Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz üzerinde, davalı lehine tesis edilen ipoteğin iptali isteğine ilişkindir. Dava, sadece lehine ipotek tesis edilen şahsa karşı açılmıştır. Konutun, aile konutu olduğu iddia edilerek davacı eşin açık rızası alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılması istendiğine ve dava rızası gereken tarafından açıldığına göre, kaldırılması talep edilen ipotek akdinin diğer tarafının da davada davalı olarak yer alması zorunludur. Bu bakımdan davacıya konut üzerinde hak sahibi olan ipotek akdinin diğer tarafını oluşturan eşini de davaya dahil etmek üzere uygun süre verilmesi, davaya dahil edildiği ve gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve taraf teşkili bu şekilde sağlandıktan sonra sonuca gidilmesi gerekmektedir....

    Açıklanan bu maddi hukuk kuralları, somut olay ortaya konularak değerlendirildiğinde; takip konusu bono üzerinde iki limited şirketin kaşesi mevcut ise de BY Aslan … Ltd. Şti. üzerinde bir imza bulunup kaşenin sağındaki imza aval olarak kabul edilmelidir. O halde, Mahkemece davacının aval sıfatıyla borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmuştur. Tüm bu nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 9....

    Açıklanan bu maddi hukuk kuralları, somut olay ortaya konularak değerlendirildiğinde; takip konusu bono üzerinde iki limited şirketin kaşesi mevcut ise de BY Aslan … Ltd. Şti. üzerinde bir imza bulunup kaşenin sağındaki imza aval olarak kabul edilmelidir. O halde, Mahkemece davacının aval sıfatıyla borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmuştur. Tüm bu nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 9....

    CEVAP : Davalı vekili; davanın süresinde açılmadığını, bono üzerinde davacının dört adet imzası bulunduğunu, bu imzalarından iki tanesi kaşe dışında olduğunu, davacının kendi el yazısıyla bu bono üzerinde ad ve soyadı da yazılı olduğunu, bu hususların, davacının müvekkiline borçlu olduğunu açıkça ortaya koymakta olduğunu, dava konusu bononun geçerli bir bono olduğunu, davacı tarafın yazılı belge sunamadığını, davacının yazılı olmayan delillerine ve tanık deliline ve iddialarına itiraz ettiklerini ve kabul etmediklerini, kambiyo senedinin kayıtsız şartsız bir borç ikrarı olduğunu, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğunu, davacının 08/10/2018 tarihinde açmış olduğu imza itirazının da Ankara Batı ......

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2020/711 Esas KARAR NO : 2021/262 TALEP :BONO İPTALİ TALEP TARİHİ : 30/12/2020 KARAR TARİHİ : 19/04/2021 YAZIM TARİHİ : 21/04/2021 Mahkememizde açılan Bono İptali talebi ile ilgili yargılama sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TALEP : Talep eden vekili ; ... Mühendislik Taahhüt Turizm Sanayi Ticaret A.Ş tarafından keşide edilen, lehtarı ... Gıda Ambalaj Malzemeleri İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi olan, 04/05/2018 düzenleme, 25/10/2018 ödeme tarihli, 266.300,00 TL bedelli bononun talep edenin elinde iken zayi olduğunu belirtip, iptaline karar verilmesini istemiştir. DELİLLER : -Talebin dayanağı bono örneği, -Ticaret sicil ilan gazeteleri, -Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talebin konusu ciro yolu ile talep edenin eline geçen bononun ve talep edenin elinden rızası dışında çıktığı iddiasına dayalı bono iptali kararı verilmesine ilişkindir....

        Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan , tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan , kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.” denilmekte; aile konutunun tanımı ise madde metninde yer almamaktadır. Bu tanıma anılan maddenin gerekçesinde yer verilmiş; aile konutu “eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı anılarla dolu bir alan” olarak tanımlanmıştır. Bu kadar önemli olduğu açık olan bir malvarlığıyla ilgili olarak eşlerin tek başlarına hukukî işlem yapması diğer eşin önemli yararlarını zedeler. Bu sebeple aile konutu ile ilgili olarak özel koruma hükümleri getirilmiş, aile konutu üzerinde hak sahibi olan eşin tasarrufları diğer eşin “açık” rızasına bağlanmıştır....

          Ada ... parsel sayılı taşınmazda yer alan ... ve ... nolu daireler üzerinde 31/12/2015 tarihinde davalı banka lehine davalı ...Ltd Şti şirketinin borçlarının teminatını oluşturmak üzere 500.000-TL limit ile ipotek tesis edildiği, ipotek akit tablosunda rızasının bulunmadığı dosya içeriğiyle sabittir. İstanbul ... İcra Dairesi'nin ... sayılı icra takip dosyası ile alacaklı davalı banka tarafından toplam 619.247-TL alacağın tahsili talebi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılmıştır. Taraflar arasında davacının eşi olan davalı ... adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı şirketin borçlarının teminatı olmak üzere davalı banka yararına ipotek tesis edildiği, davalı bankanın anılan şirketlerden genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi talebiyle icra takibi başlattığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/605 Esas KARAR NO : 2022/105 DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) DAVA TARİHİ : 24/09/2021 KARAR TARİHİ : 10/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkişli -----rızası olmaksızın elinden çıkan bononun bedelinin ödenmemesi için öncelikle ihtiyati tedbiren ödeme yasağı kararı verilmesine, ödeme yasağı kararının ifası için bononun keşidecisinin bono üzerinde yazılı adreslerine ödeme yasağı kararının tebliğine, neticede dilekçe içeriğinde yukarıda bilgileri verilen bononun iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

              Somut olayda davacı tarafça bononun iradesi dışında ve anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiği ileri sürülmüşse de, bu iddiaların yazılı delillerle dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamadığı, açığa bono düzenlenmesi mümkün olduğundan bononun sonradan anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiği de yazılı delillerle ispat edilemediği, bono üzerinde aval verenler kısmında davacının yetkilisi olduğu şirket kaşesi üzerinde imzasının yanında açığa atılmış bir imzasının da bulunduğu, dolayısıyla avalist olarak davacının şahsen sorumlu olduğu kabulü gerektiğinden davacının bu yöndeki istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Dava konusu bononun kredi ilişkisinin teminatı olduğu ve bedelsizliği yönünden ise; Kambiyo senedi niteliğinde olan bono, düzenlenmesine esas teşkil eden temel ilişkiden bağımsız, karşı edimin ödenmesi şartına bağlanamayan, kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi taahüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkisini ifade etmektedir....

                Bu durumda; Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi uyarınca malik olan tarafından diğer eşin açık rızası alınmadan aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması durumunda yapılan bu işlemin “geçerli” kabul edilemeyeceği emredici hüküm gereğidir. Diğer eşin geçerli olmayan işlemin iptali için dava açabileceği kuşkusuzdur. Aile konutunun maliki olan tarafından, aile konutunun “tek başına” ipotek edilmesi, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, diğer eşin aile konutu üzerinde var olan hakkının sınırlandırılması sonucunu doğurur. Bu durumda malik olmayan eşin de “açık rızası” alınmalıdır. Bu açıklamalar, davaya konu taşınmazın ipotek tesis tarihinde ve sonrasında aile konutu olduğunun sabit olması hali içindir. İpotek tesis tarihinde aile konutu niteliğinin olmaması ya da daha sonra bu niteliğinin ortadan kakması halinde TMK'nın 194. maddesindeki koruma da sona erecektir....

                UYAP Entegrasyonu