WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Davacının dava konusu adresteki kaçak elektrik kullanımının müvekkili şirket çalışanlarınca usulen düzenlenmiş ve aksi sabit olmayan tutanaklar -ayrıca video kayıtları ile- tespit edildiğini, bu hususta her hangi bir şüphe bulunmadığını, "yaklaşık ispat" koşulunun sağlandığını, alacağın muaccel olduğunu, rehin ile temin edilmediğini , ''kamu ala- cağı'' niteliği taşıyan alacağın temin edilme aşamasındaki her türlü olumsuz ilerleyişin kamu zararına sebebiyet verdiğini, takip ve dava konusu alacağın miktarı da göz önüne alındığında davalı tarafın borçtan kurtulma maksadıyla mal kaçırma, adres değiştirme ve kaçma ihtimaline karşın, hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar İİK m. 257 vd. md uyarınca hukuki güvence kapsamında ihtiyati haciz talebinin kabulünün gerektiğini beyanla mahkemece verilen ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; İİK'nun İhtiyati...

    İcra Müdürlüğünün 2010/23517 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve söz konusu takibin 14/10/2010 tarihinde başlatıldığını, ancak davacı tarafından takibin iptali davasının 29/04/2022 tarihinde açıldığını, İİK 71. maddeye göre takibin iptali davası açılabilmesi için borcun itfa nedeniyle sonlanmış olmasının düzenlendiğini, ancak davacının rehin borçlusu olması, rehinli taşınmazın satılması ve rehinli taşınmazın satışından elde edilen bedelin alacaklıya ödenmesi sonrasında borçtan sorumluluğunun sona erdiğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiğini, dolayısıyla herhangi bir itfa durumunun söz konusu olmadığını, bu durumda borçlunun takibin iptali davası açma hakkının bulunmadığını, ancak menfi tespit davası açma hakkının bulunduğunu, borçlunun borcunun bulunmadığının tespiti için açılacak menfi tespit davasına ilişkin hükümlerin İİK 72. madde de düzenlendiğini, davacı tarafın rehin açığı belgesinde borçlu olarak göründüğünü ve rehin açığı belgesine dayanılarak başlatılan...

    Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 1....uk Mahkemesinin 24.09.2014 tarih, 2014/690 Esas, 2014/663 Karar sayılı ilamı ile alınan yetkinin incelenmesinde; ......Müdürlüğünün 2013/17975 Esas sayılı icra dosyasındaki borçtan dolayı 347, 350, 355, 362, 404 ve 420 parsel sayılı taşınmazlar bakımından ortaklığın giderilmesi davası açılmak üzere yetki verildiği, dava konusu taşınmazlardan 424 parsel sayılı taşınmaz yönünden yetki alınmadığı anlaşılmakla anılan icra dosyası için 424 parsel sayılı taşınmaz yönünden yetki alınmak üzere ve dava dilekçesinde belirtilen......013/17976 Esas ve ....Müdürlüğünün 2014/658 Esas sayılı takip dosyaları için dava konusu taşınmazlar bakımından ortaklığın giderilmesi davası açmak üzere yetki alınması için, 2-Davaya dayanak teşkil eden ..... 2013/17975 Esas ve...

      Hükmen ret davası hukuki niteliği itibarı ile bir menfi tespit ve borçtan kurtulma davasıdır. Bu davanın öncelikle sonuçlandırılmasında davalıların hukuki yararı vardır. Bu sebeple mirasın hükmen reddi nedeni ile açılmış Anamur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/69 Esas ... dosyasında, eldeki tapu iptali ve tescil davası sonucunun bekletici mesele yapılması doğru değildir. Mirasın hükmen reddinin tespiti halinde, davalıların eldeki davada taraf sıfatı kalmayacaktır. O halde mahkemece, öncelikle mirasın hükmen ret davasının sonuçlanmasının beklenmesi ve buna bağlı olarak davalıların taraf sıfatının olup olmadığı tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. 5....

