Şikayeti incelemeye devam eder ve alacaklı, alacağını 68/b maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispatlar ise, krediyi kullanan tarafın şikayeti reddedilir." (M. Coşkun, Açıklamalı-İçtihatlı İcra ve İflas Kanunu, Güncellenmiş 5. Baskı, Cilt:3, syf:3045)) Aynı zamanda, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2015/21771 E 2015/26500 K sayılı emsal kararında da, eldeki şikayet ile benzer bir durumda, yani dava dilekçesinde açıkça borca itiraz edildiği belirtilmeksizin kat ihtarnamesine itiraz edilmiş olduğu ileri sürülerek yapılan şikayet neticesinde, ilk derece mahkemesince dava dilekçesinde açıkça borca itiraz edilmemesi sebebiyle alacağın varlığı yönünde inceleme yapılmaksızın kat ihtarnamesinin tebliğ edilmiş olmasına dayalı olarak icra emrinin iptali talebinin reddine karar verilmesi üzerine, "...Alacaklı tarafça borçlulara gönderilen Ankara 5....
Davacı yan, işbu davada davalı bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için muris hakkında başlatılan icra takibi sırasında murisin vefat etmesi üzerine mirasçı sıfatıyla icra takibine dahil edildiğini, murisin terekesinin borca batık olduğunu, mirasın hükmen reddedilmiş sayılacağını, bu nedenle icra takibi nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiştir. İddianın ileri sürülüş şekli karşısında takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti iddiasının dayanağı murisin terekesinin borca batık olması nedeniyle hükmen reddedilmiş sayılacağıdır. Bir başka anlatımla davacı murisin terekesi borca batık olduğundan mirasçı sıfatıyla muristen intikal eden kredi borcu nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmektedir....
İcra Müdürlüğünün 2018/10570 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacı borçluya yapılan ödeme emri tebligatı usul ve yasaya uygun olduğundan, usulsüz tebligat şikayetinin reddine, borca itirazın süreden reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, ilamsız takipte takip borçlusu tarafından açılan ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti ile gecikmiş itiraza ilişkindir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/01/2020 NUMARASI : 2019/928 ESAS 2020/14 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri aleyhine İstanbul Anadolu 18.İcra Müdürlüğünün 2019/30862 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen kambiyo takibinde sair itirazlarının yanında icra dairesinin yetkisine itiraz ettikleri, icra dairesinin yetkisine ve borca itirazla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "......
nun 172. maddesi gereğince 5 gün içinde icra dairesine yapılması gerektiğinden, borçlunun kambiyo şikayeti ve borca itirazının İİK'nun 172. maddesi gereğince reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- Davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK'nun 353/1- b-2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında; -Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile Bakırköy 6....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/05/2022 NUMARASI : 2021/797 ESAS, 2022/310 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 1....
Başvuru; ilamsız icra takibinde borca ve faize itiraz niteliğindedir. İİK'nın 62. maddesi uyarınca "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen sorumludur." Borçlunun mükerrerlik iddiası ve faize ilişkin itirazı borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre bu itirazın İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir. Başvurunun icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılması fuzuli bir talep olup sonuç doğurmaz (Yargıtay 12. HD., 2016/19783 E-2017/12012 K ; 2018/5873 E -2019/3912 K.sayılı ilamı)....
Mahkemece öncelikle davacının tebligat usulsüzlüğü şikayetinin değerlendirilmesi, tebligatın usulsüzlüğüne kanaat getirilmesi halinde, davacının borca itirazının değerlendirilerek takibe konu senette tahrifat yapılıp yapılmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davacının borca itirazının değerlendirilmesi isabetsizdir. HMK'nın 7251 sayılı yasa ile değişik 353/1- a-6. maddesi " mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması yada talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması" halinde Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir....
İcra Müdürlüğünün 2002/9776 Esas sayılı takip dosyası hakkında davalının şikayeti üzerine İcra Mahkemesi tarafından İİK'nun 71/son ve 33/a maddelerine dayalı olarak icranın geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 29/01/2019 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine davacının Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2019/4523 Esas sayılı takip dosyası üzerinden davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresi içerisindeki borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu ve eldeki dava ile; takibe konu çeklerin adi borç senedi niteliğinde ve 10 yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu gerekçesi ile davalı itirazının iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından icranın geri bırakılması kararının kesinleşmesinden itibaren İİK'nın 33-(a)-2) maddesi kapsamında icra takibin zamanaşımına uğramadığının tespiti ile takibin devamına yönelik dava açılmadığından takibe konu edilen çekler zaman aşımına uğramıştır....
Borçlunun başvurusu tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilse dahi yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde borçluya yapılan ödeme icra tebliğlerinin usulüne uygun olduğu ve yasal sürede itiraz edilmediği, gecikmiş itiraz olarak da maninin kalktığı tarihten itibaren üç gün içinde icra mahkemesine başvurmadığı..." gerekçesi ile süre aşımı nedeniyle "davanın reddine" karar verilmiştir....