in Türk Silahlı Kuvvetleri emrinde astsubay iken ilişiğinin kesilmesi nedeniyle kendisine çıkartılan 34.510,57 TL borcun 17.000,00TL'sinden sorumlu olmadığının tespiti istenilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine mahkeme kararı Dairemizce "Hükme esas alınan bilirkişi raporunda işlemiş faiz miktarı ile ilgili hesap hatası yapılmasının ve davacının kendisinden istenen 34.510,57 TL borcun 17.000,00 TL'sinden sorumlu olmadığının tespitini istediği halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda idarece istenen borcun 37.186,05 TL olduğunun kabulü ile bu miktar üzerinden davacının borçlu olmadığı miktarın tespit edilmiş olmasının" doğru olmadığı gerekçeleriyle bozulmuş olup, bu kez taraf vekillerinin karar düzeltme istemine ilişkin dilekçeler ile tüm dosya içindekilerin yeniden incelenmesi sonucunda; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 22.03.2011 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu'nun...
Ancak; 1-Açılmış olan menfi tespit davasında en yüksek kabul edilen kefil ...’ın talebi üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yükümlü ...’nın kabul edilen talebi üzerinden daha az vekalet ücretine hükmedilmesi, 2-Davalı idarece 84.537,36 TL borcun ödenmesi istenmiş, davacılar vekilince de istenen bu borcun 16.693,92 TL’sinden davacılardan ...’nın sorumlu olmadığının tespiti istenmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacılardan ...’nın ilişik kesme tarihi itibarıyla borçlu olduğu miktar 67.843,44 TL tespit edilmiştir....
K A R Ş I O Y Dava, kira alacağına yönelik icra takibine vaki itirazın kaldırılması isteminden ibarettir. Uyuşmazlığın çözümü, öncelikle, alacaklının, borçluya gönderilen ödeme emrinde, takibe konu kira parasının hangi aylara ilişkin olduğunu belirtmemiş olmasının sonuca etkili olup olmadığının saptanması ile mümkündür. Yerel mahkemece bu husus hukuk yargılamasında silahların eşitliği ilkesine aykırı bulunarak itirazın kaldırılması istemi reddedilmiş, Özel Daire ise borçlunun itiraz edilen kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermediklerinden, bu hususun sonuca etkili olmadığı, takibe konu kira miktarının kesinleştiği ve dava dilekçesinde ve yargılama sırasında davacı alacaklının bu konuya açıklık getirdiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme hükmünü bozmuştur....
Somut olayda; örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya 28.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun, İİK'nun 62. maddesinde öngörülen yedi günlük süre içerisinde icra müdürlüğüne verdiği 29.01.2015 havale tarihli dilekçe ile “...icra takibine, faize, borcun tamamına ve borcun tüm fer'ilerine...itiraz etmekteyiz” demekle ve yine netice ve talep kısmında “takibe, faize, borcun tamamına ve borcun tüm feri'lerine itiraz ettiğimizi beyan eder...” demek suretiyle usulüne uygun olarak borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. İİK'nun 66/1. maddesinin ilk cümlesi gereğince, müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. Buna göre, icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin kararı bildirici nitelikte olup, borçlu tarafından süresinde icra dairesine yapılan itirazla birlikte takip, kanun hükmü gereğince kendiliğinden durur ve duran takibe devam edilebilmesi, alacaklı tarafından borçlunun itirazının hükümden düşürülmesine bağlıdır....
Hakim ceza koşulunun fahiş olup olmadığını değerlendirirken, tarafların ekonomik durumları, asil olarak borçlunun ödeme gücü; alacaklının, kendisine asıl borcun ifasındaki yararı ile ceza-i şart ödenmesi halindeki yararı arasında makul ve adil ölçü, sözleşmeye aykırı davranılmasından dolayı alacaklının uğradığı zarar, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, borçlunun kusur derecesi ölçü alınıp ceza-i şart miktarı hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak saptanmalıdır. Hakimin bu kuralları uygularken kullanacağı takdir hakkının Yargıtay denetimine elverişli olması gerekir. Aşırılığın belirlenmesinde ceza-i şart borcun yerine getirilmesi için davalı üzerinde bir baskı yaptığı da gözetilip böyle bir baskının ortadan kaldırılması sonucunu doğuracak şekilde aşırı indirimden kaçınmalıdır....
