Somut olayda; davacılar vekili tarafından, müvekkillerinin murisi T.C. kimlik numaralı müteveffa T10’ın terekesinin borca batık olduğunun ve TMK m.605/II gereğince müvekkillerinin mirası reddetmiş olduklarının tespiti talebiyle işbu davanın açıldığı ve tedbir talebinde bulunulduğu, yerel mahkemece yapılan incelemede muris adına bir çok aktif taşınmaz bulunduğu, halihazırda davacılar aleyhine icra takibi yapılmadığı anlaşıldığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, verilen ara kararın davacılar vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. İlk derece mahkemesince davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ise de; dava dilekçesindeki anlatım, açılan davanın niteliği, halen mevcut olan murisin borçlu olduğu icra dosyalarından icra tahdidi altında bulunmaları nedeniyle davacılar hakkında takip ve haciz yapılmaması yönünde ihtiyati tedbir konulmasında davacıların hukuki menfaatleri bulunmaktadır....
Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir....
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesi ile; ihtiyati tedbirin yasal koşullarının oluşmadığını, davanın esasını çöze mahiyette tedbir kararı verilemeyeceğini, davacının haklılığını yaklaşık derecede ispatlayamadığını beyanla, hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak, ihtiyati tedbire itirazlarının kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, davacı ile davalı banka arasında yapılmış olan sözleşmelerdeki imzaların davacıya ait olmadığı iddiası ile borçlu olmadığının tespiti ve tedbir talebine ilişkindir....
ın önceki eşi adına yaptırıldığı, olay nedeni ile İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayetin 2020/187955 Soruşturma sayılı dosyası üzerinden soruşturmanın devam ettiğini,senedin tehditle imzalatılan bir bono olduğu, davacıların söz konusu takip ve dayanağı bono nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespiti ile, icra takibinin durdurulması şeklinde ihtiyadi tedbir kararı verilmesi ve %20'den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesi talep edilmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleşmediğini; önceki ara karardan sonra dosya kapsamı ve söz konusu yasal düzenleme yönünden farklı bir durumun ortaya çıkmadığı sonucuna varıldığından mevcut kapsam ve aşamaya bağlı olarak söz konusu tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....
nin İİK 179/a maddesi uyarınca borçlarına kefil olanlar hariç olmak üzere 6183 sayılı Kanuna dayalı takipler de dahil, hangi nedene dayanır ise dayansın iflas erteleme talebinde bulunan şirket hakkında yapılmış ve yapılacak icra takipleri ile ihtiyati haciz ve tedbir uygulamalarının durdurulmasına (mevcut takiplerin bulunduğu yerde durdurulmasına)" karar verildiği görülmektedir. Somut olayda, borçlu şirket hakkındaki takibin iflasın ertelenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararından sonra başlatıldığı anlaşılmakla, mahkemece yalnızca takibin durdurulmasına karar verilip borçlunun ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına ilişkin talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
talep ve dava etmişlerdir....
İflasın ertelenmesi talebi üzerine mahkemece tedbir amaçlı atanan kayyum, borçlu şirketin vekilini vekil tayin ettiği belirtilerek kayyum değişikliği talep edilmiştir. Tedbir amaçlı atanan kayyum iflasın ertelenmesi talebi kabul edilerek İİK.nun 179/8.maddesi uyarınca tekrar kayyum olarak atanmıştır. Kayyum atanacak kişi iflasın ertelenmesini talep eden şirket veya kooperatifin hakları kadar alacaklıların haklarını da korumakla yükümlü olduğundan tarafsız kişilerden olması gerekir. Borçlu şirketin vekili kayyum olarak atandıktan sonra şirketle ilgili işler yönünden vekil tayin eden kayyumun tarafsız olduğu kabul edilemez. Mahkemece bu yön gözetilmeden tarafsız olduğu kabul edilemeyecek kişinin kayyum olarak atanması kabul şekli itibariyle isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle ... A.Ş., ... Ltd.Şti., ... ve ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak Grafolog bilirkişi 23/01/2024 tarihli raporunda özetle; çek arka yüzündeki 2.ciro olan ------ yazısı ve----adına atfen atılı imza ile karşılaştırmaya esas belgelerindeki yazı ve imza örneklerinin davacı---- ELİ ÜRÜNÜ OLMADIĞINI beyan ve rapor etmiştir.Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalılar tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmadığı görüldü.Davaya konu edilen keşidecisi ------- numaralı çek yönünden taraflar arasındaki ticari ilişkinin ispatlanamadığı, mahkememizce ilgili çek üzerinde yaptırılan yazı ve imza incelemesinde dava konusu çek üzerindeki imzanın davacı ----- eli ürünü olmadığı anlaşılmış olup davaya konu keşidecisi ------- numaralı çek yönünden davacının davalılara borçlu olmadığı anlaşılmakla işbu çek yönünden davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
tatbikinin durdurulmasına karar verildiği, kaldırılmasına ilişkin bir karar olmadığı gerekçesiyle bu yöndeki istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 21.04.2014 tarihli iflas erteleme tedbir kararında "açılmış ve açılacak tüm takip, ihtiyati haciz kararlarının tatbiki ve tahliyesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına" karar verildiği, ihtiyati haciz kararının 08.07.2014 tarihinde, ihtiyati tedbir kararından sonra alındığı, tedbir kararının ihtiyati haciz kararının infazını da durdurduğu anlaşılmıştır....
İflas Kanununun 281/.... maddesinde tasarrufun iptali davalarına özgü özel bir ihtiyati haciz düzenlemesinin yer aldığı, bu maddeye göre hakimin iptale tabi tasarrufun konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği, teminatın lüzum ve miktarının mahkemece takdir ve tayin olunacağı, davacının ihtiyati tedbir talebinden kastının bu dava türüne özgü ihtiyati haciz talebi olduğu, davada maddi vakıaları ileri sürmek taraflara; hukuki tavsifin hakime ait olduğu, teminata lüzum olup olmadığı serbestçe değerlendirilmesi mümkün bulunduğundan ve mahkemece de teminat alınmasına yerolmadığı takdir edildiğinden bu yöndeki itirazın da hukuki dayanaktan yoksun olduğu, muterizin ihtiyati hacze itiraz talebi usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz kararının kaldırılması isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, ihtiyati hacze itiraz eden davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....