncaya kadar iş bu boşanma davasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir C....

      Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dosya içeriğinden davalıların anlaşmalı boşanma davası ile boşandıkları, boşanmaya rağmen birlikte oturmaya devam ettikleri sabit olduğu bu anlamda boşanma danışıklı olup, dava konusu taşınmazın mal kaçırma amacı ile önce boşanma ilamında davalı Nazife adına tesciline karar verildiği daha sonra da tapuda satış olarak işlem yapıldığının sabit bulunmasına göre davalı ....... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA 08/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Kadının davasında verilen boşanma kararı temyiz kapsamı dışında kalarak boşanma kesinleşmiş olup mal rejiminin tasfiyesine yönelik dava dinlenebilir hale gelmiştir. Davalı-karşı davacı kadının karşı davasında başvurma harcı alınmıştır. İsteğinin nispi harca tabi olması nedeniyle, başvuru harcının dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsadığı göz önünde bulundurularak, davalı-karşı davacı kadına, mal rejimi tasfiyesine yönelik talebi yönünden nispi peşin harcı yatırması için süre verilmesi (Harçlar Kanunu m.30-32), nispi harcı yatırması halinde yargılamaya devam edilmesi, yatırmaması halinde ise Harçlar Kanunu 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

          Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince(6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Bu itibarla; tarafların boşanmalarına ilişkin mahkemenin 6/11/2018 tarih, 2018/437 Esas 2018/656 Karar sayılı kararının henüz kesinleşmediği, kararın istinaf edilmesi üzerine dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11....

          Taraflar 20.08.1987 tarihinde evlenmiş; Müjde’nin 18.07.2005 tarihinde açtığı boşanma davasının kabulü ve 05.02.2008 tarihinde kesinleşmesi ile evlilik birliği son bulmuştur. TMK.nun 225.maddesinin 2.fıkrasına göre evliliğin boşanma ile sona erdirilmesi durumunda, eşler arasında mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle son bulur. Sözleşme ile başka mal rejimi seçilmediğinden 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170.maddesi gereğince mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği ve boşanma davasının açıldığı 18.7.2005 tarihine kadar ise, 4721 sayılı TMK.nun 202.maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, boşanma dava dosyasındaki beyanlarının mal rejiminin tasfiyesini kapsayıp kapsamadığı, mahkeme içi ikrar bulunup bulunmadığı ve iradenin fesada uğrayıp uğramadığı, dürüstlük kuralı, hakkın kötüye kullanılması noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir. 2....

              Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının tüm, davalı-karşı davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece; davalı- karşı davacı erkeğin, davacı- karşı davalı kadına mal mal iş yapıyorsun dediği, yine davalı karşı davacı erkeğin eşini sevmediğini, istemediğini söylediği kabul edilerek; kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin karşı boşanma davasının reddine karar verilmiştir....

                Mahkemece, boşanma davasının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 31.07.1980 tarihinde evlenmiş, 10.01.2006 tarihli açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 10.01.2006 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. (TMK.nun 225/2). TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Dava konusu taşınmaz 20.08.1984 tarihinde davalı adına satın alma nedeniyle tescil edilmiştir. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler....

                  UYAP Entegrasyonu