Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararında kadının kabul edilen boşanma davası (TMK m. 166/1) kaldırılarak, kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebi kabul edilmiş, tarafların zina hukuki sebebine dayalı olarak (TMK m. 161) boşanmalarına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince boşanma konusunda yeniden karar verildiği halde boşanmanın eki niteliğinde olan velayet ve kişisel ilişki konusunda bir karar verilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Davacının takılarla ilgili isteği, kişisel malın iadesi niteliğindedir, evlilik birliği içinde edinilen mallarla ilgili isteği ise, artık değere katılmaktan kaynaklanan katılma alacağı (TMK.231-239) niteliğindedir. Kocanın açtığı boşanma davasında verilen boşanma hükmü, temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğu gözetilerek davacının bu talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlarda hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle davalı-karşı davacı (koca) yararına, 3. bentte gösterilen sebeple davacı-karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA, Hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12.12.2006 (Salı)...
b) Mahkemece, velayetleri anneye bırakılan ortak çocuklar ile davacı-davalı baba arasında "Aynı şehirde ikamet etmeleri hali" ve "Farklı şehirde ikamet etmeleri hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Taraflarca özellikle bu konuda bir talep olmadığı halde, günümüz ulaşım koşulları da dikkate alındığında kişisel ilişki tesis edilirken, aynı yer-farklı yer ayrımı yapılması doğru olmamıştır. Ayrıca kişisel ilişkinin cuma gününden başlatılması, dini bayramlarda tüm günleri kapsayacak şekilde kişisel ilişki kurulması, yaz tatilinde kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş günlerinin belirlenmemesi de hatalı olup, kurulan kişisel ilişki, okul çağında bulunan çocukların eğitim durumunu engelleyici nitelikte olduğu gibi annenin velayet görevini de engelleyici niteliktedir....
Olayımıza gelince;Dava kişisel malların iadesi istemine ilişkindir.Kişisel eşyaların iadesine ilişkin davaların Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce veya sonra açılmasına bakılmaksızın Aile mahkemesinde görülmesi zorunludur.Bu nedenle bağımsız Aile Mahkemesi bulunan yerlerde bağımsız Aile Mahkemesinde,bağımsız Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Hakim ve savcılar yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekmektedir.Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanunun 226 ncı maddesinde düzenlenmiş olup,davanın bu madde hükümlerine göre çözümlenmesi icap eder.Söz konusu maddenin Türk Medeni Kanununun 2.kitabında yer aldığı ve Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırılması gerekirken bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilip sonuçlandırılması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....
Olayımıza gelince;Dava kişisel malların iadesi istemine ilişkindir.Kişisel eşyaların iadesine ilişkin davaların Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce veya sonra açılmasına bakılmaksızın Aile mahkemesinde görülmesi zorunludur.Bu nedenle bağımsız Aile Mahkemesi bulunan yerlerde bağımsız Aile Mahkemesinde,bağımsız Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Hakim ve savcılar yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekmektedir.Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanunun 226 ncı maddesinde düzenlenmiş olup,davanın bu madde hükümlerine göre çözümlenmesi icap eder.Söz konusu maddenin Türk Medeni Kanununun 2.kitabında yer aldığı ve Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırılması gerekirken bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilip sonuçlandırılması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, iştirak nafakasının miktarı, velayet, kişisel ilişki süresi yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise TMK 162. maddesine dayalı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakasının reddi, iştirak nafakasının miktarı, kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece tarafların boşanma davalarının TMK 166/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine hükmedilmiş, kadının TMK 162. maddesine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ortak çocukların velâyetinin anneden alınması ve baba ile çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin sınırlandırılması koşullarının gerçekleşmediği, taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma ilâmındaki kadının oturduğu evin kirası ve aidatının erkek tarafından ödeneceği hükmünün, kadının boşanma sonrası yeni bir evlilik yaptığı ve tarafların ekonomik durumları gözetildiğinde, kaldırılmasının gerektiği gerekçesiyle; davacı-davalının velâyetin değiştirilmesi davası ile davalı-davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının reddine ve davacı-davalının boşanma protokolündeki hükmün kaldırılması talebinin kabulü ile anlaşmalı boşanma ilâmındaki kadının oturduğu veya ileride taşınacağı taşınmazın kirası ile aidatının erkek tarafından ödeneceğine dair hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Somut olaya bakıldığında;eldeki davanın asıl ve birleşen dosya davacısı vekili tarafından reddedilen kişisel eşya iadesi talebi yönünden temyiz edildiği anlaşılmaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/04/2021 NUMARASI : 2019/283 ESAS - 2021/245 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma-Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Eşya Alacağı)-|Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı, davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, dosya incelendi....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanma tarihinde çocuğun küçük olduğu ancak dava tarihi itibariyle iki yaşını doldurduğu, kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olduğu, anne veya uzman eşliğinde kurulmasının kişisel ilişkinin amacına aykırı olacağı ve istinaf inceleme tarihi itibariyle çocuğun büyümüş olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesinin kurduğu kişisel ilişkinin yetersiz kaldığı gerekçesi ile; davalı anne vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı baba vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bendinin kaldırılmasına ve boşanma ilâmıyla hükmedilen kişisel ilişkinin kaldırılarak baba ile çocuk arasında anne refakati olmadan, her ayın birinci ve üçüncü haftası cumartesi günü saat 10:00'dan aynı gün saat 17:00'ye kadar, dini bayramların ikinci günü saat 10:00'dan aynı gün saat 17:00'ye kadar, babalar günü saat 10:00'dan aynı gün saat 17:00'ye kadar kişisel ilişki kurulmasına...