Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz üzerinde, davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin iptali isteğine ilişkindir. Dava, sadece lehine ipotek tesis edilen bankaya karşı açılmıştır. Konutun, aile konutu olduğu iddia edilerek davacı eşin açık rızası alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılması istendiğine ve dava rızası gereken tarafından açıldığına göre, kaldırılması talep edilen ipotek akdinin diğer tarafının da davada davalı olarak yer alması zorunludur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olarak özgülendiği iddia olunan taşınmaz üzerinde, davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin iptali isteğine ilişkindir. Dava, sadece lehine ipotek tesis edilen bankaya karşı açılmıştır. Konutun, aile konutu olduğu iddia edilerek davacı eşin açık rızası alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılması istendiğine ve dava rızası gereken tarafından açıldığına göre, kaldırılması talep edilen ipotek akdinin diğer tarafının da davada davalı olarak yer alması zorunludur....

      Davalı dava konusu aile konutunun bulunduğu taşınmaz üzerinde diğer davalı şirket lehine ipotek tesis etmiş, bu işlem sırasında davacı eşin açık rızası alınmamıştır. Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2015 tarih ve 2013/2-2056 esas, 2015/1201 karar sayılı kararında açıkça ifade edildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır. söyleyişle eşin "açık rızası alınmadan" yapılan işlemin "geçersiz olduğunu" kabul etmek zorunludur. Gerçekleşen bu durum karşısında yukarıda açıklanan yasal düzenleme ile ilkelere uygun değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

        Bu konutun, hak sahibi olan koca tarafından davacının rızası alınmaksızın davalı ...’ya kooperatif payının devri sözleşmesiyle devredildiğinde de bir çekişme bulunmamaktadır. Devir işlemi, davacı eşin rızası alınmadan gerçekleştirildiği için “geçerliliği askıda olan işlem” niteliğindedir. Devre sonradan verilecek rıza, işlemi başından itibaren geçerli duruma getirecektir. Rızası gereken , aile konutuyla ilgili devir işleminin geçersizliğini, evlilik devam ettiği sürece ileri sürebilir. İşlemin geçersizliği ileri sürülmeden evlilik sona ermiş ise, işlem diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıkar, geçerlilik kazanır. Olayda, evlilik, kocanın 14.10.2004 tarihinde ölümüyle sona erdiğine göre, sağ eşin işlemin geçersizliğini ileri sürme olanağı kalmamış, işlem diğer eşin rızasına tabi olmaktan çıkmıştır. Bu bakımdan konuta ait kooperatif hissesinin satışının iptaline, hissenin ölü Arif Aktaş’a ait olduğunun tespitine karar verilmesini doğru bulmuyorum....

          nın 20.04.2012 tarihli soruşturma ifadesinde, senet metninde yer alan yazıların kendi el yazısına benzediğini beyan etmesi ve suça konu bono üzerinde sadece imzaların aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, sanıkların mukayeseye esas yazı örnekleri temin edilerek suça konu bono üzerinde yer alan yazıların sanıklara aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile beraat kararı verilmesi, Yasaya aykırı, katılanın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/11/2019 NUMARASI : 2019/646 ESAS - 2019/931KARAR DAVA KONUSU : Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenleri aleyhine İzmir 24.İcra Müdürlüğü’nün 2019/11427 E. sayılı dosyası ile kambiyo senedine dayalı olarak davalı tarafından icra takibi başlatıldığını, dayanak senette keşideci olarak yer alan davacı kooperatifin çift imza ile temsil ve ilzam olunmakta olduğunu, dayanak senedin tek imza ihtiva etmesi nedeniyle İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2019/11427 E. sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline karar verilmesini %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İzmir 2....

            Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötü niyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin “açık rızası” şarttır. Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde eşin "açık rızası” alınmadan yapılan işlemin Hukuk Genel Kurulunca da açıkça ifade edildiği üzere "geçerli olduğunu” kabul etmek imkansızdır. söyleyişle eşin "açık rızası alınmadan” yapılan işlemin "geçersiz olduğunu” kabul etmek zorunludur. Hal böyle olunca, mahkemece; Hukuk Genel Kurulunca benimsenen yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değerlendirme yapılarak aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

              Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin “açık rızası" şarttır. Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde eşin "açık rızası" alınmadan yapılan işlemin Hukuk Genel Kurulunca da açıkça ifade edildiği üzere "geçerli olduğunu" kabul etmek imkansızdır. söyleyişle eşin "açık rızası alınmadan" yapılan işlemin "geçersiz olduğunu" kabul etmek zorunludur. Hal böyle olunca, mahkemece Hukuk Genel Kurulunca benimsenen yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değerlendirme yapılarak aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

                A.ş. borçlusu ...(...) olan, 17/03/2021 düzenleme tarihli, 90.000,00 TL bedeli bono ile alacaklısı ... San. Ve Tic. A.Ş. borçlusu ... (...) olan, 120.000,00 TL bedeli olarak düzenlenen bononun zayi nedeniyle iptaline, 2-Harç peşin alınmış olmakla bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Karar kesinleştiğinde davacı tarafından yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/11/2021 Katip ... ¸E-imzalıdır. Hakim ... ¸E-imzalıdır....

                  Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA ESAS NO : 2022/617 Esas KARAR NO : 2023/117 HAKİM : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) DAVA TARİHİ : 08/06/2022 KARAR TARİHİ: 31/01/2023 K.YAZIM TARİHİ: 01/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davacı ile ... arasında yapılan T.C. Sincan ......

                    UYAP Entegrasyonu