Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.Yerleşik Yargıtay Kararlarına göre; havale borç ödeme vasıtası, bir çeşit ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir. Ancak; davacının ibraz ettiği 49.850,00 TL bedelli havale dekontunda paranın borç olarak gönderildiğine dair herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Davalı davacının kendisine yaptığı havalenin borç ödemesi olduğunu belirttiğine göre, ispat yükü bunun aksini iddia eden davacı taraftadır. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir."...

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı ,davalının damadı olduğunu,evlenmeden önce ev alacağını söylemesi üzerine 6.500 TL borç verdiğini ancak geri ödemediğini bildirerek tahsilini talep etmiştir.Davalı borç ilişkisini inkar etmiştir.Taraflar arasında yazılı bir anlaşma bulunmamaktadır.Davacı kızı ile davalının nişanlı oldukları dönemde verdiği borç para iddiasını ispat için tanık deliline başvurmuş,davalı tarafın açık izni olmadığı halde tanık beyanlarına göre davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Boru Ltd.şti. hakkında 3.750.68 YTL borç aslı, 5.745.37 YTL toplam alacak üzerinden borç aslına icra takibinden itibaren işleyecek değişen oranlarda temerrüt faizi, kefil ...Kimya Ltd:şti. 2.500.00 YTL borç aslı, 3.611.69 YTL toplam alacak üzerinden ve borç aslına icra takibinden itibaren işleyecek temerrüt faizi, davalı kefil M... ... hakkında 2.500 YTL borç aslı, toplam 2.568.89 YTL üzerinden ve borç aslına icra takibinden işleyecek değişen oranlarda işleyecek temerrüt faizi ile tahsili için takibin devamına asıl alacak üzerinden hesaplanan %40icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılardan ...Boru Ltd.Şti. ve M...... vekilince temyiz edilmiştir....

      Davalı, sunulan belgenin borç belgesi olmadığını, asıl davacının kendisinden borç paralar aldığını, ödediği paraları yazdığını, altında imzasının olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının kendi yazısı ile paraların alındığının sabit olduğuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, Karz hukuki ilişkisine dayanarak bu davayı açmıştır. Davalıya muhtelif tarihlerde borç verdiğini, ancak iade edilmediğini iddia etmiş, iddiasını kanıtlamak için de 2 sayfadan ibaret elle yazılmış belge ibraz etmiştir. Davalı bu belgenin kendisi tarafından yazıldığını kabul etmekte ise de bu belgede sadece tarih, isim ve karşılığında paranın miktarı gösterilmektedir. Belge içerisindeki paraların ne için alındığına dair bir açıklama ile davalının imzası bulunmamaktadır. Öyle olunca bu belge davacının davalıya borç para verdiğini kanıtlamaya yeterli değildir....

        KARAR Davacı, yakın akrabası olan davalıya Almanya’dan banka havalesi ile toplam 24 000 DM borç para gönderdiğini, ancak davalının bu parayı geri ödemediği gibi icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini istemiştir. Davalı, borç para almadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece bozma sonrası davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının banka havalesi ile davalıya para gönderdiği ve davalının da bu parayı aldığı ihtilafsızdır. Davacı bu parayı borç olarak gönderdiğini ileri sürmesine rağmen, davalı paranın borç olduğunu kabul etmemektedir. Havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir....

          K A R A R Davacı, davalıya verdiği borç para nedeniyle aralarında protokol yapıldığını, Mayıs 2003 tarihinde ödenmesi gereken borç ödenmeyince icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya 20.000 dolar borç vermiş ve buna dair taraflar arasında 31.1.2003 tarihli protokol yapılmıştır. Bu protokolde, verilen borca karşılık davalı tarafından 20.000 dolar miktarlı teminat çeki verildiği belirtilmiştir. Davacı bu çekin davalıya iade edildiğini, ancak borcun tümüyle ödenmediğini, kalan borç için icra takibi yaptığını belirterek, itirazın iptali talepli bu davayı açmıştır. Davalı ise teminat çeki iade edildiğine göre, borcun tümüyle ödendiğini savunmuştur....

