Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre sanığın, tehdit suçunu uzlaşmaya tabi olmayan eşe karşı kasten yaralama suçuyla birlikte işlediği belirlenerek yapılan incelemede; 1-Akıl hastası olduğu iddia edilen sanığa savunmasının alındığı oturumda CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca zorunlu müdafi tayin edilmemesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 2-Sanığın suç tarihi itibariyle TCK'nın 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış ya da önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda yöntemince bir sağlık kurulundan rapor aldırılması gerektiği gözetilmeden, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyhekim Psikyatri Kliniği'nin 29/10/2014 tarihli tek hekim imzalı raporuna istinaden ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, 3-Akıl hastalığı nedeniyle cezai ehliyetinin bulunmadığından...
Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2014 tarihli ve 2014/1307 esas, 2014/356 sayılı aynen infaza ilişkin ek kararı hükümsüz kalacağından bu karar kanun yararına bozma incelemesine konu edilmeksizin yapılan incelemede: Dosya kapsamına göre, 1- Sanığın işlediği başka suçlardan yargılandığı Mahkemelerce akıl hastalığı nedeniyle güvenlik tedbirine hükmedildiği ve geçmişte akıl hastalığı bulunduğu adli sicil kaydından anlaşılan hükümlü hakkında, (Kapatılan) Adana 3....
Davalı karşı davacı kadın hakkında vasi tayini kararı var iken aynı zamanda hakkında Adli Tıp Genel Kurulunun 05/11/2015 tarihli kadının fiil ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği tespit edilemediğine dair raporu mevcuttur. Bu durumda kadının akıl sağlığının incelemeye konu olan boşanma davası tarihinde ve halen yerinde ve vasi tayinine gerek olup olmadığının tespiti, hem davada kadının temsil edilmesi hem de kusur belirlemesi açısından önemlidir....
Görüldüğü üzere, ev başkanı, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumludur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşıldığı gibi, üçüncü kişilere verdikleri zararla ev başkanını sorumluluk altına sokanlar; küçük, kısıtlı ve akıl hastalığı veya akıl zayıflığı olan kimselerdir. Eş söyleyişle, ev başkanının MK 369/1'den doğan bu sorumluluğu, her şeyden önce şahıs itibariyle sınırlı olup, sadece küçük, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı ve kısıtlıların haksız davranışları ile başkalarına verdikleri zararlardan sorumludur. Hemen belirtmelidir ki, bu düzenleme hukuk sistemimiz içinde başkasının eyleminden sorumluluğu düzenleyen ayrık hükümlerden birisidir....
TMK 405. maddesi gereği, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı vasisi tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesi uyarınca akıl hastalığı nedeni ile açılan boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vasisi tarafından temyizi üzerine Dairemizin 09.05.2017 tarihli ve 2016/495 esas, 2017/5670 karar sayılı ilamı ile davalının vesayet dosyasındaki 01.02.2008 tarihli resmi sağlık kurulu raporunda "hafif düzeyde zeka geriliği'’ tanısı konulduğu ve medeni hakları kullanamayacağı bildirildiği, bu rapora dayanılarak davalının vesayet altına alındığı, davalının hastalığının ortak hayatı davacı eş için çekilmez hale getirip getirmeyeceği raporda belirtilmediği, bu haliyle raporun hüküm kurmaya yeterli...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin İptali-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi tazminat ve nafakalar yönünden; davalı kadın tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek evlilik birliğin sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açmış, daha sonra davasını ıslah ederek, evliliğin iptaline (TMK m. 145) karar verilmesini, bu mümkün değilse akıl hastalığı sebebiyle (TMK m. 165) boşanmalarına karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Been veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı HÜKÜM : Sanık hakkında akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığında ve akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanmasına Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen ceza verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanmasına dair hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan, katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 03.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 4733 sayılı yasaya aykırılık HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme ve müsadere Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Karar tarihi bilgilerinin çelişkili olmasının, duruşma tutanakları göz önüne alındığında yerinde düzeltilebilir yazım hatası olduğu cihetle temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Sanığın akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanmasına ilişkin ...1....
nin dosyaya ibraz ettiği sağlık kurul raporları nazara alınarak 5237 sayılı TCK'nın 32.maddesi uyarınca sanığın suç tarihi itibariyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini etkileyen bir akıl hastalığı ya da akıl zayıflığının bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu'ndan veya Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden rapor alınıp sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm tesisi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31.03.2016 günü oy birliğiyle karar verildi....