WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava fiili ayrılığa dayalı boşanma karşı dava ise şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. İnceleme sırasında davacı davalı erkeğin 03.02.2022 tarihinde öldüğü, ölümün mernis kayıtlarına işlendiği anlaşılmaktadır. Kadının istinaf talebi olmadığından asıl davada verilen boşanma kararı ölümden önce kesinleşmiştir. Kadının karşı davasına yönelik erkeğin istinafı nedeni ile karşı davanın kabulü, kusur ve diğer feri hususular ise henüz kesinleşmemiştir. TMK 'nun 181/2 maddesi uyarınca yasal mirasçıların sağ kalan eşin kusurunu ispat etmek hakları mevcuttur....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava fiili ayrılığa dayalı boşanma davasıdır. Davalı cevap dilekçesi ile davacının tüm taşınır taşınmaz malları ile banka hesapları hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, ilk derece mahkemesince davalının ihtiyati tedbir talebi 12.07.2021 tarihli ara karar ile reddedilmiş, karar davalı tarafından istinaf edilmiştir. İhtiyati tedbiri düzenleyen Hukuk Muhakemeleri Kanunun 389/1 maddesindeki yasal tanıma göre ihtiyati tedbir kararı münhasıran dava konusu hakkında verilebilir. Somut olayda davacıya ait tüm taşınır taşınmaz malları ile banka hesapları hak ve alacakları dava konusu değildir. Boşanmanın ferilerinden olan hükmedilmesi muhtemel nafaka ve tazminat alacağını güvence altına almak için dava konusu olmayan mal hak ve alacaklara ihtiyati tedbir konulamaz....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava fiili ayrılığa dayalı boşanma davasıdır. Davalı cevap dilekçesi ile davacının tüm taşınır taşınmaz malları ile banka hesapları hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, ilk derece mahkemesince davalının ihtiyati tedbir talebi 12.07.2021 tarihli ara karar ile reddedilmiş, karar davalı tarafından istinaf edilmiştir. İhtiyati tedbiri düzenleyen Hukuk Muhakemeleri Kanunun 389/1 maddesindeki yasal tanıma göre ihtiyati tedbir kararı münhasıran dava konusu hakkında verilebilir. Somut olayda davacıya ait tüm taşınır taşınmaz malları ile banka hesapları hak ve alacakları dava konusu değildir. Boşanmanın ferilerinden olan hükmedilmesi muhtemel nafaka ve tazminat alacağını güvence altına almak için dava konusu olmayan mal hak ve alacaklara ihtiyati tedbir konulamaz....

Davacı- davalı kadının, ayrılık davasının reddine yönelik istinaf talebine hasren yapılan incelemede; (1)Boşanma sebebi ispatlanmış olursa hakim boşanma veya ayrılığa karar verir. (2)Dava yalnız ayrılığa ilişkinse boşanmaya karar verilemez. (3)Dava boşanmaya ilişkinse ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir (TMK m 170). Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar. ( TMK m. 171). Türk Medeni Kanununun 170. maddesinin son fıkrası uyarınca ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebeplerinin ispatlanmış olması ve ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması gerekmektedir. Yapılan inceleme ve toplanan delillerden; davalı- davacı kocanın güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, eşini istemediğini söylediği ve hakaret ettiği anlaşılmıştır....

Bu durumda Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesi koşulları gerçekleştiğinden davacının açtığı boşanma davasının kabul edilmesinde usul, yasa ve dosya kapsamına aykırılık bulunmamıştır. Bu nedenle, boşanma davasının kabulü yönünden davalı kadının istinaf itirazları haklı bulunmadığından istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. Her ne kadar davalı kadın istinaf itirazlarında, erkeğin evini terk ederek kusurlu olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de fiili ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü için kusur şartı aranmadığı , eldeki davada da 3 yıllık fiili ayrılık süresinin dosya kapsamıyla gerçekleştiği dikkate alınarak boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde delillerin takdirinde hata bulunmamıştır. Davalı kadının istinaf itirazları haklı bulunmadığından istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur....

Davacı vekili tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve yetiştirme yurduna yerleştirildikleri gerekçesiyle ergin olmayan müşterek çocuklar Feride, Salih, Cahit, Şemile ve Kerime hakkında velayet konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. Ergin olmayan çocuklarının Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda koruma altına alınmış olması, ana ve babanın çocuk üzerindeki kanundan doğan velayet hakkını, bu yönde alınmış bir karar olmadıkça kaldırmaz. Velayet düzenlemesi kamu düzenine ilişkindir. Mahkeme, boşanma veya ayrılığa karar verirken velayeti res’en düzenlemek zorundadır (TMK.m. 182/1). Tarafların boşanmalarına karar verildiğine göre ergin olmayan müşterek çocukların velayeti ile ilgili bir düzenleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

    TMK'nın 170. maddesine göre; "Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hakim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir." Dosya incelendiğinde; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere sadakat yükümlülüğünü ihlal eden ve maddi yükümlülüklerini yerine getirmeyen koca birliğin sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurludur. Ancak Türk Medeni Kanunu’nun 170. maddesi uyarınca ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebeplerinin ispatlanmış olması ve ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması gerekmektedir. Eldeki davada, boşanma sebepleri gerçekleşmekle birlikte, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimali toplanan delillerle kanıtlanamamıştır. Bu itibarla mahkeminin davanın reddi kararı usul ve yasaya uygundur....

    Buna göre davacı birleşen davalı erkek tarafından açılan boşanma davasında davalı kadının herhangi bir kusuru ispatlanamamış, aksine bu dönemde açtığı nafaka davasında davalı kadın haklı bulunmuştur. Bu durumda reddedilen boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebep olan davacı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu kanaatine varılmış..."gerekçesi ile; "1- Davacı-birleşen dosyada davalı kocanın 09.08.2019 tarihinde ölümü ile evlilik sona erdiğinden boşanma yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 2- Davcı-birleşen dosyada davalı kocanın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğunun TESPİTİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı Müteveffa mirasçıları; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır....

    nin 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya kusur tespiti gönünden devam etme iradesini gösterdiği, ölenin mirasçılarının kusur tespiti açısından artık delil gösteremeyecekleri, taraflar arasında daha önceki bir tarihte görülerek ret ile sonuçlanıp kesinleşen boşanma davası olduğu, bu davada kadının kusurunun tespit edilemediği, erkeğin reddedilen bu boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet verdiği ve beraber yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yarattığı ve boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı erkeğin yargılama aşamasında ölmesi nedeniyle boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusursuz olduğunun tespitine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek mirasçısı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

      Bu kapsamda, ilk davayı açarak fiili ayrılığa zemin hazırlayan erkek eş bu sebeple kusurlu olduğu gibi, davanın reddi nedeniyle, kadına bir kusur yüklenememiştir, Türk Medeni Kanununun 166/4 maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan, tarafların evlilikleri sırasında erkek çocukları olmadığı için başka bir kadınla imam nikahlı olarak yaşamaya başlayan, davalı kadını terk ederek evden ayrılan maddi - manevi destekte bulunmayan erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmekle davacının TMK'nun 166/4 maddesindeki koşullar gerçekleştiğinden fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma davasının kabulü ile, tarafların boşanmalarına, Ankara Batı 2.Aile Mahkemesinin 2015/334- 850 E-K ilamı ile hükmolunan aylık 750,00 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalı kadına verilmesine, karar kesinleşinceye kadar aynen devamına, karar kesinleştiğinde aylık 250,00 TL arttırılmak suretiyle aylık 1.000,00 TL yoksulluk...

      UYAP Entegrasyonu