            Davalı, davacının kendisinden 6 ay vadeli borç para isteyince takibe konu olan bedeli davacı hesabına gönderdiğini, ancak vadesi dolduğu halde ödenmediğinden icra takibi yaptığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, isbatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı, davacı aleyhine başlattığı icra takibinde, borcun sebebi olarak “ 10.1.2008 tarihinde hesaba nakden yatırılan 1.6.2008 vade tarihli borç “ açıklaması gösterilmiştir. Bu hali ile, davalı davacıya borç para verdiğini ve ödenmediğini ileri sürerek, karz hukuki ilişkisine dayanmış, delil olarak da 10.1.2008 tarihli havale belgesine dayanmıştır. Davacı ise, borç para almadığını ,davalının bacanağı olan ...'e ödenmek üzere onun hesabında bloke bulunması nedeni ile kendi hesabına gönderildiğini bildirmiştir. Davalının dayandığı banka kayıtlarında, dava konusu paranın borç olarak gönderildiğine Ilişkin bir kayıt yoktur....

              Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden;davacının 6552 sayılı Yasa kapsamında yapılandırma başvurusunda bulunduğu, yapılandırma borç hesabı çıkarılarak davacıya tebliğ edildiği, 6111 sayılı Yasa kapamında da peşin ödeme ile yapılandırma talebinde bulunulduğu, peşin ödeme son tarihinde ödeme yapılmadığından yapılandırmanın iptal edildiği, 6552 sayılı Kanun uyarınca yapılan yapılandırmanın da ... taksit ihlali sonrası iptal edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacıya ait iki işyerinin borçları Kurumdan sorulmuş, aynı tarih itibariyle bilirkişi vasıtasıyla da borç miktarı hesabı yaptırılmıştır. Borç miktarları tamamen aynı olmamakla birlikte; borç miktarları arasında fark olmadığı anlaşılmakla, hesaplama yapılmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davacının yapılandırma talebi taksitlerin ihlali nedeniyle iptal edilmiş olup bu yöndeki Kurum işlemi yerindedir....

                Asliye Hukuk Mahkemesi Mahkemesince görülerek bozmaya uyularak verilen 22/05/2018 tarih ve 2018/249 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin kurucu ortak ve yöneticisi olduğu Egeberk A.Ş.’nin, sahibi ve işleticisi olduğu Silivri Hayat Hastanesi’nin, davalı ile aralarında bulunan sağlık hizmetlerinin satımına ilişkin sözleşmeden doğan borç nedeniyle kendisine borç bildirimi geldiğini, bahsekonu borç bildirimlerinin tahakkuk tarihinde müvekkilinin şirket yönetiminden istifa ettiğini, davalının önce iflas eden şirketin iflas masasına gitmesi gerektiğini, bu borçtan sorumlu olmadığını ileri sürerek, borç bildirimlerinin iptalini istemiştir....

                  K A R A R Davacı, davalı ile gönül ilişkileri olduğunu, davalıya muhtelif tarihlerde banka işlemleri aracılığıyla toplam 7.210,95 TL borç verdiğini, ayrıldıktan sonra bu borcun ödenmediğini ileri sürerek, 7.210,95 TL'nin davalıdan faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, gönderilen cüzi miktarların borç niteliğinde olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının davalıdan kredi kartı borcu ödeme, telefon faturası ödeme ve banka hesabına havale ödemelerinden kaynaklı alacaklı olduğu sabit olduğundan davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, yaptığı bir kısım fatura ve benzeri ödemeler ile borç kaydı içermeyen havale yöntemi ile davalıya gönderdiği miktarlar toplamı 7.210,95 TL‘nin borç olarak verilmiş olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu