Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkili ile davacının 27/07/2017 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, taraflar arasında anlaşmalı boşanma protokolünün mevcut olduğunu, bu boşanma protokolünün 5. maddesine göre tarafların birbirlerinden mal paylaşımı talebinde bulunamayacaklarının açık olduğunu, bu nedenle davacı tarafın açmış olduğu davanın hukuka aykırılık teşkil etmekte olduğunu, yerleşik içtihatlara göre anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımı talep etmeyeceğini beyan eden tarafın daha sonra dava açıp talepte bulunma hakkı bulunmadığını, mal paylaşımı kapsamında müvekkilinin kendi adına kayıtlı olan 34 XX 136 plakalı Honda Activa S125 marka motosikleti 24/07/2017 günü davacıya devrettiğini, davacının artık evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle mal rejiminin tasfiyesini isteme hakkının kalmadığını belirterek hukuka aykırı olarak açılmış bulunan bu davanın reddi ile avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini...
Maddesi gereğince eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda boşanmaya karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkemenin, yetkili olduğunun düzenlendiği, taraflar arasındaki boşanma davasının Konya 7.Aile Mahkemesi 2021/1440 esas sayılı dosyasında derdest olduğu, bu dosyada davalının yetki itirazının reddine karar verildiği, Yargıtay 8.HD'nin 2016/10334 esas 2020/625 karar 2014/1687 esas 2015/7183 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere mal rejiminin tasfiyesi davasında eşlerin kesinleşmiş mahkeme hükmü ile boşanmış olmalarının davanın ön koşulu olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki boşanma davasının bekletici mesele yapılarak, boşanma davası kesinleştikten sonra işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1- a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin yetkisizlik kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine...
Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu taşınmaz 19.10.2006 tarihli satış sözleşmesi ile davalı adına 108 ay vadeli olarak satın alınmış olup, boşanma dava tarihine kadar 24 taksidi ödenmiştir. Dava, taşınmazın edinme tarihi itibariyle mal rejiminin tasfiyesine dayalı katılma alacağına ilişkindir. Tarafların boşanmasına ilişkin .........
Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi sebebiyle açılan alacak davalarında kural olarak mal rejiminin sona erdiği anda (boşanma dava tarihinde) mevcut bulunan edinilmiş mallar tasfiye anındaki değerleri gözetilerek tasfiye yapılmaktadır. (TMK’nun 232, 235/1.m) Mal rejiminin sona erdiği sırada bulunmayan, evlilik sırasında edinilmiş olmakla birlikte boşanma davası açılmadan önce elden çıkartılan mal varlığı değerlerinin de istisnai olarak devredildikleri tarih dikkate alınarak tasfiyeye katılma imkanı bulunmaktadır (TMK’nun 229, 235/son m.) Ancak mal rejimi sona erdiği (boşanma dava tarihinde) sırada mevcut bulunmayan mal veya değerler bakımından tasfiye yapılamaz....
Hukuk Dairesinin yerleşen kararlarında, usul ekonomisi ilkesi gereğince henüz mal rejimi davası derdest iken açılan ve devam eden boşanma davasının bulunması halinde, boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği hususu öteden beri ilke olarak vurgulanmaktadır. (Yargıtay 8. HD'nin 20/02/2019 tarih ve 2017/13253 Esas, 2019/1687 Karar, 10/04/2019 tarih ve 2018/12846 Esas, 2019/3941 Karar vs.) Buna göre, mahkemece verilen karar tarihinden önce 31/12/2019 tarihinde açılmış boşanma davası bulunmasına rağmen, mahkemece önceki boşanma davasının reddedildiği gerekçesiyle iş bu davanın reddine karar verilmesi usul ekonomisi ilkesine açıkça aykırıdır. Davacı vekilinin istinaf başvurusu bu nedenle yerinde görüldüğünden, henüz kesinleşmediği belirlenen İzmir 20....
TMK. nun 225.maddesinin 2.fıkrasına göre evliliğin boşanma ile sona erdirilmesi durumunda, eşler arasında mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle son bulur (TKM.m.225). Sözleşme ile başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170.maddesi gereğince mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 20.09.2004 tarihine kadar ise, 4721 sayılı TMK.nun 202.maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....
Mal ayrılığı rejiminde; Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. 743 sayılı TKM'nin 153.maddesi uyarınca, kadının eve bakması, temizlik yapması, çocukları yetiştirmesi asli görevidir, bunları yapmak edinilen mala katkı sayılmaz. Somut olayda; eşler, 06.02.1991 tarihinde evlenmiş, 02.04.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir ( TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m)....
Dosya arasında nüfus kaydı veya veraset belgesi bulunmamakla birlikte tarafların kabulünde olduğu üzere davacıların, davalının çocukları olduğu, davacıların annesi ve davalının boşandığı eşi olan ...’ın ölümü sonrası mirasçılarından davacılar tarafından mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. ... ile davalı ... 11.4.1966 tarihinde evlenmiş, davacıların annesi ...’ın 2.10.2000 tarihinde açtığı boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 25.7.2006 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m). ... ile Hasan arasındaki yasal mal rejimi boşanma davasının açıldığı 2.10.2000 tarihi itibarıyla sona ereceğine ve bu tarihten sonra varsa edinilen mallar üzerinde eşler birbirinden mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğinde bulunamayacaklarına göre taraflar arasında geçerli mal rejiminin mal ayrılığı rejimi olduğu konusunda kuşku duyulmaması gerekir....
Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi, 2. Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme, 3. Diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi. ” C. Değerlendirme 1. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı Kanun'un 214 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme yetkilidir. Buna göre, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki, 6100 sayılı Kanun hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı 4721 sayılı Kanun'a göre belirlenmelidir. 2....
Şu durum karşısında mal rejiminin sona erdiği tarih boşanma dava tarihi olup, tasfiye anı ise, mal rejimiyle ilgili kararın verildiği tarih olmaktadır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiğine göre kural olarak, açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp kesinleşmedikçe, mal rejiminin tasfiyesinin yapılamayacağı kabul edilmektedir. Bu durum karşısında mal rejimi davaları ancak açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve kesinleşmesinden itibaren zamanaşımı süresi içerisinde açılması mümkündür. Yani hak açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve kesinleşmesiyle doğar. Boşanma davası ile mal rejimi davası birlikte açılmış ise mal rejimi davasının boşanma davasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydının yapılması ve boşanma davasının sonucunun beklenmesi bakımından bekletici mesele yapılması gerekmektedir....