İİK'nın 168/1. maddesine göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz ya da şikayet edene tebliğinden sonra başlar. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan, ıslah yoluyla dahi ortadan kaldırılamaz. Dolayısıyla bu süre mahkemece kendiliğinden gözetilmelidir. Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı gibi, HMK'nın 176 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve dava prosedüründe tatbiki mümkün olan ıslah kurumunun borca itiraz hakkında uygulanma olanağı yoktur....
İTİRAZ VE ŞİKAYET Borçlu itiraz ve şikayet dilekçesinde; icra takibine dayanak senedin, üzerinde yazılı olduğu şekilde, teminat senedi olması nedeni ile kambiyo vasfı taşımadığını, senet üzerindeki tahrifatlar nedeni ile senedin zorunlu unsurlarının bulunmadığını, düzenleme tarihinin 11/28/2018 olması nedeni ile kambiyo vasfı bulunmadığını, ödeme emrinde yer alan " hemen öderseniz" ibaresinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; senedin düzenleme tarihinin 28.11.2018 olduğunu, maddi hata yapıldığını, yasal unsurlarının tam olduğunu, senet üzerindeki ibarenin tek başına teminat senedi iddiasını ispat etmediğini belirterek şikayetin reddini istemiştir. III....
Senet metni içerisinde yer alan "bedeli alınan sağlık hizmeti karşılığı ahzolunmuştur" şeklindeki ibarenin bedel kaydı niteliğinde olduğu ve senedin düzenlenmesine temel teşkil eden ilişkiyi gösterdiği, anılan ibarenin bedelin ödenmesine ilişkin herhangi bir kayıt ve şartı içermediği, ödemeyi koşula bağlamadığı anlaşılmaktadır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatlarına göre, senet üzerinden anlaşılmayıp ayrı bir sözleşmeye dayalı teminat iddialarının İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz, senet metnine dayalı teminat iddialarının ise İİKınun 170/a maddesi kapsamında şikayet olarak değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda; senet metninde teminat senedi olduğuna dair açık kayıt bulunmadığından, bu haliyle borçlunun senedin teminat senedi olduğu yolundaki başvurusu borca itiraz niteliğindedir....
İİK'nun 169/a maddesi uyarınca borca itiraz halinde borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. HGK'nun 14.3.2001 tarih 2001/12-233 ve 20.6.2001 tarih 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir. Somut olayda, alacaklının cevap dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanları gözetildiğinde, takibe konu bononun teminat senedi olarak tanzim edildiği yönünde kabulü bulunmadığı gibi, takibe konu bonoların teminat amaçlı verildiğine dair senet metinlerinde de bir ibarenin yer almadığı görülmektedir....
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir (HGK.nın 06/03/2013 tarih ve 2012/12- 768 E., 2013/312 K. sayılı ve yine HGK.nın 20/06/2001 tarih ve 2001/12- 496 E. sayılı kararları). Senet üzerinde hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılmış ise, bu halde, TTK.nın 777.maddesi gereğince kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermediğinden bono vasfı taşımadığı için İİK.nın 170/a maddesi gereğince takibin iptali gerekir ve teminat olgusu herkese karşı ileri sürülebilir. Buna karşın senet üzerine hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı değilse, borçlunun yapacağı teminat iddiası borca itiraz niteliğindedir. Somut olayda; takibe dayanak bonoda senet metninde teminat senedi olduğuna dair bir ibare bulunmadığından davacı-borçluların teminat senedi itirazı borca itiraz mahiyetindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklılar tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip dayanağı senedin alacaklıya teminat olarak verildiğini, zaman aşımına uğradığını, ayrıca düzenleme yerinin bulunmaması ve vadenin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulması nedeniyle kambiyo vasfını kaybettiğini ve bu borca ilişkin kısmi ödemelerde bulunduğunu ileri sürerek borca itiraz ettiği, mahkemece, zaman aşımına uğramadığı ve diğer hususları da ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen hususların doğru olmadığını, söz konusu kambiyo senedi olan bononun arkasına yazılan ‘’34 XX 886 Fiorinoya karşılık olarak verilmiştir’’ kaydının senedin teminat senedi olduğunu ispatladığını ileri sürdüğünü, oysa ki söz konusu bononun üzerinde herhangi bir teminattır ibaresi söz konusu olmadığından borçlunun başvurusunun İİK. 169/a maddesi kapsamında borca itiraz olduğunu, takibe konu borcun itfa edildiğini gösteren nitelikli herhangi bir belge sunulmadığını, senet arkasındaki ibarenin herhangi bir şarta bağlanmadığını ve içerik olarak herhangi bir sözleşmeye açıkça atıfta bulunmaması nedeniyle kambiyo senedinin vasfına etki edecek bir kayıt olmadığını, teminat senedi olarak verilen senette vade kısmına ‘teminattır’ yazısı , verilen teminatın neden hangi ilişkiye, sözleşmeye verildiğinin arkasına da önde yazan sebebinin açık ve net şekilde tarihiyle beraber yazılması gerektiğini ve ciro edilemez kaydının...
. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, takibe dayanak bonoların gönderilecek mallara teminat olarak verilen senetler olup, davalının müvekkiline mal göndermemesi nedeniyle karşılıksız kaldıklarını iddia ederek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevabında, bir yıllık yasal süre içinde davanın açılmadığını, icra mahkemesine başvurarak, borca itiraz etmeyen davacının, borcu ve imzayı kabul etmiş olmakla itiraz hakkı bulunmadığını, iddiasının asılsız olup, senetlerin teminat olarak değil, borca karşılık verildiğini, senetli alacaklarında ispat yükünün borçluya ait olduğunu, haksız ve kötüniyetle dava açıldığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir....
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; İcra mahkemesi tarafından varsayıma dayalı olarak bono metni dışında kalan kısmın kesildiği ve kesilen kısımda kayıtlar bulunduğu savıyla sonuca gidilemeyeceği, borçluların borca itirazlarını İİK.nun 169/a-1 maddesindeki belgelerle ispatlayamadığı, dosyada fotokopisi bulunan “araç kira sözleşmesi” incelendiğinde, sözleşmede takibe dayanak bonoya atıf bulunmadığı, bononun teminat senedi olduğuna dair bir ibareninde bulunmadığı , yine takibe dayanak bonoda da teminat senedi olduğuna dair ibare bulunmadığı anlaşıldığından davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, senet üzerinden anlaşılmayan ayrı bir sözleşmeye dayalı teminat iddiaları borca itiraz kapsamındadır.(Benzer mahiyette Y.12.HD.nin 2019/267 E. 2019/5651K. Sayılı emsal içtihadı mevcuttur.)...
-TL'lik kısmına ve faiz oranlarına borcun kendisine ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, takibe konu bono üzerinde yazan "teminat senedi" ibaresinden anlaşılacağı gibi bononun teminat amacıyla verildiğini, böyle bir kaydın olması kayıtsız ve şartsız bir bedeli ödeme vaadi unsurunu ortadan kaldırdığı için kambiyo takibi yapılamayacağını beyan ederek, borca itirazların kabulü ile takibin iptaline, haksız takip nedeniyle alacaklı aleyhine %20 tazminata hükmedilerek, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlandığı görülmüştür....