Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kusurlu tarafın davacı olduğunu, bu nedenle tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, davacı tarafın boşanma dışındaki taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/3 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, babayla çocuk arasında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk için aylık 400 TL iştirak nafakası takdirine, davacı için 15.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminat takdirine, davacının tedbir - yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Velayetin Değiştirilmesi Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına dair Dairemizin 03.02.2016 gün ve 385-1765 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Kadın için tedbir nafakası verilmesi açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından davalı-davacı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Bozma sonrası davalı kadın vekili tarafından ıslah dilekçesi verilmek sureliyle maddi ve manevi tazminat, tedbir, işitirak ve yoksulluk nafakası ve nafakalara artırım talebinde bulunulmuş ve taleplerini ıslah ettiği bildirilmiştir. Bozmadan sonra ıslalı mümkün değildir. (04.02.1948 tarihli 10/3 sayılı İçt. Bir. Kararı) İştirak nafakası ve tedbir nafakaları mahkemece resen hükmedilebileceği gibi yargılama aşamasında her zaman istenebilir isede nafakalara artırım talebinin süresinde yapılmış olması gerekir. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 174/1 maddesinde düzenlenen maddi tazminat ile Türk Medeni Kanununun 175 maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası talepleri ile iştirak nafakasının arttırım talebine yönelik karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken taleplerin kısmende olsa kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 3- Tarafların müşterek çocuğu....2004 doğumlu olup idrak çağındadır....
üzere hükmedilen 800,00 TL tedbir nafakasının 10/01/2022 tarihi itibariyle aylık 500,00 TL'ye indirilmesine, her ay 500,00 TL tedbir nafakasının davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, kararın kesinleşmesinden sonra her ay 500,00 TL yoksulluk nafakasının davalı-davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı-davalı lehine 27.000,00 TL maddi-27.000,00 TL manevi tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı-davacının maddi, manevi tazminat ve velayet taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....
Sonuç olarak; Duruşma sürecini yansıtan tutanak ve belgelere göre, davanın esasıyla ilgili ve tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı anlaşılmakla; Davalı erkeğin aleyhine hükmolunan tedbir ve iştirak nafakası ile tedbir ve yoksulluk nafakası dışındaki sair tüm istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Davalı erkeğin aleyhine hükmolunan tedbir ve iştirak nafakası ile tedbir ve yoksulluk nafakası ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile hükmün 5. bendinin KALDIRILMASINA, yerine aşağıdaki şekilde yeni bent OLUŞTURULMASINA karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi; eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olan, birlik görevlerini yerine getirmeyen, kadına hakaret eden, kadını tehdit eden, kadının avukatı ilie ilişkisi olduğunu iddia eden kocanın tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının asıl boşanma davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velayetin anneye tevdiine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL manevi tazminata, kadının birleşen boşanma davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, , velayetin anneye tevdiine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL manevi tazminat ile 7.500,00 TL maddi tazminata, kadının birleşen boşanma davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velayetin anneye tevdiine, çocuk ile baba...
Sonuç olarak; davalı-birleşen dosya vekilinin asıl tedbir nafakası davasında müşterek çocuklar için ayrı ayrı hükmedilen tedbir nafakalarına ilişkin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK.nun 341/2. ve 352. maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olması nedeniyle reddine, asıl tedbir nafakası davasında kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasına ve birleşen boşanma davasına ilişkin tüm istinaf başvurularının ilk derece mahkemesinin hükmünde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, tedbir-yoksulluk nafakası ve tedbir-iştirak nafakası miktarını, maddi-manevi tazminat miktarını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Kusur açısından: Erkeğe verilen kusurların erkek tarafından istinaf edilmediği için kesinleştiği, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı anlaşıldığından davacı kadın istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kadın için verilen tedbir-yoksulluk nafakası açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete göre yerinde olduğu, hükmedilen tedbir nafakası miktarının da uygun olduğu anlaşıldığından davacı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Davalı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, her bir çocuk için 750 TL tedbir - iştirak nafakası, müvekkili için aylık 1.500 TL tedbir - yoksulluk nafakası, 10.000 TL maddi, 150.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; asıl ve karşı davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında şahsi ilişki tesisine, her bir çocuk için aylık 350 TL tedbir, aylık 420 TL iştirak nafakası takdirine, kadın için aylık 350 TL tedbir nafakası takdirine, taraflar eşit kusurlu kabul edildiğinden kadının tazminat talepleri ile erkeğin birleşen davasının reddine karar verilmiştir....