WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olamaz. Borçlu menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilir. Davacı asıl davada ve birleşen dava dilekçesinde takibe konu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile istirdat talebinde bulunduğu, mahkemece, davacının istirdat talebi konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Mahkemece öncelikle davacının asıl dava ve birleşen dava da ileri sürülen istirdat talebinin kararda tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir....

    Davacı yan takibin durdurulması talebinde bulunmuş olup, HMK'nin 209.maddesi kapsamında bir talebi de bulunmamaktadır. HMK 209.maddesinde “Yazı veya imza inkârının sonucu” düzenlenmiş olup somut olayda imza inkarı da bulunmamaktadır. Öte yandan İİK’nın 72/3.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile tabin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında,mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Tedbir talep edenin bu yönde de talebi bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle mahkemece icra takibinin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir....

      e ne de diğer borçlu ... Ltd. Şti' ne herhangi bir borcunun bulunmadığını, ...'ın şirketin sigortalı çalışanı olduğunu ve diğer borçlu şirket ile ise müvekkilinin herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, tebligatların müvekkilinin çalışanına yapılmadığını ve usulsüz olduğunu, şirketin haksız yere uğrayacağı zararın büyüklüğü de dikkate alınarak tedbiren müvekkili aleyhinde haciz işlemlerinin durdurulmasına öncelikle teminatsız olarak , şayet bu talep kabul görmez ise teminatlı olarak tedbir kararı verilmesi ve davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep zorunluluğunu doğduğunu belirtmiş öncelikle teminatsız olarak şayet bu talep kabul görmez ise teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı verilmesine , müvekkili aleyhindeki tüm haciz işlemlerinin durdurulmasına ve müvekkili şirketin borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2017/8531 sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklının Dönüşüm ......

        Finansal Kiralama A.Ş'ye ödenmediğinin şifaen tespit edildiğini, açıklanan nedenlerle müvekkili firmanın 10/03/2016 tarihli sözleşmeden dolayı yükümlülüklerini yerine getirdiğinin ve ilgili sözleşmeden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile MR cihazının müvekkili firmaya ait olduğunun tespitine, müvekkilinin devir bedelinden fazla olarak yaptığı 304.252,29 TL'nin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Davacının talebi, kimlik bilgileri kullanılıp yerine sahte imza atılarak şirket ortağı yapıldığı gerekçesiyle şirket ortağı olmadığının kabulü ve ortaklı kayıtlarının iptaline karar verilmesi isteğine ilişkindir. Eldeki dava hasım gösterilmese de, davacı ile ortağı olmadığını ileri sürdüğü şirket arasındaki ortak olmadığının tespiti ve ortaklık kayıtlarının iptaline ilişkin olup, 6100 sayılı HMK'nın 14/2 maddesi uyarınca şirket ile ortağı arasındaki eldeki davanın şirketin merkezinin bulunduğu İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılması gerektiği, bu konudaki kesin yetki düzenlemesi nedeni ile mahkememizin yetkili olup olmadığını kendiliğinden gözetmesi gerektiği, talebin şirket davalı gösterilmeden açılıp sürdürülmesinin mümkün olup olmadığının ise yetkili mahkeme tarafından değerlendirmesi gerektiği kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur....

            Bu maddeye göre alınan muhafaza tedbirleri borçlu aleyhindeki icra takiplerine tesir etmez." hükmü yer almakta olup, İİK 160. maddesinde iflas avansı, İİK 164. maddesinde iflas kararına karşı kanun yolları, İİK 165. maddesinde iflas tarihi, İİK 166. Maddesinde ise iflas kararının tebliği ve ilanı düzenlenmiştir. Davacının talebi İİK 159.maddesi kapsamında muhafaza tedbirleri alınmasına yöneliktir. Yasal düzenleme gereğince borçlu ödeme emrine itiraz etmemişse, alacaklının talebi üzerine, mahkemenin mutlaka bu tedbirlere karar vermesi gerekmektedir. Bu nedenle öncelikle delillerin toplanması ve ilgili dosyaların getirtilerek incelenmesi ve ayrıca davalı gerçek kişi yönünden iflasa tabi olup olmadığının tespiti için gerekli araştırmanın yapılması ve talebin her bir davalı yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/424 E. sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu 1....

            Bu maddeye göre alınan muhafaza tedbirleri borçlu aleyhindeki icra takiplerine tesir etmez." hükmü yer almakta olup, İİK 160. maddesinde iflas avansı, İİK 164. maddesinde iflas kararına karşı kanun yolları, İİK 165. maddesinde iflas tarihi, İİK 166. Maddesinde ise iflas kararının tebliği ve ilanı düzenlenmiştir. Davacının talebi İİK 159.maddesi kapsamında muhafaza tedbirleri alınmasına yöneliktir. Yasal düzenleme gereğince borçlu ödeme emrine itiraz etmemişse, alacaklının talebi üzerine, mahkemenin mutlaka bu tedbirlere karar vermesi gerekmektedir. Bu nedenle öncelikle delillerin toplanması ve ilgili dosyaların getirtilerek incelenmesi ve ayrıca davalı gerçek kişi yönünden iflasa tabi olup olmadığının tespiti için gerekli araştırmanın yapılması ve talebin her bir davalı yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/424 E. sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu 1....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından açılan davanın usul ve yasaya aykırı, hukuki dayanaktan yoksun ve senetle ispat edilmemiş oluşu nedeniyle tüm talep ve ferilerini içerir şekilde esastan reddine karar verilmesini, davacıların aleyhlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, usul ve yasaya aykırı ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/165 KARAR NO : 2021/262 DAVA : Delil Tespiti- İhtiyati Tedbir DAVA TARİHİ : 17/12/2021 KARAR TARİHİ : 17/12/2021 Delil tespiti ve tedbir isteyen vekilinin 17/12/2021 tarihli dilekçe ile UYAP sistemi üzerinden açmış olduğu tespit- tedbir talepli dilekçesi değişik iş numarası alması gerekirken, sehven esas numarası aldığı anlaşılmış olup, talebin delil tespiti olması nedeniyle bu esas numarasının bu şekilde kapatılmasına karar verilmesi gerekmiştir. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dosya niteliğine göre istemin REDDİNE, İstek delil tespitine ilişkin olmakla, UYAP sistemi tarafından sehven 2021/165 Esas numarasını vermiş olduğundan, bu esas numarasının BU ŞEKİLDE KAPATILMASINA Tespit ve tedbir isteyen vekilinin talebi doğrultusunda delil tespiti yapılabilmesi için, değişik iş esasından numara alınmasına, Tevzi Bürosuna bu konuda yazı yazılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 17/12/2021 Katip ......

              Bu durumda davacı tarafın talebi açıkça, ihtiyati tedbir olup, ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz olmadığı gibi, hukukumuzda ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz de düzenlenmediğinden HMK. 24, 25 ve 26. maddeleri hükmü uyarınca taraflarca getirilme ve taleple bağlılık ilkeleri gereğince davacı tarafın talebi ile bağlı kalınarak ihtiyati tedbir talebi yönünden bir karar verilmesi gerekirken bu yönde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmiş olması doğru görülmediğinden, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ara kararlarının kaldırılarak, davacının ihtiyati tedbire ilişkin talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki karar oluşturulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle 1- Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 26....

              UYAP Entegrasyonu