Maddesi gereğince , usulsüz tebliğ şikayeti kabul edildiğinden , borca itiraz ise reddedildiğinden yargılama giderlerinin paylaştırılması ve şikayetçi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken (alacaklı taraf istinaf etmemiştir.) bunun yapılmaması ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması da yerinde değildir. Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 355/1, 353/1- b-2 maddeleri gereğince kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin 20/09/2021 olarak düzeltilmesine, borca itirazın reddine, İİK.nun 58. Maddesine göre takibin 7.745,00 EUR luk kısmının iptaline karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2- Mersin 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/623 E. 2021/749 K....
İcra dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklılar vekili tarafından davacı borçlu hakkında icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçlunun "Esat Caddesi No:73/4 Küçükesat/Ankara" adresine 02/04/2019 tarihinde " ...iş yeri yetkilisi çarşıda olduğundan daimi çalışan Kemal Ateş'e" tebliğ edildiği, dosyanın 06/10/2021 tarihinde yenilendiği, borçlu tarafından 14/11/2022 tarihli talep dilekçesinde "...icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borca ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği" müdürlüğün 14/11/2022 tarihli karar tensip tutanağı ile "...Dosya borçlusu T1 dosya borcuna 14/11/2022 tarihinde itiraz etmiştir. Dosya incelendiğinde ödeme emrinin 02/04/2009 tarihinde tebliğ ediliğinden itiraz süresinde olmadığından talebin reddine takibin devamına karar verildiği" görüldü....
Davacılar, murisi oğullarının kullandığı ... borcuna istinaden başlatılan icra takibi nedeniyle murisin mirasının borca batık olduğunu, mirasını reddettiklerini ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacılar tarafından ileri sürülen terekenin borca batık olup olmadığı dolayısıyla mirasın reddedilip edilmediği hususunda bir araştırma yapılmaksızın eksik incelemeyle karar verilmiştir. Mahkemece, değinilen bu husus gözardı edilerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü’nün 2015/402 Esas sayılı dosyasından çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin 22/01/2015 günü tebliğ edildiği, borçlunun 04/02/2015 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu, icra müdürlüğünce itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddedildiği görülmektedir. Alacaklı tarafça başlatılan ilamsız takipte borçlu yetki itirazında bulunmuş, dosya yetkili icra dairesine gönderilmiştir. Yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir. Borçlunun yetkisiz icra dairesinde yaptığı borca itiraz, yetkili icra dairesinde başlatılan takip yönünden hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağından, mahkemenin, ... İcra Müdürlüğü'ne yapılan 04/08/2014 tarihli itirazdan bahisle, bu tarihten itibaren yetkili icra dairesinde başlatılan takibin durdurulmasına ilişkin kararı isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde, Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre alacaklının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE, 2- Borçlunun temyiz itirazlarına gelince; Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte borca itiraz istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin kabulüne, borca itirazın reddine karar verildiği görülmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, senedin zorunlu unsurlarının sonradan doldurulduğu iddiasına dayalı kambiyo şikayeti ile, borca itiraz (takip zamanaşımı, ödeme ve faiz itirazı) niteliğindedir. Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2019/49249 esas sayılı dosyası ile alacaklı T3 nın borçlu T1 ... Ltd. Şti. aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı, 02.01.2020 tarihinde yetlkili icra müdülüğünce ödeme emri tebligatının davacı/borçluya tebliğ edildiği davacının süresi içerisinde kambiyo takibinde itiraz ve şikayette bulunduğu, yapılan itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince, icra mahkemesince, alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunup bulunmadığı re'sen araştırılmak zorundadır....
İcra takibinde de derdestlikten anlaşılması gereken, devam etmekte olan bir icra takibinin mevcudiyetine rağmen aynı alacaklının aynı borçluya karşı aynı alacak sebebi ile yeniden icra takibi başlatılmasıdır. İcra İflas Hukukunda açık bir düzenleme yok ise Medeni Usul Hukuku hükümleri niteliğine uygun düştüğü ölçüde kıyas yolu ile icra hukukunda da uygulanır. Derdestlik 1086 sayılı HMK'nın yürürlükte olduğu dönemde ilk itiraz olarak düzenlenmiş iken, 6100 sayılı HMK m. 114/1.1'de bir dava şartı olarak kabul edilmiştir. İİK'da derdestlik iddiasının ileri sürülme şartları yönünden bir düzenleme bulunmadığından, Medeni Usul Hukukunda dava şartı olan derdestlik, icra takibi bakımından takip şartı haline gelmiştir. HMK m. 114/1'de derdestliği dava şartı olarak düzenlemesinin gerekçeleri icra takibi bakımından da geçerlidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; Davacı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip tarihinin 19/01/2009 olduğu, gönderilen tebligatın bila ikmal döndüğü, daha sonra adres araştırılması istendiği ancak ikinci tebligata ilişkin mazbatanın dosya içerisinde bulunmadığı bu yönde mahkemenin iki defa icra müdürlüğüne yazı yazmasına rağmen müdürlükçe herhangi bir cevap verilmediği, dosyanın kesinleştirildiği, takip işlemlerine devam edildiği, borçlunun taşınmazlarına haciz konulduğu, taşınmazların satışının istendiği, kısaca takibin derdest durumdu olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili takibi müvekkilinin e-devlet üzerinden 17/02/2021 tarihinde öğrendiğini iddia etmiş, mahkeme ise öğrenmenin 21/01/2021 tarihinde olduğunu belirterek şikayeti süreden ret etmiştir. Usulsüz tebliğ şikayetleri takibin öğrenilmesinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süreye tabi olup bu sürenin dava şartı olması itibarıyla mahkemenin resen gözetmesi yerindedir....
Somut olayda kredi sözleşmesinde belirtilen 273/1 Sok., No:16, K:4, D:8 Bayraklı/İZMİR adresi ile hesap kat ihtarnamesinde belirtilen Mansuroğlu Mah., 273/1 Sok., No:16/8, 4 A Blok, K:4, D:8 Bayraklı/İZMİR adresinin aynı yere ait olduğu anlaşılmakla ve kredi borçlusuna icra takibi yapabilmek için kat ihtarnamenin bildirilen adrese gönderilmesinin yeterli olması karşısında davacı tarafın hesap kat ihtarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğine ve buna bağlı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılamayacağına yönelik şikayeti yerinde değildir. Nitekim bu hususa Dairemizin 02/11/2020 tarihli 2020/63 Esas 2020/1924 Karar sayılı kararında da değinilmiş ve yapılan temyiz incelemesinde Dairemiz kararının bu kısmı bozma kapsamı dışında bırakılmıştır. Davacı tarafın sair talepleri icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet ve takipte talep edilen borca, faize ve ferilerine itirazdır....
Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....