Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi 2018/566 E, Sayılı dosyası ile tarafınca nafaka artırım davası da ikame edilmiş olduğunu, 21.01.2020 tarihli duruşmada haklı davasının kabulü ile nafakanın arttırılmasına karar verildiğini, müşterek çocuk yaşı ve gelişim dönemi göz önüne alındığında henüz daha 5 yaşında ve anne ilgisine bağımlı durumda olduğunu, yıllardır annesinin yanında ve gözünün önünde yaşadığından annesi olmaksızın şehir dışına çıkması ve orada kalmasının müşterek çocuğun psikolojisini olumsuz yönde etkileyeceğini davacının boşanmadan bu yana müşterek çocuğa yeterli alakayı göstermemesi, baba olmanın kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmemesi, müşterek çocuğun babası olmadığı iddiası ile soybağının reddi davası dahi açması ve çocuğun gelişim dönemi de dikkate alındığında davacının haksız davasının reddini talep ettiği anlaşılmıştır ....

Dava; çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin talebine ilişkindir. Yapılan temyiz incelemesi neticesinde; "Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 22/09/2022 tarih, 2022/6501 esas ve 2022/7295 karar sayılı ilamı ile “Dava, çocuğun soyadının annesinin soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir....

DAVA KONUSU : Kişisel İlişki, Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle: tarafların boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin babaya verildiğini, anne ile kişisel ilişki kurulduğunu, boşanmadan sonra şartların değiştiğini, boşanmadan sonra davalının hemen başka biri ile birlikte yaşadığını, bu kişinin evli ve çocuklu olduğunu ve aile apartmanında başka bir dairede birlikte yaşadıklarını, küçüğün anne ile görüş günlerinin standartların dışında olduğunu ve annenin başka biri ile nikahsız yaşaması nedeni ile çocuğun psikolojik etkilendiğini, küçüğün anaokuluna başlayacağını o nedenle kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ettiği anlaşılmıştır....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/09/2021 NUMARASI : 2020/525 ESAS 2021/362 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

haber gönderdiği, çocuk sizin, çocuğu alın dedikleri ve çocuğu teslim ettikleri, bu dönemde çocuğun haftada beş gün davacıda, haftada iki gün davalının annesinde kaldığı, davalı Ankara’dan döndükten sonra çocuğu davacıdan aldığı, bu dönemde çocuğun hafta içi davalıda, hafta sonu davacıda kaldığı, çocuğun 5- 6 aylık süre boyunca davacıda kaldığı, bu dönemde davalının çocuğu aramadığı hususlarında beyanda bulundukları, davalı tanık beyanlarına göre, davalının evlenmediği, sadece nişanlandığı, nişanlısı ile yaşayacağı ortamı görmek için Ankara’ya gittiği, davacının ailesinin bu dönemde davalı tarafı aradığı ve çocuğu görmek istediği, davalının ailesinin davacı taraf ile anlaştığı, davalı Ankara’da iken çocuğun haftanın üç günü davalı tarafta, dört günü davacı tarafta kaldığı, davalının ailesinin, davacıyı aramadığı, çocuğu gelin alın demedikleri, davacının, boşanmadan sonra 1,5 yıl boyunca çocuğu görmeye gelmediği hususlarında beyanda bulundukları, dosya kapsamına göre, davalının resmi bir...

Her ne kadar mahkemece davacı babanın rahatsızlığı nedeniyle işten çıkarıldığı, %70 özürlü olduğu gerekçesiyle iştirak nafakasının indirilmesi yoluna gidilmiş ise de; dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı babanın rahatsızlığının, taraflar evliyken ve boşanma davasının yargılaması sırasında da var olduğu, bunun boşanmadan sonra ortaya çıkan yeni bir durum olmadığı, davacının %70 özürlü olduğuna dair raporun boşanmadan çok önce 2011 tarihinde düzenlendiği, davacının 16.05.2013 tarihli boşanma protokolü ile çocuğa aylık 500,00 TL ödemeyi kabul ettiği, boşanmadan sonra tarafların ekonomik sosyal durumunda nafaka miktarının azaltılmasını gerektiren bir değişikliğin olmadığı görülmektedir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dosyanın bütün halinde tetkikinden; davacı dava dilekçesinde özetle; davalının babası olduğunu, annesi ve babasının boşandığını, çocuklar olarak annelerinin yanında kaldıklarını, 2017 yılından bu yana Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesini kazanarak tıp okumaya başladığını, şu anda 3.sınıf öğrencisi olduğunu, kardeşlerine nafaka ödediğini ancak kendisine destekte bulunmadığını, annesinin ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığını, ancak her geçen gün ekonomik yönden zorlanan annesinin de diğer kardeşlerinin masraflarının artması sonucunda kendisinin maddi olarak zor duruma düştüğünü, aylık 800.TL apart aidatı ve giderinin bulunduğunu, tıp öğrencisi olması nedeniyle herhangi bir işte çalışmadığını belirterek aylık 1.500,00TL yardım nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiş, davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davalının boşanmadan evvel de çocuklarıyla yakından ilgilenen, her türlü maddi ve manevi desteği sağlayan bir babayken...

    Davalı vekilinin beyan dilekçesinde özetle; müvekkilinin çocuğu ile daha iyi ilgilenmek için işi bıraktığını, Belinay istediği zaman babası ile görüşebildiğini, davacı babanın boşanmadan uzun bir süre sonra Bulgaristan da kaldığını, bulaşıcı hastalığının bulunduğunu, çocuğun psikolojik ve fiziksel gelişimi açısından annesinin yanında kalmasının daha uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince özetle; davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı taraf hükmün tamamı yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. GEREKÇE : Dava; velayetin değiştirilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Velayet düzenlenmesinde en önemli ölçüt, velayeti düzenlenen çocuğun üstün yararıdır....

    Davalı T1 vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı Seval ile evli iken Edirne Aile Mahkemesinin kararı ile boşandıklarını, mahkemece yapılan yargılama sonunda ortak çocukları Irmak Sönmez'in velayetinin kendisine verildiğini, boşanmadan sonra belirli bir süre Edirne ilinde çocuğu ile birlikte ailesinin yanında yaşadıklarını, çocuğunun bu dönemde bakım ve gözetim görevini bizzat yerine getirdiğini, Edirne ilinde yaşadıkları dönemde annesinin ve kardeşinin yine diğer aile bireylerinin baskılarına maruz kaldığını, davacı annesinin yaşama ilişkin kesin ve kati kuralları olduğunu ve etrafının da bu kurallar çerçevesinde yaşaması gerektiğini dikte ettiğini, yaşam koşullarını çekilmez bir hale dönüştüren bu baskıların etkisiyle ve çocuğuna annesi başta olmak üzere ailesinin bakım ve gözetim görevini ifa edeceğine olan güvenle daha sonra öğretmen olarak istemi gereğince Çanakkale'ye atandığını, burada çalıştığı dönemde zaman zaman çocuğu ile telefonda görüşüp belirli aralıklarla hafta sonları...

    Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

    UYAP Entegrasyonu