İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/380 E. 2021/533 K. sayılı kararının kesinleşmesi beklenilmeden hacizlerin kaldırılması talep edildiğini, İcra Müdürlüğünün, borçlunun talebi doğrultusunda 08.08.2021 tarihinden önce uygulanan hacizlerin kaldırılmasına karar verdiğini, İcra Müdürlüğünce verilen kararın kaldırılması kararının kaldırılması ve tüm hacizlerin yeniden konulması için taraflarınca 19.10.2021 tarihinde talep edildiğini, bu taleplerinin reddedildiğini, usulsüz tebligata ilişkin kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi nedeniyle alacaklının alacağını tahsil etme imkanı güçleşmekte/imkansız hale geldiğini, İlk Derece Mahkemesinin usulsüz tebligata ilişkin kararı kesinleşmediği sürece konulan hacizlerin geçerli olduğunu beyan ederek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Şikayetçi borçlu vekili, alacaklı banka ile uzlaşıldığını ve borcun haricen ödendiğini, alacaklı vekili tarafından dosyadaki hacizlerin kaldırılması için yazı yazıldığını belirterek hacizlerin kaldırılması gerektiğini belirtmiş ise de borcun haricen ödendiği borçlu tarafından belirtilmiş olup, buna göre borçlu tahsil harcını ödemekle yükümlüdür. Bu nedenlerle mahkemenin konuya ilişkin değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sonuç olarak,, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosya kapsamına, toplanan delillere, mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda, araştırma yapılarak alacaklı vekilinin kabul beyanı esas alınarak 20/05/2013 tarihinden sonra konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. İİK'nun 111. maddesi gereğince taksitle ödeme taahhütünün usulüne uygun olması halinde icra işlemlerinin durdurulacağı karar verilmesi mümkün iken tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Taahhüt tarihinden sonra yapılan hacizlerin taahhüte bağlı olarak kaldırılabilmesi gerekir ancak olayımızda taahhüt tarihinden sonra yapılan ve şikayete konu maaş haczinin kaldırılması mümkün değildir. Bu hususlar göz ardı edilerek talep dışında tüm hacizlerin kaldırılması kararı isabetsizdir....
için kararın kesinleşmesinin beklenmeyeceği sabit olsa da şikayete konu kararın kesinleşmeden infaz edilmesinin alacaklının zarara uğramasına sebebiyet vereceğini, hacizlerin kaldırılması ve İstinaf incelemesi sonucunda takibin iptaline ilişkin kararın kaldırılması halinde geriye dönük olarak haciz konulamayacağından davalının alacağını tahsil imkanının engelleneceğini, halihazırda konkordato sürecinde olan bir firma olan davacı şirket aleyhine takip işlemlerine devam edilemediğinden ve alacak tutarları göz önüne alındığında hacizlerin kaldırılması halinde bankanın alacağını tahsil etmesi mümkün olmayacağını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/249 Esas sayılı iflasın ertelenmesi davasında verilen 02.07.2014 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile borçlu şirketler hakkında "açılmış ve açılacak tüm icra takiplerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına", aynı mahkemenin 24.07.2014 tarihli ara kararı ile de; "02.07.2014 tarihli karardaki açılmış açılacak olan ihtiyati haciz kararlarının infazının durdurulmasına, açılmış ve açılacak olan ihtiyati haciz kararlarının infazının durdurulmasına, ihtiyati haciz kararlarının kaldırılması talebinin reddine" karar verildiği, borçlu tarafından anılan tedbir kararı dosyaya sunularak tüm hacizlerin kaldırılmasının istendiği, talep üzerine icra müdürlüğü tarafından borçlu hakkında gerçekleştirilen ihtiyati hacizlerin kaldırıldığı, sonrasında alacaklı tarafın hacizlerin fekkedilemeyeceği yönünde icra müdürlüğüne yaptığı başvurunun ise kabul edilerek ve hacizlerin kaldırılmasına yönelik 24.07.2014 tarihli karardan dönülerek, ilk haciz tarihi muhafaza edilmek üzere...
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/249 Esas sayılı iflasın ertelenmesi davasında verilen 02.07.2014 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile borçlu şirketler hakkında "açılmış ve açılacak tüm icra takiplerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına", aynı mahkemenin 24.07.2014 tarihli ara kararı ile de; "02.07.2014 tarihli karardaki açılmış açılacak olan ihtiyati haciz kararlarının infazının durdurulmasına, açılmış ve açılacak olan ihtiyati haciz kararlarının infazının durdurulmasına, ihtiyati haciz kararlarının kaldırılması talebinin reddine" karar verildiği, borçlu tarafından anılan tedbir kararı dosyaya sunularak tüm hacizlerin kaldırılmasının istendiği, talep üzerine icra müdürlüğü tarafından borçlu hakkında gerçekleştirilen ihtiyati hacizlerin kaldırıldığı, sonrasında alacaklı tarafın hacizlerin fekkedilemeyeceği yönünde icra müdürlüğüne yaptığı başvurunun ise kabul edilerek ve hacizlerin kaldırılmasına yönelik 24.07.2014 tarihli karardan dönülerek, ilk haciz tarihi muhafaza edilmek üzere...
Sayılı dosya ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yermiş olduğu kısmen kabul kısmen red kararı borçlu tarafından istinaf edildiğini ve kararın kaldırıldığını, bunun üzerine icra dosyasından takibin durdurulması ve hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğunu, icra takibinin durdurulmasına rağmen hacizlerin kaldırılmamasının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek hacizlerin kaldırılmasına aksi takdirde taşkın haciz hükümlerinin uygulanarak hacizlerin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece; Şikayetin reddine, yönelik karar verildiği anlaşılmıştır....
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı/ borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin borçlu olduğu icra dosyasından 9 bankaya müzekkere yazılarak konulan hacizlerin kaldırıldığını, banka hesapları içerisinde İş Bankası ve HSBC bankalarındaki hesaplara konulan hacizlerin kaldırılması talebinin 18/10/2021 tarihli İcra Müdürlüğü kararı ile reddedildiğini, banka hesaplarına konulan hacizlerin tarihi 18/11/2015 olup, bugüne kadar alacaklı tarafından 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesinin gönderilmediğini, dosyanın takipsizlikle kapatılmış olduğunu, İİK.106, 110 maddesi gereğince yasal süreleri geçmiş haczin kaldırılması gerekirken, taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emirlerinin iptali ile borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava ile davacı ...'nun hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılması ve 10.393 TL'nin iadesi, birleşen 2. dava ile de davacı ...'nun emekli maaşına konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/127 Esas ve 2015/994 Karar sayılı ilamın temyiz edildiği, tehiri icra kararı alınmak üzere mehil vesikası talep edildiği ve yatırılan 31.000.00 TL bedelli teminat mektubunu icra dairesine sunması üzerine, 25/04/2016 tarihinde mehil vesikası düzenlendiği ve icra müdürlüğüne başvurarak, uygulanan tüm hacizlerin kaldırılması ile ek süre talep edildiği, icra müdürlüğünce mehil vesikasının ve teminatın yatırılmasının icra takibini durduracağı ancak önceden konulan hacizleri kaldırmayacağı gerekçesiyle hacizlerin kaldırılması talebinin ve mehil vesikasına ilişkin ek süre talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....