Tüketici Mahkemesi’nin 2019/1001 E. sayılı dosyasının 15/06/2020 tarihli ara kararı ile tesis edilen 27/11/2020 tarihli ihtiyati tedbirin kabulüne yönelik kararın kaldırılması ve istinaf nedenleri doğrultusunda ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Tapu kaydı, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbir talepli ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin terkini istemine ilişkindir....
ATM'ni 2019/1008 Esas sayılı dosyaları tevzi form ve dava dilekçeleri sureti) ve yine kararın dosyaya sunularak hacizlerin kaldırılmasının istenmesi neticesinde icra müdürlüğü tarafından hatalı ve eksik inceleme ile hacizlerin kaldırılması ve ihale bedelinin yatırılması ile borçlu Ömeroğlu İnşaat'in icra dosyasındaki borçlu sıfatının kaldırılması şeklinde karar verildiğini, alacağın zamanaşımına uğramadığının tespiti istemli davanın genel mahkemede ikame edildiğini, borçlu Ömeroğlu İnşaat'ın huzurdaki icra takip dosyasına ilişkin olarak İstanbul 18....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı alacaklının talebi üzerine borçlu ...’e murisi ...den intikal edecek miras hissesi nedeniyle adı geçen muris adına kayıtlı taşınmazların tapu kaydı üzerine haciz konulduğu, şikayetçinin borçlunun mirasçı sıfatı bulunmadığı ve kendisinin mirasçı olduğunu beyanla haczin kaldırılması istemi ile mahkemeye başvuruda bulunduğu, borçlunun mirasçı sıfatının bulunmadığının belirlenmesi halinde diğer mirasçıların, mirasçı sıfatı bulunmayan borçlunun borcundan dolayı murise ait mallar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını isteyebileceği, şikayette ... 27. Noterliğinin 25.02.2020 tarih ve 04593 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki mirastan feragat sözleşmesi ile miras hissesinden feragate ve ... 3....
davacı firmanın yetkili şahıslarına ait olduğunun anlaşıldığını, takip tarihi itibariyle 379.400 TL asıl alacaktan müvekkilinin takipten önce 200.000 TL ödediğini kalan kısmı ise takipten sonra haricen ödenmiş olduğu anlaşıldığından haklı olarak müvekkili aleyhine olan hacizlerin kaldırıldığını, hacizlerin kaldırılması üzerine alacaklının haczin kaldırılması işleminin iptali için talep sunduğunu, ancak alacaklının sunmuş olduğu ilam ile talebinin çeliştiğini, müvekkilinin dava tarihi itibariyle borçlu olmadığına karar verilmiş olduğundan takip miktarı olan tutar kadar borcu olmayan müvekkilinin ferilerini borçlanmasının da mümkün olmadığını, ayrıca müvekkilin icra harç ve giderlerinden sorumlu tutulabilmesi için ödemenin icra takibinden sonra ve ödeme emrinin tebliğinden sonra olması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine, tüm haciz ve satış işlemlerinin durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep...
İş Esas, 2017/122 D.İş Karar sayılı ihtiyati haciz kararının alındığı, ihtiyati haciz bedeline ilaveten işlemiş faiz ve ihtiyati haciz giderleri ilave edilerek 41.100,14 Euro ve 527,70.TL alacak toplamı 173.814,11.TL üzerinden takibe başlandığı ve borçlu tarafından 02.10.2017 tarihinde 173.815,00.TL ihtiyati haciz bedelinin tamamının dosyaya yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda yalnız ihtiyati hacze konu bedelin yatırılması ile ihtiyati haczin kaldırılması istenebilir. Borçlu tarafından ihtiyati haciz kararının kaldırılması için icra mahkemesi yerine icra müdürlüğünden ihtiyati hacizlerin kaldırılması yönünde talepte bulunulması üzerine icra müdürlüğünce 03/10/2017 tarihli kararla bankalara yazı yazılarak hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi yetki yönünden yerinde değil ise de; İİK.nun 266....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/3575 esas sayılı dosyasında takip konusu yapılan borcun ödenip haciz işlemlerinin fek edilmesine rağmen takip konusu senetlerin iade edilmediği, davalı tarafça da borcun ödenmesi nedeniyle hacizlerin kaldırıldığı ve davacının herhangi bir borcunun kalmadığının beyan edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve davacının ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/3575 sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup, bulunmadığı temyiz konusu yapılmıştır....
Somut olayda, 17.06.2014 tarihinde haciz konmuş, borçlu vekili 25.07.2014 tarihinde haczedilemezlik şikayetinde bulunmuş, 6552 sayılı Yasa değişiklikleri 11.09.2014 tarihinde ve eldeki şikayet dosyası derdestken yürürlüğe girdiği, borçlu vekilinin şikayetinin, 6552 Sayılı Kanun'un 121 ve 123. maddeleri ile getirilen 5393 Sayılı Kanun'un 15. maddesine (ek) son fıkrası ile geçici 8. maddesi gereğince haczin kaldırılması istemine ilişkin olmayıp; borçlu vekili bu değişiklikten önceki 5393 Sayılı Kanun'un 15/son ve İİK’nun 82. maddeleri gereğince haczedilemezlik şikayetinde bulunduğu, bilahare mahkemeye verdiği dilekçe ile değişiklikleri de gerekçe göstererek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği görülmektedir.Borçlunun yukarıda belirtildiği üzere önce icra müdürlüğüne başvurup 6592 sayılı Kanun'la getirilen hükümler uyarınca hacizlerin kaldırılmasını talep etmeden doğrudan icra mahkemesine başvurması usulsüz olup mahkemenin bu gerekçe ile hacizlerin kaldırılması kararında isabet bulunmamaktadır...
Mahkeme ve Özel Daire arasında davalı/alacaklı vekili tarafından düzenlenen 07.11.2013 tarihli ibranamede davacı/borçlunun icra borcu kalmadığının belirtildiği, icra dosyasında hacizlerin kaldırılmasının talep edilmesi üzerine de icra müdürlüğünce davacı/borçlu aleyhine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesine rağmen, davalı/alacaklı vekilince 12.10.2015 tarihinde aynı icra dosyasında davacı/borçlunun menkul ve gayrimenkullerine yeniden haciz konulmasının talep edildiği, bu talep üzerine de icra müdürlüğünce yeniden hacizlerin konulduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 27. Görüleceği üzere davalı, başlangıçta icra takibinde haklı ve iyi niyetli olup, bonoya dayalı alacağı vardır. İcra takibinde araç ve gayrimenkul kayıtlarına haciz koydurmuş, davacı borçlu anlaşma ile borcu ödemesi üzerine ibraname verilmiş ve hacizlerin kaldırılması talebi ile hacizler kaldırılmıştır....
Dosya borcunun tamamının yatırılması nedeniyle hacizlerin taşkın hale icra müdürlüğünden talepte bulunularak kaldırılması gerektiği, aksi taktirde alacağın tamamının icra veznesine ihtiyati tedbir kararı uyarınca depo edilmesine rağmen daha önce konulan hacizlerin kaldırılması talebinin icra memurluğunce reddi halinde memur işlemini icra mahkemesine şikayet yoluyla götürülmesi gerektiğinden, menfi tespit davasına bakan mahkemenin hacizlerin kaldırılması yönünde karar verme yetkisi bulunmadığından, ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur. O nedenle davacı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İş sayılı kararı ile hacizlerin yapıldığını, ardından takibe başlanıldığını, dayanak ilam hakkında icranın geri bırakılması kararı alınsa bile ihtiyati haciz nedeni ile hacizlerin kalkmayacağını ileri sürerek İİK’nın 266 maddesi uyarınca uygun görülecek kesin ve süresiz banka teminat mektubunun karşılığında ihtiyati hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, ihtiyati hacizden sonra icra takibine başlanılmaması nedeni ile ihtiyati haciz kararının veren mahkemece kaldırılabileceği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. Somut olayda, ihtiyati haciz kararının 22.02.2016 tarihinde verildiği, takibe 23.02.2016 tarihinde başlandığı ve icra emrinin borçluya 07.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu tarafından İİK’nın 266. maddesi gereğince teminat karşılığında ihtiyati hacizlerin kaldırılması talep edilmiş olup, takibe başlandıktan sonra bu konuda karar verme yetkisi icra mahkemesine geçer....