İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece hükmüne karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; davalı hakkında boşanma davası açıldığını, boşanma davasının sonuçlandığını, fakat boşanma ile birlikte yürütülmekte olan mal paylaşımı dosyasının tefrik edilerek başka bir esasa kaydedilen mal paylaşımı davasının devam ettiğini, davalı eşin son sözlerinde boşanmayı kabul ettiğini, ancak nafaka ve diğer tüm talepler yönünden davanın reddini talep ettiğini, bu nedenlerle Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/31 E.sayılı dava dosyası sonuçlanıncaya kadar iş bu boşanma davasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava konusu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davasıdır....
Büyükşehir Belediyesince alındığı 17.04.2015 tarihli karşılık yazıdan anlaşıldığına ve taraflar arasındaki mal rejimi boşanma dava tarihi itibariyle sona erdiğine göre, davalıya tahsis edilen pazar yerlerinin mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi olan 29.06.2012 tarihi itibariyle mevcut durumuna göre değerleri bilirkişi tarafından belirlenmek suretiyle, bu değerler üzerinden katılma alacağına karar verilmesi gerekirken, tüm tahsis değerleri üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
Aile 2013/926 esas ve 2013/1043 karar sayılı boşanma dosyası incelendiğinde, taraflarca imzalanan 11.11.2013 tarihli protokol başlıklı evrakta boşanmanın ferisi niteliğindeki talepler ile birlikte ayrıca 5 nolu bentte " tarafların birbirlerinden başkaca menkul ve gayrimenkul mal talebi bulunmamaktadır" şeklinde kararlaştırıldığı, boşanmada görülen duruşmada her iki tarafın alınan imzalı beyanlarında mal varlığı ile ilgili bir taleplerinin olmadığını belirttikleri, temyiz edilmeden kesinleşen boşanma ilamı hüküm fıkrasında da "mal varlığı konusunda anlaşmazlık bulunmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiği anlaşılmaktadır. Tarafların boşanma dava dosyasında imzalı beyanlarında kullandıkları "malvarlığı" ifadesi Yargıtay'ın ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre mal rejiminin tasfiyesini de kapsar. Zira bahsedilen "mal varlığı" tabirinden mal varlıklarına ilişkin ayni ve şahsi hakların tamamının anlaşılması gerekir....
Davanın kabulüne dair verilen karar Dairece; “...mahkemece, davalının dava dışı eşi tarafından davalı aleyhine boşanma ve dava konusu taşınmazı da kapsar şekilde mal tasfiyesi davası açtığı eldeki davanın da mal tasfiyesine yönelik davayı sonuçsuz kılmak amaçlı açıldığı değerlendirmesi ile davanın reddedilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemece, davanın reddine gerekçe gösterilen mal tasfiyesine ilişkin davanın sonucu beklenmeden karar verilmiştir. Nitekim eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen dava dosyası bilgilerinden dava dışı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan boşanma ve mal tasfiyesine ilişkin davanın ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/71 esas sayılı dava dosyasında görülmesi sonucunda boşanma davasının kabul edilmiş olduğu, ancak kararın henüz kesinleşmediği, mal tasfiyesine yönelik davanın ise anılan dosyadan tefrik edilerek ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008 /581 sayılı esasına kayıtlandığı ve davanın halen derdest olduğu görülmektedir....
Mahkemece; dava konusu taşınmazların mal rejiminin tasfiyesine konu edilebilecek evlilik içinde edinilmiş mal olmayıp kişisel mal niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 07.07.2007 tarihinde evlenmişler, 22.02.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 29.03.2012 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında, eşler, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden, evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....
Taraflar arasındaki boşanma davası eldeki davanın karar tarihinde halen derdesttir.Eldeki dava 13.11.2008 tarihinde açılmış olup, 01.10.2007 - 31.10.2008 tarihleri arasında 13 aylık ecrimisil bedelinin tahsiline ilişkindir.4722 sayılı Türk Medeni Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 10/1.maddesinde "Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder. Eşler, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak 1 yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar.''...
Aile Mahkemesinden verilen 01.07.2011 gün ve 375 / 602 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tarafların 1995 yılında evlendiklerini, müvekkilinin evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz ve mal varlığı üzerinde katkı payı ve katılma alacağı bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 100.000 TL alacağın davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, iddiaların doğru olmadığını, taşınmaz ve mal varlığına davacının katkısı bulunmadığını açıklayarak yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece taraflar arasındaki boşanma kararının kesinleşmediği, kesinleşmiş boşanma hükmünün mal rejiminin tasfiyesine ilişkin uyuşmazlıklarda davanın ön koşulu olduğu görüşünden hareketle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DAVA TÜRÜ :Boşanma-Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki "boşanma" ve "mal rejimi" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm,davalı-karşı davacı (koca) tarafından; kendi davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-karşı davacı tarafından usulüne uygun şekilde açılmış bir boşanma davası bulunmadığı gibi, karşı davasının katkı payı alacağına ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.11.2012 (Çrş.)...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkili ile davacının 27/07/2017 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, taraflar arasında anlaşmalı boşanma protokolünün mevcut olduğunu, bu boşanma protokolünün 5. maddesine göre tarafların birbirlerinden mal paylaşımı talebinde bulunamayacaklarının açık olduğunu, bu nedenle davacı tarafın açmış olduğu davanın hukuka aykırılık teşkil etmekte olduğunu, yerleşik içtihatlara göre anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımı talep etmeyeceğini beyan eden tarafın daha sonra dava açıp talepte bulunma hakkı bulunmadığını, mal paylaşımı kapsamında müvekkilinin kendi adına kayıtlı olan 34 XX 210 plakalı Honda Activa S125 marka motosikleti 24/07/2017 günü davacıya devrettiğini, davacının artık evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle mal rejiminin tasfiyesini isteme hakkının kalmadığını belirterek hukuka aykırı olarak açılmış bulunan bu davanın reddi ile avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini...