Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davanın KISMEN KABULÜ ile, 1-Takibe konu edilmeyen 28.02.2018 vadeli 3.000-TL bedelli, 31.03.2018 vadeli 4.000-TL bedelli ve 30.04.2018 vadeli 3.000-TL bedelli bonolardan dolayı davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, bonoların davacıya iadesine, 2-Davacının istirdat istemi yönünden .... İcra Dairesinin ......

    Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu ve kesinleşen ceza yargılaması sonucu davacı ... aleyhine kurulan hükümde davaya konu senetteki ... adına atılı imzanın sahte olduğunun anlaşıldığı, anılan davacının borçlu olmadığı halde 10.385.00 TL.ödemek zorunda kaldığı, toplam borç miktarının 51.947,37 TL olduğu, davalılara verilen üç adet senet bedelinin mahsubu ile davacılardan ...’un halen 9.750.22 TL.borcu bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile davacı ...’un senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, 10.385.00 TL'nin istirdatına, davacı ...’un takibe konu bono nedeniyle 9.750.22 TL borçlu olduğuna, istirdat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir....

      İstirdat davası hukuki niteliği itibariyle eda davasıdır. Maddi hukuk bakımından borçluya korunma sağlar. İstirdat davası şartları, icra hukukuna dayanmaktadır. Yani icra hukukundan kaynaklanan bir eda davasıdır. İstirdat davası şartları şunlardır; 1- Borcun cebri icra tehdidi altında ödenmiş olmasıdır. Bir başka deyişle borçlunun borcu ödememesi durumunda mallarının haczedilecek olmasıdır. Ancak şunu da önemle belirtmek gerekir, borçlu diğer hukuki imkanları kullanmayıp bunun yerine borcu ödeyip istirdat davası açmışsa bu dava dinlenmez. Yani kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu, ödeme emrine itiraz ederek takibi durdurabilecekken istirdat davası açamaz. 2- Davanın, ödemeden itibaren bir yıl içinde açılmasının zorunlu olmasıdır. Bu bir yıllık süre, hak düşürücü süredir ve bir yıllık süre, paranın icra dairesine tamamen ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlar....

      Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının davalı kuruma ... nolu 21.488,00 TL bedelli faturaya dayalı olarak borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafın; istirdat istemine ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Anılan karar Dairemizin 2019/1346 Esas - 2019 / 3910 Karar sayılı ve 30/04/2019 tarihli kararı ile onanmış, onama ilamına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Mahkemece uyulmasına karar verilen anılan Yargıtay Kararında "325,62 TL yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz" ifadesine yer verildiği halde, bozma kararına uyan mahkeme davacının davalıya 21.488,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar vermiştir....

        Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ..... esas sayılı dosyasında konkordato kararı ve mühleti aldığını, taraflar arasındaki protokole göre iade edileceği bildirilen dava konusu çekler yönünden müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile vadesi geldiğinden ödenmek zorunda kalan çek veya çekler yönünden istirdat kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili sunmuş olduğu 27/06/2019 tarihli dilekçesinde, 18/05/2019 vade tarihli çek yönünden istirdat talebinde bulunduklarını, diğer çekler yönünden menfi tespit talebinde bulunduklarını beyan etmiştir. Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır. Dava, borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir....

          Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonrada ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür....

            Birleşen 2001/446 Esas sayılı davanın davacısı Şaban, davalı bankanın ihtarnamesi üzerine ödeme yapmadığı temerrüt faizi bölümüne ilişkin olarak menfi tesbit davası açmış bulunmasına ve dosya kapsamına göre bu davanın kabulünde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin bu davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün, bu davacı bakımından onanması gerekmiştir. 2-llK'nun 72/7 madde hükmüne göre, borçlu gerçekte borçlu olmadığı bir parayı icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması halinde istirdat davası açabilir, BK.'nun 62. madde hükmüne göre ise, borçlu olmadığı şeyi ihtirayile veren kimse, hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez....

              Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, İİK.’nun 72/7. maddesinde düzenlenen borçlu olunmadığı halde icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınan bedelin iadesi için açılan istirdat davasıdır. İİK.’nun 72/7. maddesi uyarınca istirdat davası, borçlunun borçlu olmadığı bir parayı icra tehdidi altında ödediği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabilir. Bu süre zamanaşımı süresi olmayıp hak düşürücü süre niteliğindedir. Bunun sonucu olarak mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Somut olayda davacı-borçlu tarafından icra dosyasına 07.01.2011 tarihinde ödeme yapılmış, görülmekte olan dava ise 20.03.2012 tarihinde açılmıştır....

                  İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesini tekrarla, takibe dayanak ilamın, menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasına ilişkin olmadığını, icraya konulabilmesi için kararın kesinleşmesinin gerekmediğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2018/55 E.sas 2020/130 Karar sayılı kararının dava konusuna uygun olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ilamlı icra takibinde, dayanak ilam kesinleşmeden takibe başlanılması nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir. Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine hakkında başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, fazla ödenen bedelin istirdadı istemi ile açılan İzmir 1. Tüketici Mahkemesinin 2019/57 Esasında kayıtlı davada yapılan yargılama sonucunda, 04/02/2020 tarihinde davanın kabulüne, davacının İzmir 9....

                  UYAP Entegrasyonu