Av. ... davalı aralarındaki menfi tespit davası hakkında İzmir 11. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 30.6.2011 gün ve 183-817 sayılı hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Çeke dayalı menfi tespit davasının yargılaması sonucu dava kabul edilmiştir. Davalı banka borçtan sorumlu tutulmuştur. Karar davalı banka vekilince temyiz edilmiş ise de temyiz harç masraflarının davacı vekilince yatırılmış olduğu davalı bankaca yatırılmış temyiz harç ve masraf bulunmadığı dosya kapsamında anlaşılmakla eksikliğin giderilmesi ve mevcut ise maddi hatanın düzeltilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Av. ... ile davalı T.İş Bankası A.Ş Yenigün Şubesi Müdürlüğü aralarındaki menfi tespit davası hakkında İzmir 11. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 30.6.2011 gün ve 183-817 sayılı hükmün dava vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Çeke dayalı menfi tespit davasının yargılaması sonucu dava kabul edilmiştir. Davalı banka borçtan sorumlu tutulmuştur. karar davalı banka vekilince temyiz edilmiş ise de tamyiz harç ve masraflarının davacı vekilince yatırılmış olduğu, davalı bankaca yatırılmış temyiz harç ve masraf bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.eksikliğin giderilmesi ve mevcut ise maddi hatanın düzeltilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.12..2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesi’ne açılan davada borcu kısmen kabul etmeleri nedeniyle borçtan kurtulma amacı taşımadıklarının sabit olması, senedin diğer şirket yetkililerinin rızası dahilinde imzalanmış olması nedeniyle senette sahteciliğin de söz konusu olmaması hususları gözetilerek, dolandırıcılık ve resmi belgede suçlarının yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 16.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki borçtan kurtulma davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı şirketin DEDAŞ’a 31/07/2013 tarihli 2.041.693,80 TL bedelli ceza faturası gönderdiğini, yöntem bildirimine göre herhangi bir ihlâl sebebiyle ceza-i şart uygulanabilmesi için kullanıcıya bir uyarıda bulunulması ve ihlâlin ortadan kaldırılması için kullanıcıya makul bir süre tanınmasının zorunlu olduğunu, ceza miktarlarının da fahiş olduğunu ileri sürerek, davaya konu faturalardan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkil kurumca yapılan tüm işlemlerin hukuka ve mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
İcra Müdürlüğü ...Esas numarasıyla kayıtlı başlatılan takip, davalı tarafından itiraz edilerek durdurulduğunu, davalı tarafın itirazlarının tamamıyla dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu itirazın iptalinin gerektiğini, tarafların uyuşmazlığı halinde yetkili İcra Müdürlüğü ve Mahkemeler sözleşmede belirlendiğini, dolayısıyla davalının yetki itirazları da hukuken geçersiz olduğunu, taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesinin davalı borçluya yüklediği ödeme borcu ifa edilmediğini, işbu ödeme gerçekleşmediği için müvekkili tarafından haklarında icra takibi başlatıldığını, sözleşmeye binaen düzenlenen senet asıllarının müvekkili şirketin uhdesinde oluşu da davalı borçlunun borcunun tamamını ödemediğini gösterir nitelikle olduğunu, davalının ürünün arızalı ve ayıplı olduğuna dair iddiaları tamamıyla asılsız ve dayanaktan yoksun beyanlardan ibaret olduğunu, davalının zamanaşımı itirazları dayanaktan yoksun olduğunu yalnızca davalının borçtan kurtulma çabasından ibaret olduğunu, fazlaya...
Mal Müdürlüğüne beyan ettiği B-A formları kapsamında davacının alacağına esas teşkil ettiği KDV dahil toplamda 218.300,00 TL bedelli faturaların davalıya tebliğ edildiği ve davalının kabulünde olduğu, davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 37.000,00 TL tutarında alacağının bulunduğu tespit edilmiş olmakla, her ne kadar davacı taraf takibe esas faturalarını bulamadığından dolayı sunulamamış ise de, mevcut deliller kapsamında davacının dayandığı ve kendi lehine delil teşkil eden defter ve cari kayıtlarına göre taraflar arasında ticari bir ilişki bulunduğu, hatta davalının mal teslimini de B-A formları ile bildirimini de yaptığı anlaşılmasına göre, davalının savunmalarının yerinde olmadığı borçtan kurtulma amaçlı olduğu değerlendirilerek davanın kabulüne karar vermek gerektiği vicdani kanaat ve sonucuna varılmıştır. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davanın KABULÜ ile, İzmir ... İcra Müd'nün ......