İcra Müdürlüğünün 2021/6251 Esas sayılı dosyası ilamsız icra takibi başlattığını, icra takibinin yapılmasından sonra, takip konusu borcun 15.000.-TL'sini 18.05.2021 tarihinde, 15.000.TL'sini ise 25.05.2021 tarihinde müvekkilin banka hesabına ödendiğini, ödeme sonrasında davalı vekili tarafından sunulan 26.05.2021 tarihli dilekçe ile icra müdürlüğünün yetkisine ve borcun tamamına itiraz edildiğini, yetkiye ve borca yönelik itirazının kaldırılması için itirazın kaldırılması davası açıldığını, mahkeme tarafından yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddi kararının HMK'nın 10....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 70.673,04 TL borcun 26.301,67 TL'sinden borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava dilekçesinde ise, borcun 17.151,14 TL'sinden daha borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı adına tahakkuk ettirilen 70.673,04 TL borcun 29.185,93 TL'lik asıl borç kısmının hesaplamasında idarece esas alınan noksan hizmet hesabı ve okul masrafı çizelgesinde, "128. dönem ... Temel Askerlik ve Sahra Sağlık Hizmetleri Kursu" ile "3. Dönem Sağlık Sınıfı ... İç Güvenlik Harekat Kursu" giderleri yer aldığı halde, yargılama aşamasında idare tarafından dosyaya gönderilen belgelerin içerisinde bu kurslara ait maliyet çizelgelerinin yer almadığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde eğitim ve öğretim giderinden kaynaklanan 123.579,82 YTL. borcun 6.000 YTL'sinden borçlu olmadığının tespiti ve fazla ödemenin istirdadı ıslah dilekçesiyle de istenen borcun 85.332,57 YTL'sinden sorumlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 10.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
üniversitece yurt içi maaşı ödendiğini, tüm yolluk ve harcırahların Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığınca ödendiğini, bu nedenle kendisinden istenen paranın haksız yere istendiğini belirterek borcun tamamı için borçlu olmadığının tespitini ve haksız yere ödenen 6.000 YTL'nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle tahsilini istemiştir. ./.. 2007/1923-2007 -2- Mahkemece davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalı yönünden ise davacı tarafından borcun tamamı için borçlu olmadığının tespiti ile haksız ödenen 6.000YTL'nin tahsili için dava açılmışsa da, sadece 6.000YTL'lik talep için dava harcı yatırıldığından bahisle bu kısma yönelik istemin kabulüne karar verilmiştir....
in kefil olduğunu, aracın müvekkiline hiç teslim edilmediğini, sözleşme tarihinden önce kolluk kuvvetleri tarafından aracın bağlandığının daha sonra öğrenildiğini, davalı şirketin sözleşme sebebiyle verilen senetlere dayanarak icra takibi yaptığını, müvekkilinin araçlarının bağlanarak trafikten men edilmesi nedeniyle hacizlerin kaldırılması için davalı şirket lehine ipotek verildiğini, finansal kiralama sözleşmesinin batıl olduğunu belirterek icra takibinin iptaline, borcun olmadığının tespitine, 10.000 TL manevi, 10.000 TL maddi tazminatın tahsiline ve ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili, davacının sözleşmenin imzalanması ile peşinatı ve ilk taksidi ödediğini, diğer taksitleri ödemediğinden ihtarname çekilerek sözleşmenin feshedildiğini, malın iadesi için açılan davanın kabul edildiğini, davacının ihtarnameye ve malın iadesi davasına itiraz etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....