Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 06.02.2014 tarih ve 2011/131 E.-2014/83 K.sayılı kararı ile 44.000,00 TL yönünden itirazın iptaline karar verildiği, alacaklının talebi ile 21.02.2014 tarihinde haciz işlemlerinin uygulandığı, daha sonra borçlu vekilinin alacak miktarını dosyaya depo ederek itirazın iptaline ilişkin kararı tehir-i icra talepli olarak temyiz ettiklerini bildirerek mehil vesikası verilmesini, ayrıca uygulanan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 36. maddesi gereğince teminat yatırılması sebebiyle icranın geri bırakılması yönünde karar getirmek üzere borçluya mühlet verilmesi, icra takibini olduğu yerde durdurur ise de, Dairemizce içtihat değişikliğine gidilerek borcun tamamı icra dairesine tehir-i icra kararı getirmek üzere teminat amaçlı olarak depo edilmesi halinde takip dosyasındaki hacizlerin kaldırılması ilkesi benimsenmiştir....

    Somut olayda; şikayete konu takibin 21.9.2015 tarihinde başlatıldığı, ihityati tedbir kararının ise takipten önceki bir tarih olan 02.9.2015'te verildiği, borçlunun bu tedbir kararı ile icra müdürlüğüne yaptığı 16.10.2015 tarihli başvuruda, borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılması ile bundan sonra haciz uygulanmaması yönünde karar verilmesini talep ettiği, müdürlüğün aynı tarihli kararı ile borçlunun hacizlerin kaldırılması talebinin reddine, takibin ise tedbir kararı gereğince durdurlmasına karar verildiği, ihtiyati tedbir kararının yeni takip yapılmasını engelleyen bir hüküm içermediği gibi, tedbirden önce uygulanan hacizlerin kaldırılmasına yönelik de bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmaktadır....

      Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, şikayete konu takibin 28/08/2019 tarihinde başlatıldığını ve mühlet tarihinin 11/09/2019 olduğunu, davaya konu takibe başlanılması ve hacizlerin kaldırılması konkordato mühletinden önce olduğunu, mahkemenin eksik incelemeye dayalı karar verdiğini, Ticaret Mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediğinin ve taraflarını bağlayıcı olup olmadığının irdelenmediğini, kanun hükmüne bağlı kalınarak verilen hükmün müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, Ticaret Mahkemesinin konkordato kararının kesinleşmesine karar verilmeden taraflarını bağlayıcı olmayacağını, kararın henüz kesinleşmediğini, davacı şirket yetkilisinin takip başlatıldıktan sonra 04/09/2019 tarihli dilekçesi ile açıkça takibe ve borca itirazının olmadığının beyan ettiğini, borçlu şirketin bu beyanından sonra dava açmasının hukuka aykırı olduğunu, başlatılan takibin konkordato mühleti içerisinde açılmadığını ve hukuken geçerliliğini...

      Kurumu tarafından dava tarihinden önce düzenlenip tebliğ edilen bir ödeme emri bulunmadığı,buna göre icra takibi kesinleşmeden haciz işlemi uygulandığı anlaşılmakla haczin kaldırılması isabetli ise de, işin esasına girilerek davacıların borçlu olup olmadığı konusunda inceleme yapılmadığından şu aşamada borçlu olmadığının tespitine dair hüküm kurulduğunun açık olmasına göre, davalı Kurum vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkeme ve Özel Daire arasında davalı/alacaklı vekili tarafından düzenlenen 07.11.2013 tarihli ibranamede davacı/borçlunun icra borcu kalmadığının belirtildiği, icra dosyasında hacizlerin kaldırılmasının talep edilmesi üzerine de icra müdürlüğünce davacı/borçlu aleyhine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesine rağmen, davalı/alacaklı vekilince 12.10.2015 tarihinde aynı icra dosyasında davacı/borçlunun menkul ve gayrimenkullerine yeniden haciz konulmasının talep edildiği, bu talep üzerine de icra müdürlüğünce yeniden hacizlerin konulduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 26. Görüleceği üzere davalı gerçekte alacaklı olup, icra takibinden sonra taraflar arasında borç-alacak durumu kalmadığından bahisle davalı/alacaklı vekili tarafından ibraname düzenlenerek icra dosyasına eklenmiş ve davalı/alacaklı vekili tarafından davacı/borçlu aleyhine konulan hacizlerin kaldırılması talep edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından 2 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 07.03.2016 tarihi olarak tespitine, hacizlerin kaldırılması talebinin ise reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe karşı şikayetçi üçüncü kişilerin, borçlu kooperatif hakkında yapılan takipte, borçlu kooperatifin gayrimenkullere malik olduğu dönemde konulan bir kısım hacizlerin İİK'nun 106. maddesi gereği süresinde satış talep edilmediğinden düştüğünü, 31.08.2015 tarih ve 40197 yevmiye nolu hacizlerin tarihleri itibariyle ise, taşınmazlara borçlu kooperatifin malik olmaması nedeniyle haciz konulamayacağını ileri sürerek, hacizlerin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece, kaydına ilk haczin...

              Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Somut olayda, 18/06/2010 tarihinde gerçekleşen kazada, davacının aracı pert olmuş ve bunun karşılığında kasko sigortası poliçesi gereği davalı ... tarafından 27/07/2010 tarihinde davacı sigortalıya ödeme yapılmış ve buna ilişkin (aracın mülkiyetinin davalı sigortacıya devrine kadar konacak hacizlerden davacı sigortalının sorumlu olduğuna dair) ibra ve taahütname alınmıştır. Ancak 18/08/2010 ve 28/09/2010 tarihlerinde sigorta şirketinin ödemesinden kısa bir süre sonra araç üzerindeki trafik kaydına 3. kişiler tarafından haciz uygulanmıştır. Davalı ..., uygulanan bu hacizler nedeniyle aracı ihaleye çıkartıp sattıramamış, hacizlerin kaldırılması için davacı sigortalıdan istekte bulunmuş ve davacı sigortalı tarafından da hacizlerin 27/06/2013 tarihinde kaldırılması sağlanmıştır....

                Hakim, bozmaya uymuş olmakla, bozma ilamıyla bağlı olup, bozma ilamına aykırı olacak şekilde hüküm kısmının (2) numaralı bendinde borçlu ..... İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ni de kapsayacak şekilde takibin durdurulmasına karar verilmesi doğru bulunmamıştır. O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde bulundurularak, borçlu ..... İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden ihtiyati hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar vermekle yetinilmesi gerekirken, adı geçen şirket yönünden takibin iptali kararı kesinleşmiş olmasına rağmen takibin durdurulmasına hükmedilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının borçlu ..... İth. İhr. San. ve Tic. Ltd....

                  Mahkemece, istemin kısmen kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine, süresinde yapılan itirazla borçlu hakkında ki takibin durmuş sayılmasına, hacizlerin kaldırılması talebinin ise reddine karar verilmiştir. İİK'nun 78. maddesine göre; "Ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı refolunduktan sonra mal beyanını beklemeksizin alacaklı haciz konmasını isteyebilir." Somut olayda; borçluya çıkartılan ödeme emri tebliğ tarihinin 09.03.2012 olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir. Kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmez. Diğer taraftan borçlunun 09.03.2012 tarihinde borca itiraz ettiği, alacaklı tarafın, borçlunun itirazının kaldırılması veya iptaline ilişkin icra müdürlüğüne herhangi bir karar sunmadığı anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu