WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karar tarihi itibariyle henüz reşit olmayan müşterek çocuklardan Elif Kiraz Osmanoğlu'nun velayetle ilgili tercihi dikkate alınarak velayetin anneye verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamıştır. Ancak müşterek çocuklardan 2005 doğumlu Burak Osmanoğlu SİR düzenlenmesi sırasında bundan sonraki süreçte babasıyla yaşamak istediğini ve babasının yanında daha mutlu olacağını düşündüğünü ifade eder beyanda bulunmuştur. Müşterek çocuk Burak yaşı itibariyle idrak çağında olup velayetle ilgili tercihine öncelik tanınması gerekirken tercihinin aksine velayetin anneye bırakılması doğru olmamış, mahkeme kararının bu yönden düzeltilmesi ile müşterek çocuk Burak'ın velayetinin babaya bırakılmasına ve anneyle kişisel ilişki düzenlenmesine karar vermek gerekmiştir. Fer'i nitelikteki maddi ve manevi tazminata ilişkin; Mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir....

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası olup, boşanma sonucu velayet kendisine bırakılan anne tarafından açılmıştır....

    Müşterek çocukların velayeti kesinleşen boşanma kararı ile davalı babaya verilmiş, davacı anne velayetin babadan alınarak kendisine verilmesini istemiştir. Velayet kamu düzeni ile ilgili olup davalının kabulü sonuç doğurmaz. Tarafların delilleri sorulup, gösterdikleri takdirde toplanıp, gerektiğinde uzmanlardan rapor alınarak sonucu uyarınca velayet düzenlemesi gerekirken davalının kabul beyanı nazara alınarak ilk oturumda yazılı biçimde velayetin babadan alınarak davacıya takdirine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.27.01.2011 (Prş)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm 13.12.2011 tarihinde verilmiş, 07.03.2013 tarihinde kesinleşmiş, eldeki dava ise 07.06.2013 tarihinde açılmıştır. Boşanma kararının verilmesi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre içerisinde velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durum, olay, hal ve şartlarda değişiklik ispat edilememiştir. O halde, davanın reddine karar verilecek yerde yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış, hükmün bozulması gerekmiştir....

        Boşanma kararı sonucunda, velayet kendisine verilen anne 02.09.2008 tarihinde ölmüştür. Aslolan ergin olmayan küçüğün velayet altında bulunmasıdır. Babanın davanın kendisine ihbar edilmesi halinde velayetin kendine verilmesi konusunda Aile Mahkemesinde dava açmak hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle davaya katılmakta hukuki yararı vardır. Davanın babaya ihbarı ile velayetin kendisine verilmesi konusunda dava açması halinde, sonucu beklenilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeple (BOZULMASINA), 02.07.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir". TMK'nın 169. maddesine göre, "boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır." TMK'nın 174. maddesine göre; "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocukların velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

          Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Boşanma hükmüyle düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için ya velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda, boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şarttır. Esaslı değişiklik önemli ve sürekli olmalıdır....

          Boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı değişikliğin önemli ve sürekli olması da gerekmektedir. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür (TMK m.324/1). Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar degerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....

            aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında; mahkemece verilen ilk hüküm davalı erkek tarafından tüm yönleriyle temyiz edilmiş, hüküm uzman görüşü alınmadan velayetin anneye bırakılması ve dava boyunca baba yanında kalan çocuk için tedbir nafakası tayin edilmesinin doğru olmadığından bahisle bozulmuş, sair temyiz itirazları reddedilerek onanmış ve onanan kısımlar yönünden de karar düzeltme yoluna da başvurulmayarak bu bölümler kesinleşmiştir....

              UYAP Entegrasyonu