Mal Müdürlüğüne beyan ettiği B-A formları kapsamında davacının alacağına esas teşkil ettiği KDV dahil toplamda 218.300,00 TL bedelli faturaların davalıya tebliğ edildiği ve davalının kabulünde olduğu, davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 37.000,00 TL tutarında alacağının bulunduğu tespit edilmiş olmakla, her ne kadar davacı taraf takibe esas faturalarını bulamadığından dolayı sunulamamış ise de, mevcut deliller kapsamında davacının dayandığı ve kendi lehine delil teşkil eden defter ve cari kayıtlarına göre taraflar arasında ticari bir ilişki bulunduğu, hatta davalının mal teslimini de B-A formları ile bildirimini de yaptığı anlaşılmasına göre, davalının savunmalarının yerinde olmadığı borçtan kurtulma amaçlı olduğu değerlendirilerek davanın kabulüne karar vermek gerektiği vicdani kanaat ve sonucuna varılmıştır. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davanın KABULÜ ile, İzmir ... İcra Müd'nün ......
Davalı vekili cevabında, bir yıllık hak düşürücü süre içinde istirdat davasının açılmadığını, menfi tespit davalarının 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, bu süreninde geçtiğini, davanın kötüniyetli, hukuken dayanaksız, borçtan kurtulma amacı taşıyan afaki nitelikte bir dava olduğunu, davacı tarafından kullanılan kredilerin ödenmemesi üzerine kat ihtarına rağmen borç ödenmeyince icra takibi yapıldığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacının, ... Bankası ... Şubesi ile 08.08.2006 tarihinde kredi sözleşmesi imzalayarak hesabından sadece dava dışı ...'ın işlem yapabileceğine dair talimat verdiği, davacının ...'a banka hesabı ile ilgili işlem yaparken kullandığı imzaların ...'ın kız kardeşi ... ve eniştesi ... tarafından kopyalanarak taklit edilmek suretiyle 15.08.2006 tarihinde ...'nın 20.000,00 TL çekmesi için her iki kişinin sahte faks talimatı hazırladıkları, ...'...
in kefil olduğu 17/09/2012 tanzim tarihli iki adet 115.000,00’er TL’lik bono verdiğini, borçlu ve kefil aleyhine icra takibi yaptıklarını, borçlu ...’ın mal varlığı bulunmadığını, yapılan haczin semeresiz kaldığını, aciz halinin oluştuğunu, borçlu ...’ın adına kayıtlı hiç bir taşınmazın bulunmamasına rağmen henüz 18 yaşlarında olan oğlu İbrahim adına dava konusu taşınmazların olduğunu, bu taşınmazların hayvan satışından elde edilen parayla babası tarafından İbrahim üzerine alınan taşınmazlar olduğunu, borçlu ...’ın borçtan kurtulma ve alacaklılarına zarar vermek amacıyla bu şekilde hareket ettiğini belirterek öncelikle davaya konu ... 737, 746, 2772, 3176 ve 3177 parseller üzerine tedbir konulmasına, taşınmazlardaki tasarrufun icradaki alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere iptaline, kendilerine cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep etmiş, 27/07/2016 tarihinde başlangıçta 30.000,00 TL olarak açmış olduğu davayı ıslahla 197.720,13 TL’ye yükseltmiştir....
İnşaat adına borçtan kurtulma taahhüdü ile (toplam 792.000 USD bedelli) davacıyı kooperatif üyesi yaptığını (9 adet işyeri üyeliği) ve kooperatife olan borçların taahhüt edildiği gibi, dava dışı ... tarafından ödenmemesi üzerine taahhütler karşılıksız kalıp, davacının üyelikten çıkarıldığını; bunun üzerine, davalı ile davacı arasında 14.07.2001 tarihli sözleşme ile davalının, davacıya 792.000 USD borçlu olduğunu kabul ederek, hissedarı olduğu taşınmazda kooperatifin yapacağı inşaatta alacağını da davacıya temlik ederek 6 adet 68 m² işyerini davacıya sattığını; taşınmazın tamamlanmaması ve davalının peşin aldığı 792.000 Doların, iade edilmemesi sebebiyle, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....