Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının eşi Bahadır Durmuş ve davacı taraf T1 nişanlısı Ömer Bora Tamer'in arkadaş olduklarını, Ömer Bora Tamer, Bahadır Durmuş'tan maddi olarak zor durumda olduğu için borç istediğini, davalıda kendi banka hesabından davacıya 12.05.2020 tarihinde havale yoluyla 20.000,00 TL göndererek borç verdiğini, gönderilen söz konusu para bir borcun karşılığı olan ödeme değil, bir borç verme işlemi olduğunu, davalı söz konusu olan parayı borç verdiği gerek whatsapp konuşmaları gerekse tanık beyanları ile sabit olduğunu, davalının eşi, söz konusu olan parayı borç verdikten sonra paranın iadesi için birden fazla kez davacı tarafın nişanlısı ile iletişime geçtiğini, davacı tarafın nişanlısı da dosyaya sunulacak olan whatsapp konuşmalarında görüleceği gibi dava konusu olan paranın tarafına borç olarak verildiğini kabul ettiğini, davalı, davacı tarafa güvenerek, onlara zor durumunda yardım etmek maksadıyla borç verdiğini, karşı taraf ise davalının aralarındaki...
Dava konusu paranın davacı tarafından davalı hesabına gönderimine ilişkin banka dekontunda “Borç Para” ibaresinin yazılı olduğu görülmüş olup, bu durum, davacının davalı hesabına gönderdiği paranın borç para olarak gönderildiğini açıkça göstermektedir. Davalı her ne kadar, davacının aslında Ömer Tahak isimli şahsa borç para vermek istediğini, Ömer Tahak’ın banka hesaplarında bir problem yaşadığı bahanesiyle davacıdan istediği borç parayı davalının banka hesabına havale ettirmek için ricada bulunduğunu, bu sebeple davalının hesabına para gönderimi olduğunu savunmuş ise de davalının bu savunmasını ispatlamaya yönelik yazılı bir delil sunmadığı gibi, cevap dilekçesindeki savunmasını desteklemek anlamında davacı tarafça hesabına havale edilen bu parayı Ömer Tahak isimli şahsa ulaştırdığına dair bir dekont , makbuz vs. yazılı delil de sunabilmiş değildir....
27.06.2014 tarihinde 18.450 TL, 22.01.2015 tarihinde 11.200 TL borç olarak göndermiş olduklarını, banka havale belgelerinin birinin üzerinde açıklama yazmaması diğerinde ise "Borç Karşılığı ibaresi yazması dolayısı ile red edildiğini, 22.01.2015 tarihinde 11.200 TL Borç Karşılığı olarak gönderildiğini, yani havale belgesinde açıkça, davacıya borç karşılığı verildiğinin yazıldığını, havale edilmiş 27.06.2014 tarihinde 18.450 TL, 22.01.2015 tarihinde 11.200 TL'nin bir an için borç ödeme için gönderilmiş olduğu düşünülse dahi, karşı dava olarak bu tutarın asıl davada davacının alacak kısmından düşmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
KARAR Davacı davalıya 20.000,00TL borç para verdiğini, bu parayı davalının babasının banka hesabına havale yoluyla gönderdiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine başlatılan icra takibine haksız yere itiraz ettiğini belirterek vaki itirazın iptaline ve %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacıya borcunun bulunmadığını savunarak haksız davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya borç olarak havale yoluyla gönderdiği paranın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece davalının yemini esas alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının para gönderdiği dekontta açıkça "....... borç verilen" yazılıdır. Her ne kadar havale borç ödeme belgesi ise de havalenin ne için gönderildiği belirtildiğine göre davalı bu parayı borç olarak almadığını ispat etmek durumundadır....
KARAR Davacı, davalıya 2.11.2005 tarihli iki banka havalesi ile 8000 TL borç para verdiğini ancak geri ödenmediğini bildirerek tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı davalıya 2.11.2005 tarihinde gönderdiği iki adet banka havalesi ile toplam 8000 TL borç para verdiğini ve geri ödenmediğini bildirerek tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı borç para alma ilişkisini kabul etmemiş, gönderilen paraların daha önce davacıya verdiği paranın iadesi niteliğinde olduğunu savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de; havale bir ödeme vasıtası olup, borç olarak gönderildiğine ilişkin delil oluşturmamaktadır. Nitekim dava konusu havalelerde borç olarak verildiğine ilişkin bir şerh bulunmamaktadır. Bu durumda davalının savunması gerekçeli inkar niteliğinde olup ispat yükünü davalı tarafa geçirmemektedir....
Somut olayda; .... numaralı ödeme emrinde asıl borç miktarı 465,00 TL, .... numaralı ödeme emrinde asıl borç miktarı 39,36 TL, .... numaralı ödeme emrinde asıl borç miktarı 3,00 TL ve .... numaralı ödeme emrinde asıl borç miktarı asıl borç 12,00 TL'dir. Bu durumda hüküm kesin nitelik taşıdığından 01.06.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da göz önünde tutularak tarafların temyiz dilekçesinin reddi gerekir. SONUÇ: Yukarıdaki nedenlerle tarafların temyiz dilekçelerinin kesinlikten REDDİNE, 05/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nedenle istenenle hesaplanan borç kalemlerinin bire bir karşılaştırılmasına gerek duyulmuştur. Talebin düşük olduğu borç kalemleri "Talebe Uygunluk İlkesi" gereği talep tutarına geri çekilmiş, fazla olan kalemlerde ise hesaplanan titar esas alınmıştır. Talebe Uygun Borç Tutar Tablosu aşağıdadır. Davalı Asıl borçlu... için; TALEBE UYGUN BORÇ TABLOSU Borç Kalemleri Takip Talebi Hesaplanan Talep Edilebilir Asıl Alacak 4.808.67 5.420.96 4.808.67 İşlemiş Faiz 409.86 150.38 150.38 BSMV 9.31 7.51 7.51 Toplam 5.227.84 5.578.85 4.966.56 Dava; davacı T. Garanti Bankası A.Ş.'ce, ....'a kullandırılan "Kredi Kart" kredilerinden kaynaklanmaktadır. 4.808,67 TL asıl alacak, 150,38 TL temerrüt faizi, 7.51 TL BSMV %5 olmak üzere toplam 4.966,56 TL tespit edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, davalı Kurum emeklilik tahsis tarihinin değiştirilmesi işleminin ve buna dayalı aleyhine gönderilen borç bildirim belgesi ile maaş geri ödeme istemine ilişkin borç bildiriminin yersiz tedavi giderlerine ilişkin borç tespiti ile bunun ödenmesine ilişkin borç bildirimi işlemlerinin ve ödeme taleplerinin iptaline, borçlu olmadığının tespiti ile yapılan kesinti ve ödemelerin tespiti ve iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi....
Davalı tarafça gönderilen havalenin borç verme olmayıp başkaca ileri sürülen hukuki ilişki nedeniyle yapılması gereken ödeme yani kendisine borç ödemesi olduğu ileri sürülmüş olup davalının savunması vasıflı ikrar mahiyetinde olduğundan bu halde havalenin borç olarak gönderildiğine ilişkin ispat yükü de yine davacı taraftadır. Davaya konu havaleye ilişkin 29.08.2017 tarihli 15.593,00 TL bedelli dekontta açıklama kısmında ''elden borç'' ibaresi yazmakta ise de,, banka yoluyla gönderilen havale de "elden" şeklinde bir açıklama yazılmasıyla ayrıca "borç" açıklamasının borç verilmesi olduğuna dair bir hususun şerh edilmemesi nedeniyle, dekonttaki bu açıklama, davacı havalenin borç ödemesi olarak gönderildiğine ilişkin karinenin aksini ispatlar nitelikte bir açıklama olmadığından davacının iddiasını ispatladığının ve ispat yükünün davalıya geçtiğini kabulü doğru değildir....
İlk Derece Mahkemesince; "...her ne kadar davacı tarafından, davalı ile aralarında borç ilişkisinin bulunduğu ve bu ilişkiden kaynaklı borcun ödenmediği öne sürülse de çekin bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösteren karine olması, bu karinenin aksini çeki ciro edenin ispat etmesi gerektiği, davacı tarafından, borç miktarı dikkate alındığında davaya konu çeklerin borç için davalıya teslim edildiğini ispata yarar yazılı bir belge ibraz edilmediği, ticari ilişki haricinde çekin verilmesinin tek başına ispata yarar olmadığı, taraflar arasındaki borç ilişkisini ispata yarar başka delillerin de ibraz edilmesinin gerektiği, davanın dayanağı olan hukuki işlemin dava tarihi itibariyle değerine göre, davacı tarafın davasına dayanak yaptığı borç ilişkisini yazılı delille ispatlamasının gerektiği, davalı tarafça da akdi ilişkinin tümden inkar edildiği ve taraflar arasında borç alımına dair bir ikrarının bulunmadığı ...” gerekçesi ile davanın REDDİNE karar verilmiş; bu karar davacı...