Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki bilgi belgelere, özellikle tanık beyanlarına ve adres kayıt sistemi verilerine göre reddedilen ilk boşanma davasından sonra fiili ayrılığın devam ettiği yani ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle yalnızca boşanma talepli asıl dava kabul edilmiştir. Ancak reddedilen ilk davada davacı erkeğin evden nedensiz ayrıldığı, bu nedenle kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Yine iş bu esas numarasında açılan karşı davada toplanan delillerden davalı erkeğin fiili ayrılık döneminde karşı davacıdan başka bir kadınla ilişkisi olduğu ve bu ilişkiden Elif Hıdır isimli 29/03/2017 doğumlu evlilik dışı bir çocuğu bulunduğu anlaşılmıştır. Bu bakımdan karşı davalı erkek fiili ayrılık döneminde sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığından ve reddedilen ilk boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa neden olduğundan (ANKARA BAM 2.HD. E: 2019/2543, K: 2021/1708; İSTANBUL BAM 10.HD....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/09/2020 NUMARASI : 2019/330 ESAS 2020/406 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin evi terk edip gittiğini, arayıp sormadığını, ekonomik olarak destek sağlamadığını, retle sonuçlanan boşanma davası açarak boşanma sebebi oluşturduğunu, retle sonuçlanan davanın kesinleşmesinden sonra 3 yıl geçtiğini, ancak tarafların bir araya gelmediklerini, tüm bu nedenlerle tarafların TMK 166/son maddesi gereğince boşanmalarına, kadın için 1.000 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 100.000 TL maddi-100.000 TL manevi tazminata, adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı-davalı erkeğin, ilk boşanma davası açıldıktan sonraki fiili ayrılık döneminde, Eda isimli kişi ile birlikte aynı hanede yaşamaya başladığı sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında başka bir kadınla karı-koca gibi fiili birlikteliği olan erkeğin zina eyleminin gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Öyleyse, kadının zinaya dayalı boşanma davasının, erkeğin sübut bulan zinası sebebiyle (TMK m. 161) kabulü gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 22/12/2005 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten bir tane müşterek çocuklarının olduğunu, davalının ilk olarak açtığı boşanma davasının Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/244 E sayılı dosyasında reddedildiğini, sonrasında fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davası açtığını, Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/5 E sayılı- 2017/391 K sayılı kararı ile boşanmalarına karar verildiğini, müvekkilinin davalının açmış olduğu boşanma davasında kocasının üstüne kuma getirdiğini ve bu bayanla birlikte yaşadığını belirttiğini, bu hususun davalının nüfus kayıtlarında Menice isminde bir bayandan 03/02/2012 doğumlu Zahir isminde bir erkek çocuğunun olduğunun anlaşılacağını, boşanma davasında müvekkiline kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını, kusurlu tarafın davalı olduğunu ve buna rağmen boşanmaya karar verildiğini, müvekkilinin çocuğu ile birlikte ortada bırakıldığını...

    tekrar yaşandığını, kız isteme aşamasında davalının davranış ve tutumları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez bir hal aldığını, davalının fiili ayrılığa dayalı olarak nafaka davası açtığını, davacının 250,00 TL nafaka ödemesine karar verildiğini, icra takibi başlatıldığını, davalının sigortalı çalışıp oturduğu evin de sahibi olduğunu, bu nafakaya ihtiyacı olmadığını belirterek tedbir nafakasının boşanma kararı ile birlikte kesilmesini ve tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:''Asıl dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesi uyarınca açılan fiili ayrılık nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Karşı dava ise; TMK'nın 166. maddesi ile düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma talebi ile TMK'nın 161. maddesinde düzenlenen, özel boşanma sebeplerinden olan zina hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir....

    Davacı kadın vekilinin; reddedilen maddi ve manevi tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. (TMK m. 174). Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (TMK m.178) . Dosya kapsamı incelendiğinde; mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurlu olarak kabul edilmiş ise de; davalı erkeğin Tavas Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2012/311 Esas ve 2013/317 Karar sayılı dava dosyasında red ile sonuçlanan boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebep olduğu ve boşanma sebebi yarattığı anlaşılmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda reddedilen ilk boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratan davacı kadın ile, fiili ayrılık döneminde eşiyle birlikte yaşamaktan kaçınan davalı erkeğin eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru...

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/11/2021 NUMARASI : 2019/357 ESAS 2021/762 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

      Aile Mahkemesi'nin 2014/1637 E 2015/964 K sayılı boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre; red kararı ile sonuçlanan boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet veren davacı-davalı kadın tam kusurludur. Davalı-davacının kusur belirlemesine yönelen istinaf isteminin kabulü ile, kusur belirlemesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir. Belirlenen kusur durumuna göre, tarafların manevî tazminat talebinin değerlendirilmesinde; Boşanma sebebiyle manevî tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması gereklidir (TMK md:174/2). Tarafların kusur durumuna göre davacı-davalı kadın lehine TMK'nın 174/2. maddesi koşullarının oluşmadığı anlaşılmıştır....

      UYAP Entegrasyonu