        TL olup, borcunu ödeme gibi bir niyeti olmadığını, kapsamlı bir çevre araştırmasıyla enerji isteyenle mevcut abone arasındaki irtibat tetkik edilmesi ve konu ile ilgili tüm evrakların ayrıntılı olarak irdelenmesi gerektiğini, söz konusu olayda, muvazaa yöntemleri ile müvekkili kurumdan yeni abonelik alındığını, eski borçlardan kurtulmaya çalışıldığını, bu durumun elektrik tedarik etmekle yükümlü olan kurumun tahsilat oranlarının düşmesine ve zarara uğramasına sebebiyet vereceğini, abonelik başvuruları titizlikle incelemekte olup, başvuru sahiplerinin önceki borçlu müşteri ile olan akrabalık bağı derecesi, şirket ortaklarını gösteren belgeler, ticaret sicil kayıtları, ana sözleşme ve vergi kayıtları kontrol edilmekte olup, mevcut borçtan kurtulma şüphesi olduğu takdirde olumsuz değerlendirildiğini, abone başvurularının Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği ve ilgili kanuna göre sonuçlandırıldığını, bilirkişinin borç için yasal yollara başvurulması yönündeki raporunun da hukuki...

          SAVUNMA Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın öncelikle yetki yönünden usulden reddi gerektiğini, mahkeme aksi kanatte ise davacının dava konusu borç dayanak sözleşmedeki imzaların kendi elinin ürünü olmadığını iddia ettiğini, ancak iddialar asılsız olup borçtan kurtulma maksadı taşıdığını, açılan davanın menfi tespit davası olduğunu icra takibi başlatıldıktan sonra ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, bu nedenle talebin kabulü mümkün olmadığını, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden durdurulmaycağı gibi, menfi tespit davasına bakan mahkeme ihtiyati tedbir yolu ile icranın durdurmasına karar verilemeyeğini belirterek, öncelikle yetkisiz açılan davanın usulden reddine veya hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir....

            Davalı vekili temyizinde, borçtan sorumlu olan kişinin ... olduğunu, davacı ...’den kaçak bedeli talep edilmediğini, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını bildirmiştir. Davalı tarafından davacı adına fatura düzenlendiğinden davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bunmaktadır. Ancak, abone olan davacı kaçak kullanımdan doğan borçtan da sorumlu ise de; davalı vekilinin bu yönde temyiz itirazı bulunmadığından bu yön bozma nedeni yapılmamış, davalının diğer temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 16.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Somut olayda davacı haczin haksız olduğunu, icraya konu borçtan sorumlu olmadığını ileri sürmekte olup, bu haliyle dava menfi tespit davası niteliğinde bulunmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece taraflardan iddia ve savunmaları ile delil ve belgeleri sorulup değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 26.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......

                Davalı, icra takibine kısmi itirazda bulunduğunu, ancak davacının dava açarken kısmı itirazı dikkate almadığını, takibe konu borçtan düşülmek üzere alacaklıya Kışlacık Kooperatifinde bulunan hissesini devrettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun takibe konu borcun 1500 TL’lik kısmına itiraz ettiği, bu kısım için tanık beyanlarına göre, kooperatif hisselerini söz konusu borçtan mahsup edilmek üzere davalıya 1.500 TL’ye devir ettiğinin anlaşıldığı, bu şekilde davalı borçlunun itiraz ettiği 1.500 TL’lik kısmı için ödeme savunmasını ispat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, itirazın iptali davası olup borçlu ödeme definde bulunarak kısmi itirazda bulunmuştur. Bu durumda davalı ödeme savunmasını yazılı delil ile kanıtlamak zorundadır....

                  HD'nin 2013/2655 - 5758 E-K; 2015/9461, 2016/1035 E-K, 2016/14065 - 2017/7433 E-K sayılı ilamları) davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için geçerli bir ilamsız takibin bulunması, süresi içerisinde usulüne uygun bir şekilde itiraz edilmiş olması, yasal süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacının takibinde ve itirazın iptali davası açmasında haksız ve kötüniyetli olması, ayrıca davanın reddedilmiş olması gerektiği (İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, ..., 2007, syf 43) yukarıda belirtilen yasal şartların mevcut olduğu, ayrıca takibin kapalı faturaya dayalı olması nedeniyle davacının icra takibine girişmekte ve dava açmakta haksız ve kötü niyetli olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu