"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı (koca) tarafından, kadının boşanma davası ve aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiği görülmektedir. Hükme esas alınan, redle sonuçlanan önceki boşanma davası, dosya arasında bulunmamaktadır. Sözü edilen reddedilen boşanma davasına ilişkin ... 2....
Oysa, davacı tarafından açılan ve retle sonuçlanan ilk boşanma davası, Yargıtay 2. H.D.'nin 2009/18713 Esas, 2010/19596 Karar sayılı ilamı ile onararak kesinleşmiştir. Kesinleşen bu kararla, davalı kadının evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede bir kusurunun bulunmadığı hükmen belirlenmiştir. Ret kararının kesinleşmesinden sonra geçen üç yıllık süre zarfında da davalının bir kusuru kanıtlanamamıştır. Boşanmaya sebep olan olaylarda fiili ayrılığa neden olan davacı tamamen kusurludur. Davalının kusurlu bir davranışı ise ispatlanamamıştır. Bu halde davalı yararına Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi uyarınca maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava fiili ayrılığa dayalı boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın TMK 166/son maddesi uyarınca kabulüne karar verilmiş, karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir....
Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan fiili ayrılığa dayanmaktadır....
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların aynı şehir veya farklı şehirde yaşamaları hali konusunda bir ayrıma gidilmeksizin, süreleri ve saatleri belirli ve infazı kabil kişisel ilişki hükmü kurulmamış olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3.Bölge Adliye Mahkemesi kararında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar arasındaki ilk davayı açarak fiili ayrılığa neden olan davacı-davalı kadının tam kusurlu olduğuna hükmedilmiş ise de dosyanın tetkikinden, taraflar arasında görülen ve reddedilen ilk boşanma davasından sonra ortak yaşamın kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacı-davalı kadın tarafından fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan işbu davanın reddine karar verilmesi gerekirdi....
2015 doğumlu bir çocuğunun olduğu, kadının çocuğu dava tarihinden önce öğrendiği iddiasının erkek tarafından ispat edilemediği gibi, zina eylemi devam ettiğine göre hak düşürücü sürenin geçmiş sayılamayacağı, bu hali ile fiili ayrılık döneminde erkeğin zina eyleminde bulunduğu sabit olduğu, kadının zina sebebiyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, erkek tarafından açılan ve fiili ayrılığa esas alınan boşanma davasının reddedilmiş olmasının, o dava tarihine kadar yaşanan olaylarda davalıya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı konusunda kesin hüküm oluşturduğu, sözü edilen davadan sonra tarafların bir araya gelmediklerine ve davalının fiili ayrılık döneminde bir kusuru iddia ve ispat edilmediğine göre, boşanmaya sebep olan olaylarda kadına kusur yüklenemeyeceği, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son maddesine dayanak teşkil eden ve red ile sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili...
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davalı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava; davacı kadının iddialarını ispatlayamaması ve davalı erkeği evden kovduğu, sonra geri çağırdığı gerekçesiyle reddedilmiş ve temyiz edilmeksizin 29.05.2015 tarihinde kesinleşmiştir. İlk davayı açarak fiili ayrılığa zemin hazırlayan davalı kadın bu sebeple kusurlu olduğu gibi, davanın reddi nedeniyle, erkeğe bir kusur yüklenemeyecektir.Toplanan delillerden, fiili ayrılık döneminde davacı erkeğe kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan davalı kadının, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m. 166/1) boşanma davasına karşı, davalı-karşı davacı kadın tarafından da, 14.03.2013 tarihinde ayrılığa dayalı ( TMK m. 170) "karşı dava açılmış ve harcı yatırılmıştır. Mahkemece, erkeğin davası hakkında karar verilmiş, kadının karşı ayrılık davası hakkında ise hüküm kurulmamıştır. Karşılıklı dava açılması durumunda mahkemece davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1451 KARAR NO : 2022/403 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KULU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/04/2021 NUMARASI : 2019/438 ESAS 2021/299 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile 2012 yılından itibaren resmi olarak evli olduklarını, her ikisinin de 2....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkek tarafından açılıp reddedilen ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak, davalı kadına bir kusur yüklenemeyeceği , toplanan delillerden fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamadığı , retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve bu dava sonrasında da birlikte yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, davalının emekli olduğu ve sabit bir gelirinin bulunduğu, boşanmaya neden olan olayların davalının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, 150.000,00 TL maddî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kadının tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....