WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinde boşanma davası açtığı ancak kendi kusuru nedeniyle davanın reddine karar verildiği, açıklanan gerekçelerden dolayı davalının tam kusurlu olması gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, aylık 900 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10.000 TL manevi tazminat ile 13.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı asil istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, davanın kabulü ile boşanma, nafaka ve tazminatlar ve miktarları bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Dava; fiili ayrılık hukuksal sebebine ( TMK 166/son ) dayalı boşanma ve ferilerine yöneliktir....

Dosya kapsamındaki delillerden ve tanık ifadelerinden taraflar arasındaki fiili ayrılığa neden olan olayın davalı-davacı kadının telefonundan başka bir erkeğe gönderilen ve kadının sadakatsizliğini gösteren mesaj olduğu sabittir. Davacı-davalı erkeğin de kadının birleşen boşanma davası öncesinde başka bir kadınla otel kaydı bulunmaktadır. Tanıklardan davalı-davacı kadının annesi, tarafların bir yıl nişanlı kaldığını, kızının yaşayacağı ortamı gördüğünü ve aile apartmanında yaşayacağını bilerek evlendiğini beyan etmiştir. Taraflar arasındaki fiili ayrılığına neden olan olay kadının telefonundan başka bir erkeğe gönderilen mesaj olup, kadının annesinin ifadesi ile birlikte değerlendirildiğinde, davacı-davalı erkeğe bölge adliye mahkemesince "Manevi olarak bağımsız konut temin etmediği ve aile müdahalesine sesiz kaldığı" kusurlarının eklenmesi yerinde olmamıştır....

    Bu davadan sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının da ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve birlikte yaşamaktan kaçınan davacı erkeğin boşanmaya neden olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Öyleyse, mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı kadının maddi tazminat talebinin (TMK m. 174/1) reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir....

      Aile Mahkemesinin 2013/556 Esas sayılı dosyasının ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasındaki 3 yıllık yasal süre geçmediğinden reddine karar verildiğini, bu davanın da usulden reddedildiği, mahkemece davanın esastan reddedilmediğinin kabul edilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verildiğini, ayrıca davacının dava dilekçesinde eylemli ayrılık sebebine dayalı olarak boşanma talep etmiş ise de, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında boşanma davası olduğunun tespit edildiği ve duruşma zaptının imza altına alındığını, Mahkemece çelişki giderilmeksizin boşanma kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kabul edilen boşanma davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....

        Bununla birlikte taraflarca boşanmanın ferisi yönünde taleplerde bulunulmadığı anlaşılmakla kusur değerlendirilmesi yönüne gidilmeksizin, (Eylemli ayrılık sebebine dayalı boşanma davasında boşanma kararı verilmesi için tarafların kusur durumu ayrıca araştırılması gerekmemekte ise de varsa boşanmanın ferisi niteliğindeki talepler için kusur araştırması yapmak lazım gelir:Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/23557E- 2017/2629K) fiili ayrılığa dayalı davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçeyle; "Davanın KABULÜ ile; tarafların TMK’nun 166/4 maddesi gereğince BOŞANMALARINA," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı kadın; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

        Kabule göre de; dava boşanmaya ilişkin ise, ancak ortak hayatın kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir, böyle bir durumda mahkemece hem ayrılığa, hem de boşanma davasının reddine karar verilmesi usule aykırıdır. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir....

          Hukuk Dairesi'nin 26/12/2022 tarihli 2022/9207 Esas, 2022/10855 sayılı kararı ile; "Davacı-davalı erkek tarafından açılan fiili ayrılık nedeniyle boşanma(TMK.166/4) davası ile davalı davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine(TMK.166/1) dayalı boşanma davalarında ilk derece mahkemesince, erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Karar hakkında tarafların istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince; ilk davayı açarak fiili ayrılığa kadının neden olduğu, fiili ayrılık döneminde de erkeğin ispat edilen bir kusurunun bulunmadığı belirtilerek, boşanma hükmünün istinaf edilmeyerek erkeğin davasında kesinleşmesi nedeni ile kadının davası hakkında karar verilnmesine yer olmadığına, tedbir nafakası miktarının arttırılmasına, kadının yoksulluk nafakası ve maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (...) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, fiili ayrılığın ... başına boşanma sebebi oluşturmadığı gibi davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirir az dahi olsa bir kusurun ispat edilemediğinin anlaşılmış bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13.11.2014(Prş.)...

            Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve erkek tarafından açılıp erkeğin feragati sebebiyle reddedilen ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak, davalı kadına bir kusur yüklenemez. Toplanan delillerden, fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve bu dava sonrasında da birlikte yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir....

              Taraflar arasında, ilki davalı tarafından 21.06.2004 tarihinde açılan 16.09.2004 tarihinde feragat sebebiyle reddedilen, ikincisi, davacı tarafından 07.06.2011 tarihinde açılan ve 22.09.2011 tarihinde feragat sebebiyle retle sonuçlanan iki ayrı boşanma davasının mevcut olduğu görülmektedir. Davacı, dava dilekçesinde davalı ile on yılı aşkın bir süredir ayrı yaşadıklarını ileri sürdüğüne göre, boşanma talebi Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan fiili ayrılığa da dayanmakla birlikte, lehine bu sebep oluştuktan sonra davacı 07.06.2011 tarihinde açtığı davadan feragat ettiğine göre, bu tarihten itibaren üç yıl geçmedikçe aynı sebepten (TMK.md.166/4) yararlanması olanağı yoktur. Bu bakımdan davanın Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi bakımından da davanın reddi açıklanan sebeple sonucu bakımından doğru bulunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu