Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ'nin 26/04/2018 tarihli ve 2016/408 Esas 2018/226 Karar sayılı kararının kararının "5- 6- 7- 8" no'lu maddelerinin KALDIRILMASINA, hükmün diğer kısımlarının aynen MUHAFAZASINA, B) HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; 1- Davacı-davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin KABULÜ ile; mahkemenin 06/06/2017 tarihli ara kararı ile hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, davacı-davalı kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakası takdirine, kararın kesinleşmesi akabinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak aynen devamına, davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına VERİLMESİNE, 2- Davacı-davalı kadının müşterek çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin KABULÜ ile; mahkemenin 06/06/2017 tarihli ara kararı ile hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde, dava tarihinden itibaren geçerli...

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine, davacının tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; velayetleri babaya verilen müşterek çocuklar için tedbir - iştirak nafakası takdir edilmesi gerekirken tedbir - iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle, tedbir - iştirak nafakasının reddine ilişkin kurulan hükmün kaldırılarak talepleri doğrultusunda tedbir - iştirak nafakası takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet alacağı ve tedbir nafakası davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, birleşen boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının reddine, birleşen tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı davacı tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    temyizi üzerine Dairemizin 24.11.2015 tarihli ilamı ile erkeğin boşanma davasının kabulü gerektiği, kadının reddedilen boşanma davası nedeniyle erkeğe vekalet ücreti verilmesi gerektiği ve müşterek çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuş, sair temyiz itirazları ise onanmak suretiyle kesinleşmiştir....

      H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davacı T1 vekilinin; kadının reddedilen tedbir nafakası talebine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile; Antalya 7. Mahkemesi'nin 19.09.2019 tarih, 2018/54 esas ve 2019/638 karar sayılı ilamının kadının reddedilen tedbir nafakası talebi açısından kaldırılmasına ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b,2 maddesi uyarınca bu yönden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, ''Davacı T1 yararına dava tarihi olan 17.01.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, aylık 350,00 TL tedbir nafakasının (TMK md. 169) davalı T3'tan alınarak davacı T1'a verilmesine, tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleştiği tarihte sona ermesine'' II-Antalya 7....

      DAVA TÜRÜ : Boşanma- Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadının kabul edilen bağımsız tedbir nafakası davası ve kendisinin reddedilen boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin "Kadının açtığı bağımsız tedbir nafakası davasına" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması...

        Mahkemece kadının ağır kusurlu, erkeğin az kusurlu olduğu kabul edilerek boşanma davasının kabulüne karar verilmiş tedbir nafakası davası ise reddedilmiştir. Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek ağır, kadın ise az kusurlu olup kadın ayrı yaşamakta haklıdır. Lehine Türk Medeni Kanunu'nun 197. madde koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davasında ayrı yaşamakta ve nafaka talep etmekte haklı olduğu anlaşılan kadının davasının kabulü ile uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken davanın yazılı şekilde reddi doğru olmayıp, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

          Mahkemece;''...Tarafların ... mahkemesinin ... karar sayılı ilamı ile boşandıkları, müşterek çocuk Anıl'ın velayetinin anneye verildiği, çocuk lehine 300 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, davacının yoksulluk nafakası talebinin red edildiği, kararın 24/01/2003 tarihinde kesinleştiği, iş bu davamızın dava tarihinin 26/10/2015 tarihi olduğu anlaşılmıştır. TMK'nun 178. Maddesi uyarınca evliliğin boşanma sebebi ile sona ermesinden doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden 1 yıl geçmekle zaman aşımına uğrar denilmektedir. Yoksulluk nafakasının red edildiği ve boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde yoksulluk nafakası talep edilmediğinden yoksulluk nafakasına ilişkin talep red edilmiştir, Kaldı ki davacı kadın çalışmaktadır, tarafların mali ve içtimai durumlarında boşanma kararının verildiği tarihe göre önemli bir değişiklik olmamıştır. Müşterek çocuğa gelince geçen süre içerisinde çocuk ./.. -2- büyümüş, masrafları artmıştır....

            Mahkemece, bu durum gözetilmeden kesinleşen boşanma, velayet ve kişisel ilişki, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakaları, kadın lehine tedbir nafakası yönünden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....

              Davalı cevap dilekçesinde özetle; öncelikle açılan davanın reddine karar verilmesini, aksi takdirde dava tarihinden itibaren müşterek çocuk için 1.500,00 TL tedbir-iştirak nafakası, kendisi lehine 1.500,00 TL tedbir yoksulluk nafakası verilmesine, nafakaların her yıl enflasyon oranında artırılmasını, 150.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminat verilmesine, düğünde takılan altınların tarafına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına, Davalı tarafın kendisi için talep ettiği tedbir nafakası isteminin kısmen kabulüyle; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları ve TMK 169....

              UYAP Entegrasyonu