Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müşterek çocukların velayeti kesinleşen boşanma kararı ile davalı babaya verilmiş, davacı anne velayetin babadan alınarak kendisine verilmesini istemiştir. Velayet kamu düzeni ile ilgili olup davalının kabulü sonuç doğurmaz. Tarafların delilleri sorulup, gösterdikleri takdirde toplanıp, gerektiğinde uzmanlardan rapor alınarak sonucu uyarınca velayet düzenlemesi gerekirken davalının kabul beyanı nazara alınarak ilk oturumda yazılı biçimde velayetin babadan alınarak davacıya takdirine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.27.01.2011 (Prş)...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm 13.12.2011 tarihinde verilmiş, 07.03.2013 tarihinde kesinleşmiş, eldeki dava ise 07.06.2013 tarihinde açılmıştır. Boşanma kararının verilmesi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre içerisinde velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durum, olay, hal ve şartlarda değişiklik ispat edilememiştir. O halde, davanın reddine karar verilecek yerde yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış, hükmün bozulması gerekmiştir....

      Davacı erkek dava dilekçesinde, davalı ile boşandıklarını ancak kararın henüz kesinleşmediğini, boşanma kararı ile çocukların velayeti anneye verilmiş ise de, kızı Beren'in uyuşturucu kullandığını, intihar girişiminde bulunduğunu ve çıplak fotoğraflarını sosyal medyada paylaştığını, annenin velayet görevini kötüye kullandığını belirterek, çocuk hakkında koruma kararı alınmasını, velayetin kendisine verilmesini talep ettiği, tarafların boşanmalarına ilişkin Düzce 2....

      Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası olup, boşanma sonucu velayet kendisine bırakılan anne tarafından açılmıştır....

        Karar tarihi itibariyle henüz reşit olmayan müşterek çocuklardan Elif Kiraz Osmanoğlu'nun velayetle ilgili tercihi dikkate alınarak velayetin anneye verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamıştır. Ancak müşterek çocuklardan 2005 doğumlu Burak Osmanoğlu SİR düzenlenmesi sırasında bundan sonraki süreçte babasıyla yaşamak istediğini ve babasının yanında daha mutlu olacağını düşündüğünü ifade eder beyanda bulunmuştur. Müşterek çocuk Burak yaşı itibariyle idrak çağında olup velayetle ilgili tercihine öncelik tanınması gerekirken tercihinin aksine velayetin anneye bırakılması doğru olmamış, mahkeme kararının bu yönden düzeltilmesi ile müşterek çocuk Burak'ın velayetinin babaya bırakılmasına ve anneyle kişisel ilişki düzenlenmesine karar vermek gerekmiştir. Fer'i nitelikteki maddi ve manevi tazminata ilişkin; Mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir....

        Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Boşanma hükmüyle düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için ya velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda, boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şarttır. Esaslı değişiklik önemli ve sürekli olmalıdır....

        Boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı değişikliğin önemli ve sürekli olması da gerekmektedir. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür (TMK m.324/1). Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar degerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....

          TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir". TMK'nın 169. maddesine göre, "boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır." TMK'nın 174. maddesine göre; "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocukların velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

          Mahkemece, bozmaya uyularak velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına iştirak, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına ve maddi tazminata hükmedilmesine. kadının manevi tazminat talebinin reddine, ziynet alacağı ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ancak yeniden hüküm kurulması zorunlu olan davacı erkeğin boşanma davası ve fer’ilerine yönelik hüküm kurulmamıştır. Bir başka ifade ile, bozma ilamımız sonucunda hükmün kesinleşen hiç bir yönü bulunmamaktadır. Mahkemece verilen karar tümüyle bozularak ortadan kaldırılmıştır. Davacı erkeğin açmış olduğu boşanma davası kesinleşmemiştir. Gerçekleşen bu duruma göre, davacı erkeğin Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi uyarınca boşanma davasına yönelik olarak olumlu ya da olumsuz olarak bir karar verilmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

            UYAP Entegrasyonu