Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARŞI OY YAZISI- Dava, bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin olup, takipten önce açılmıştır. Takipten önce açılan menfi tespit davalarında, genel ve ilgili yasalarda öngörülen özel yetki kuralları uygulanır. İİK'nun 72/son maddesindeki yetki kuralları, takipten sonra açılan menfi tespit davalarında uygulama yeri bulunan kurallar olup, takipten önce açılan menfi tespit davaları yönünden diğer yetki kurallarını ortadan kaldırmaz. Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; dava konusu bonoda “ihtilaf halinde .......

    Tedbire konu talep, sahtelik iddiası nedeniyle bonoya dayalı borçlu olunmadığının tespiti istemiyle açılan davada, HMK'nın 209. maddesi uyarınca teminatsız olarak bonoya dayalı icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. HMK'nın 209/1 maddesi “Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” hükmünü haizdir. İİK 72/3.maddesi "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Somut olayda dava, icra takibinden sonra açıldığından, ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. Öte yandan İİK, icra takip hukuku açısından HMK'ya nazaran göre özel kanun olup takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İİK hükümlerinin uygulanması gerekir....

      Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının, müvekkili aleyhine 2 adet bonoya dayalı olarak icra takibi başlattığını, takipten 9 gün sonra da alacağın esasına ve ileride yeniden takibine ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkili hakkındaki takibinden vazgeçtiğini, haklarını saklı tutarak vazgeçmesinden dolayı müvekkilinin bu bonolardan dolayı halen icra tehdidi altında olduğunu, bonolardaki imzaların da müvekkiline ait olmadığını belirterek, takibe konu bonolardan dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davalıya, dava dışı üçüncü kişilerden korunmak için muvazaalı olarak düzenlediği bononun davalıca icra takibine konulduğunu, ortada gerçek bir alacak –borç ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek muvazaalı bonoya dayalı takipten dolayı borçlu olunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya ve takibe konu bononun gerçek bir alacak olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin keşideci davalının lehdar olarak yer aldığı 5320 TL tutarlı bir adet bonoya dayalı şekilde davalı yanca müvekkili aleyhine takip başlatmış ise de bonodaki keşideci imzasının müvekkili derneği temsile yetkili kişilere ait olmadığını belirterek, takipten dolayı müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitiyle %40 oranındaki tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur....

            "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 22.05.2007 Nosu : 674/320 - K A R A R - Uyuşmazlığın İİK'nun 33/a maddesine dayalı olarak açılan bonoya dayalı alacağın zamanaşımına uğramadığının tespiti istemine ilişkin olmasına, bu istemin menfi tespit niteliğinde bulunmamasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 11.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir'' hükmü düzenlenmiş olup anılan madde uyarınca icra rakibinden sonra açılan menfi tespit davasında, ihtiyati tedbir kararı ile takibin durdurulmasına karar verilemeyecektir. Sahtelik sebebiyle açılan menfi tespit davası gibi, Cumhuriyet Savcılığına aynı sebeple yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmaz....

                Davacı, karşı tarafın bonoya dayalı olarak hakkında icra takibi yaptığını, takibe konu bononun teminat senedi olarak verildiğini iddia ederek takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. 2004 sayılı İİK'nın 72/3 maddesinde '' İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.'' hükmü düzenlenmiştir....

                  Davacı, karşı tarafın bonoya dayalı olarak hakkında icra takibi yaptığını, takibe konu bononun teminat senedi olarak verildiğini iddia ederek takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. 2004 sayılı İİK'nın 72/3 maddesinde '' İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.'' hükmü düzenlenmiştir....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ'NİN KARAR ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesi 03/06/2021 tarihli ara kararında özetle; davanın takipten sonra açıldığı, ihtiyati tedbir yolu ile takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasının mümkün olmadığı, ancak icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, bu yönde ihtiyati tedbir kararı verilmesi için de davacının yaklaşık olarak haklılığını ispatlaması gerektiği, davacının davanın esası bakımından haklılığını yaklaşık olarak ispat etmediği gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu