Davalı vekili, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafça müvekkili şirkete 20.0000 TL EFT yolu ile borç verildiğini iddia edilmiş ise de EFT dekontunun borç belgesi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, miktar bakımından senetle ispatın zorunlu olduğunu, ayrıca dekontta borcun Kemal Süt'e gönderildiğinin yazdığını, şirketin bundan sorumlu olmayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılamaya göre, banka hesaplarına ... adına para havalesi yapıldığı, karşı tarafla aralarında herhangi bir alacak borç ilişkisinin olmadığı, ayrıca davalı borçlu taraf hesaplarına geçen paranın adına gönderilen ......
DAVA KONUSU : Kurum İşleminin İptali KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kurum tarafından davacıya 01/03/2019 tarih ve 3424061 sayılı borç bildirimi yazılı ile dosyada işlem gören işyerinde yeterli işçilik bildirimde bulunulmadığından bahisle 11.580,32 TL sigorta prim 94.590,12 TL gecikme cezası toplamı 106.170,44 TL borç tahakkuk ettirildiğini, kooperatif yöneticiliği tarafından davalı kurum kayıtlarına 07/03/2019 tarih ve 3765474 sayılı ile giren itiraz dilekçesi ile itiraz edildiğini ve hatalı işlemin düzeltilmesi, zamanaşımının göz önünde bulundurulması ve borç tahakkukunun iptali istendiğini, kurumun itirazı reddettiğini, davacıya 15/04/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı kurumun çıkardığı borcun 1997 yılına ilişkin olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek; davacının kurum tarafından tahakkuk ettirilen sigorta primi ve gecikme zammı toplamı 106.170,44 TL borcun zamanaşımı nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava...
Asıl dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali, birleşen dava, kooperatifle davacı arasındaki borç alacak durumu tespit edilerek davacının ....497,000 TL borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacının ihraç kararına dayanak teşkil eden ihtarnamelerde talep edilen alacak dönemi 2002 yılının nisan ayından 2004 yılının haziran ayına kadar olan döneme ilişkin aidat ve gecikme faizi borcudur....
Mahkemelerinin yetkili olduğunu, aciz belgesi sunulmadığını, takip konusu alacağa ilişkin itirazın iptali davasının kesinleşmediğini, iptali istenen tasarrufun gerçek bir borçlanmaya ilişkin olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu, aciz belgesi sunulmadığını, müvekkili tarafından davalı ...'e borç verilmesi nedeniyle 10.2.2008 tanzim tarihli 218.000,00 TL'lik senedin alındığını ve takibe konulduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia ,savunma toplanan delillere göre; davalı ... tarafından davalı ... aleyhine başlatılan ... İcra Müdürülüğünün 2011/291 sayılı takibinin, itirazın iptali davasına ilişkin karardan bir gün sonra başlatılması, takip konusu senedin düzenleme tarihinin resmi olarak tespitinin mümkün olmaması, takibin ertesi günü borçlu...'...
Davalı Kurumca, 14.578,50 TL tutarında borç tahakkuku yapıldığı anlaşılmakta olup borcun kaynağı, hangi döneme ilişkin olduğu, hangi dönemlerin iptal edildiği hususunda yapılacak açıklama ile birlikte davacıya gönderilen borç bildirim belgesi, borç çizelgesi ve diğer ilgili belgelerin davalı Kurumdan temini ile işbu belgeler eklendikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlu, itirazın iptali davası açılmamışken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre; gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi, takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda; ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından da itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur....
-KARAR- Hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararında, “itirazın iptali davalarında takip tarihi itibariyle borçlunun sorumlu olduğu borç miktarı saptanmalı, takipten sonra ve davadan önce yapılan ödemeler B.K.nun 84.maddesi hükmü de gözetilerek saptanan borçtan düşüldükten sonra kalan kısım bakımından dava açılması gerektiği, davadan önce yapılan ödemeler yönünden dava açılmasında hukuki yararı bulunmadığı, davadan sonra icra dosyasına yapılan ödemelerin ise infazda nazara alınması gerektiği gözetilmelidir. İİK.nun 67.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmolunan miktar üzerinden karar verilmelidir” şeklindeki hususlara değinilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/632 Esas KARAR NO : 2018/374 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/10/2017 KARAR TARİHİ : 14/05/2018 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirket ile davalı şirketlerin oluşturduğu ... İnşaat Adi Ortakmlığı arasında ... tarihinde başlayan hizmet sunumu kapsamında düzenlenen faturalar ile alacak borç ilişkisi kurulduğunu, alacak borç ilişkisi kapsamında toplam 9.264,00 TL bakiye alacakları bulunduğunu, müvekkili davacının alacağını alamaması nedeniyle, davalılar hakkınd Antalya ... İcra Müdürlüğü'nün .../ ......
a hangi tarihte tediye makbuzu ile ne kadar ödeme yapıldığı hususunda davacı kooperatifin imzalı belge sunamadığı, ortaklık kredi sözleşmesinde bu kişinin imzası olmadığı, tek başına üzerinde oynanmış müşterek müteselsil borç senedinin borç ilişkisi kurmaya yetmeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kredi borcunun tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma yeterli olmadığı gibi, hükme dayanak bilirkişi raporu da yeterli değildir. Davalının murisi....'...
Davalı vekili, davacının dava konusu çeklerde alacaklı sıfatının olmadığını çekin üzerine karşılıksız şerhi verilmesinden sonra hamil adı üzerine ciro eklendiğini, çek bedellerinin, müvekkilinin borç aldığı ve çekleri bankaya ibraz eden dava dışı kişiler ile bu borç alımına aracılık eden davacıya elden ödendiğini belirterek davanın reddiyle % 40 tazminata hükmedilmesini istemiştir....