Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borlu, ödeme sırasında, yapılan ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu beyan etmemiş veya alacaklının makbuzda belirttiği borca derhal itirazda bulunmamışsa makbuzda belirtilen borca mahsup edilmelidir. Birden fazla para borcunun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu Borçlar Kanununun 86 ncı maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmiş sayılır. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir....

    Borçlar Kanununun 84 üncü maddesinde “Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise kısmen icra eylediği tediyeyi resülmale mahsup edebilir. Alacaklı alacağın bir kısmı için kefalet, rehin veya sair teminat almış ise borçlu kısmen icra eylediği tediyeyi temin edilen veya teminatı daha iyi olan kısma mahsup etmek hakkını haiz değildir” kuralına yer verilmiş; 85 inci maddesinde “birden fazla borcu bulunan borçlu, borçları ödemek zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etmek hakkını haizdir. Borçlu beyanatta bulunmadığı surette vukubulan tediye kendisi tarafından derhal itiraz edilmiş olmadıkça alacaklının makbuzda irae ettiği borca mahsup edilmiş olur” hükmü öngörülmüş, 86 ncı maddede ise “kanunen muteber bir beyan vaki olmadığı yahut makbuzda bir güna mahsup gösterilmediği takdirde, tediye muaccel olan borca mahsup edilir. Müteaddit borçlar muaccel ise tediye, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edilir....

      Uyuşmazlığın normatif dayanağı 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 84–86. maddeleridir. 818 sayılı Kanun'un 84. maddesinde “Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise kısmen icra eylediği tediyeyi resülmale mahsup edebilir. Alacaklı alacağın bir kısmı için kefalet, rehin veya sair teminat almış ise borçlu kısmen icra eylediği tediyeyi temin edilen veya teminatı daha iyi olan kısma mahsup etmek hakkını haiz değildir” kuralına yer verilmiş; 85. maddesinde “birden fazla borçları bulunan borçlu, borçları ödemek zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etmek hakkını haizdir. Borçlu beyanatta bulunmadığı surette vukubulan tediye kendisi tarafından derhal itiraz edilmiş olmadıkça alacaklının makbuzda irae ettiği borca mahsup edilmiş olur” hükmü öngörülmüş, 86. maddede ise “kanunen muteber bir beyan vaki olmadığı yahut makbuzda bir güna mahsup gösterilmediği takdirde, tediye muaccel olan borca mahsup edilir....

        İİK'nın 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda artık alacaklı itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir. Somut olayda, davacının ödeme emri tebliğ tarihinde yurt dışında olduğunu, bu nedenle tebligatların geçersiz olduğunu beyan ettiği, ancak yapılan tebligatların usulüne uygun olduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun, mazereti yurt dışından döndüğü 21/07/2020 tarihinde son bulmuş olup, 07/09/2020 tarihinde yapılan itiraz İİK'nın 65. maddesinde öngörülen yasal üç günlük sürede yapılmamıştır....

        İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Borçlunun dilekçesinde; usulsüz tebligattan söz etmesi sonuca etkili değildir. Zira, 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tesbiti hakimin görevine giren bir konudur (HGK. 5.6.1991- 1991/12- 258 E-344 K.). Borçluya yapılan ödeme emrinin usulüne uygun olduğu, davacı borçlunun talebinin İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz niteliğinde olduğu hususunda ihtilaf yoktur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, İİK.nun 65.maddesine dayalı gecikmiş itiraz istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 29.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          -TL gecikmiş gün faizi, 2,78.-TL KDV, 0,47.-TL takip öncesi faiz , 0,08.-TL takip öncesi işleyen gecikmiş gün faizi olmak üzere takip tarihi itibariyle 1.019,67.-TL borcu bulunduğunu, borçlu şirketin bu borcu ödemediğini, alacağın tahsili için girişilen ... İcra Müdürlüğünün .../... Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptalini, borçlunun kalan miktarı ödemeye ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            İcra Dairesi tarafından davalılara borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 07/03/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalılar tarafından yasal süre içinde 11/03/2019 tarihinde borca itiraz etmiştir. Dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilerek, tarafların iddia ve savunmaları, davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacağı ve ferileri ile birlikte icra takibinden sonra yapılan ödemeler de dikkate alınarak rapor tanzimi istenilmiştir. Bankacı bilirkişinin 16/12/2019 tarihli raporunda özetle: Davalı asıl borçlu ... ve Müteselsil Kefil sıfatı ile eşi ..., Davacı ... A.Ş....

              İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/09/2022 NUMARASI : 2020/1037 ESAS - 2022/492 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi Davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; kanser hasatası olduğu için zamanında itiraz edemediğini, borcun tamamına itiraz ettiğini beyan ederek gecikmiş itirazının kabulüne karar verilmesini talep etmiş, Mahkeme; HMK'nın 150....

              İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Şikayetçi 3. kişi vekili dilekçesinde; hukuk bürosunun bulunduğu binada çıkan yangın sebebiyle binaya girişin tüm gün mümkün olmadığını belirtmiştir.6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tespiti hakimin görevine giren bir konudur (HGK. 5.6.1991-1991/12-258 E-344 K.). Şikayetçi vekilinin başvurusu, İİK'nun 89/5. maddesi yollamasıyla İİK'nun 65. maddesi kapsamında gecikmiş itiraz olarak değerlendirilip sonuca gidilmesi gerekirken eksik ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi isabetsizdir....

                UYAP Entegrasyonu