WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamında delil olarak sunulan ... 2.Noterliği'nin 26.09.2011 tarih ..... yevmiye nolu düzenleme şeklindeki borç senedi de değerlendirilerek mahkemece, noterde düzenlenen bu borç senedinin taraflar arasında düzenlenen bonodan sonra bu bononun devamı olarak onu güçlendirmek için tanzim edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacı ve davalının kabulünde olduğu üzere noterde düzenlenen borç senedinin dava konusu yapılan bononun devamı niteliğinde olmadığı ve ayrı bir borç senedi olarak düzenlendiği uyuşmazlık konusu değildir. Ne var ki 6100 sayılı HMK’da yer alan usul kurallarına aykırı olarak tarafların kabulünün aksine dava konusu yapılan bono ile bağlantılı olarak noterde borç senedinin düzenlendiği gerekçesine dayanılarak davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....

    Bozmaya uyan mahkemece, kooperatifin ihtarnamelerde esas aldığı borç miktarlarının önceki ihtarnamelerde tespit edilen ve bildirilen borç miktarları ile çeliştiği, kooperatifin daha önce belirlediği borç miktarlarında davacının ödemeleri olmasına rağmen bu dava için ihraca esas ihtarnamelerde belirlediği borç miktarlarının çeliştiği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay 11....

      K A R A R Davacı,davalı ile evlenmeden önce ve evlendikten sonra davalı eşine borç para verdiğini ancak geri ödenmediğini bildirerek 7.220 TL alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

        Hukuk Dairesinin 03/10/2013 tarihli 2013/11284 esas, 2013/24182 karar sayılı emsal kararı) Aynı dairenin 2016/23382 esas, 2019/1090 karar sayılı emsal kararında da " Tarafların iddia ve savunmaları dikkate alındığında havale ile gönderilen paranın borç olarak verildiği hususunda ispat yükü davacıya aittir. Dekontta yazan "borç ibaresi" ifadesi kesin olarak borç verme anlamını taşımadığına göre davacının borç para verme iddiası sübut bulmamıştır." şeklinde karar verildiği görülmüştür. Davacı tarafından 20.000- TL gönderildiğine ilişkin dekontda paranın "borç" açıklaması ile gönderildiği, emsal Yargıtay ilamında belirtildiği üzere bu ibarenin borç verildiği hususunu göstermeyeceği, ispat yükü kendisinde olan davacının borç verme iddiasını dekont ile ispat edemediği, açıkça yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

        Kur farkları bu kapsamda değerlendirilmeyecektir." hükmü yer almış; "12.4.1. borç verenin tam mükellef kurum olması" kısmında ise, "Kullanılan borç nedeniyle, geçici vergi dönemi içinde örtülü sermaye şartlarının gerçekleşmesi halinde, o dönemde daha önce borç alan kurum tarafından giderleştirilen faiz, kur farkı ve benzeri giderler, bu işlemin yapıldığı geçici vergi döneminde hesaben gerekli düzeltmeye tabi tutulabilecektir. Borç veren kurum tarafından da aynı dönem içinde düzeltme yapılabilmesi mümkündür. Düzeltmenin, gider yazılan geçici vergi döneminden sonra yapılması halinde, borç alan kurum tarafından verilen düzeltme beyannamesi ile tahakkuk eden vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartıyla, borç veren kurum tarafından da (bir sonraki geçici vergi döneminde) düzeltme yapılabilecektir....

          olduğunu göstermeyeceğinin her türlü izahtan vareste olduğunu, her şeyden önce yerel mahkeme'nin başkaca hiçbir araştırma ve inceleme yapmaksızın sadece bu veriden yola çıkarak görevsizlik kararı vermesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, 3- Somut olayda bir işçi işveren ilişkisi bulunmadığının ortada olduğunu, davalı asilin, bizzat müvekkilinden borç para aldığını, müvekkilinin yetkili olduğu şirketten borç almadığını, şayet böyle bir durum olsaydı icra takibi ve davanın müvekkilinin yetkilisi olduğu şirket tarafından yöneltileceğini, mevcut durumda ise borç paranın müvekkilinin şahsından alındığı, işçi işveren ilişkisinden tamamen bağımsız bir borç ilişkisi olduğu, yalnızca müvekkilinin borç verecek güven ve samimiyetin oluşmasında işçi işveren ilişkisinin etkisi olduğunu ve bu nedenle taraflar arasındaki borç ilişkisinin şahsi bir ilişki olduğunun kabulünün zaruri olduğunu, taraflar arasındaki borç ilişkisinin iş sözleşmesinden değil, müvekkili ile davalı asil arasındaki şahsi borç...

          Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.Yerleşik Yargıtay Kararlarına göre; havale borç ödeme vasıtası, bir çeşit ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir. Ancak; davacının ibraz ettiği 49.850,00 TL bedelli havale dekontunda paranın borç olarak gönderildiğine dair herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Davalı davacının kendisine yaptığı havalenin borç ödemesi olduğunu belirttiğine göre, ispat yükü bunun aksini iddia eden davacı taraftadır. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir."...

          EFT evrakına da bu sebeple kendi borcunu tarafıma ödediğinden 'BORÇ' ibaresi belirtmiştir." hususunu belirtmişse de bu itirazında haksız olduğunu, davalının iddia ettiği tarih ve şekilde davacıya herhangi bir borç vermediğini, aksine davacının davalıya borç vermiş olup bu sebeple EFT açıklamasına bu paranın borç verme/ödünç verme amacıyla gönderildiğini belirtmek için "borç" ibaresini eklediğini, hayatın olağan akışına göre sadece "borç" ibaresinin kullanılmasından orta zekalı-normal-makul bir insanın anlayacağı şeyin bir kişiye ödünç/borç para vb. verildiği olduğunu, şu halde de borcu veren davacı olduğundan dolayı davacının alacaklı, davalının ise borçlu konumunda olduğunu, bu sebeple geri ödenmeyen borcun tahsili için icra takibi başlatılmışsa da davalının bu takibe haksız şekilde itiraz ederek takibin yersiz şekilde durdurulmasına sebebiyet verdiğini, yapılan EFT işlemine ilişkin banka dekontunun dilekçe ekinde sunulduğunu belirterek Kayseri Genel İcra Dairesinin 2021/18865 E....

          EFT evrakına da bu sebeple kendi borcunu tarafıma ödediğinden 'BORÇ' ibaresi belirtmiştir." hususunu belirtmişse de bu itirazında haksız olduğunu, davalının iddia ettiği tarih ve şekilde davacıya herhangi bir borç vermediğini, aksine davacının davalıya borç vermiş olup bu sebeple EFT açıklamasına bu paranın borç verme/ödünç verme amacıyla gönderildiğini belirtmek için "borç" ibaresini eklediğini, hayatın olağan akışına göre sadece "borç" ibaresinin kullanılmasından orta zekalı-normal-makul bir insanın anlayacağı şeyin bir kişiye ödünç/borç para vb. verildiği olduğunu, şu halde de borcu veren davacı olduğundan dolayı davacının alacaklı, davalının ise borçlu konumunda olduğunu, bu sebeple geri ödenmeyen borcun tahsili için icra takibi başlatılmışsa da davalının bu takibe haksız şekilde itiraz ederek takibin yersiz şekilde durdurulmasına sebebiyet verdiğini, yapılan EFT işlemine ilişkin banka dekontunun dilekçe ekinde sunulduğunu belirterek Kayseri Genel İcra Dairesinin 2021/18865 E....

          Maddesinde "borç" gönderildiğini ve tüm dekontlarda "borç verilen" ibaresine yer verildiğini iddia ederek davasının konusunu borç verilen paranın iadesi olarak açıkladığını ancak sunmuş olduğu dekontların hiçbir yerinde böyle borç ibaresi yada borç verildiğine dair bir emare olmadığını, söz konusu paranın borç olarak gönderildiğine ilişkin dosya içerisinde başka da delil olmadığından ve delil dilekçelerinde bu konuda bakaca delil sunmadıklarından ve dava konusu borç iddiası değiştirilemeyeceğinden davanın reddi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde dile getirdiği iddiaların hiçbirinın doğru olmadığını, müvekkilinin iddia edildiği şekilde borç almışlığının olmadığını, davalı şirkete herhangi bir borcunun da bulunmadığını, davacı tarafın dilekçesinin 1....

            UYAP Entegrasyonu