Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki maddede açıkça belirtildiği gibi kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır. Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır. Başka bir ifadeyle, geçimini kendi mali kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan taraf diğer koşulları da varsa yoksulluk nafakası talep edebilecektir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin mali durumunun boşanma davasından sonra iyileşmediği gibi ülkedeki ekonomik şartları nedeniyle daha da kötüleştiğini, müvekkilinin 2020 yılından beri aynı iş yerinde asgari ücretli olarak çalışmakta olduğunu, yoksulluk nafakasının bağlandığı ve 21.04.2021 karar tarihli boşanma dava dosyasında da müvekkilinin çalıştığı ve karşı tarafın müvekkilinin asgari ücretli çalıştığını belirterek ona göre nafaka miktarının ona göre belirlenmesini talep ettiğinin sabit olduğunu, boşanma dosyasında, müvekkilinin çalıştığı gözetilerek 450 TL gibi düşük bir yoksulluk nafakası takdir edildiğini, dolayısıyla aynı iş yerinde ve aile ortamında aynı şekilde yaşamaya devam eden müvekkilinin mali durumunun iyileştiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının boşanmadan sonra yeniden düğün yapması nedeniyle masrafa girdiğini, boşanma ilamında aleyhine hükmedilen tazminatlar için icra takibi bulunduğunu belirterek ekonomik durumunun kötüleştiğini iddia...
Yoksulluk nafakasına hükmolunabilmesi için nafaka talep eden eşin boşanmaya neden olan olaylarda, yükümlü olan eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içinde ve onun devamı sırasında boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar istenebileceği gibi boşanma davası sonuçlandıktan sonra harcı verilerek açılmış ayrı bir dava ile de istenebilir. Ancak, sonradan açılan yoksulluk nafakası davalarında yoksulluk nafakasının koşullarının oluşup oluşmadığı boşanma hükmünün kesinleştiği ana göre belirlenir. Bu şartlar yoksulluk nafakası istemine ilişkin dava tarihine göre değil, boşanma tarihine göre araştırılması ve şartları varsa yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Boşanmaya neden olan olaylarda tamamen veya daha fazla kusurlu olan eş yoksulluk nafakası talep edemeyecektir....
Yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki, bilimsel öğretide; evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olduğu belirtilmektedir. Yoksulluk nafakasının temelini teşkil eden Sincan Aile Mahkemesinin 2009/1012 E., 2009/922 K. sayılı dosyasında yapılan araştırmada tarafların 23.10.2009 tarihli karar ile anlaşmalı olarak boşandıkları, taraflarca imzalanan protokolün 5. maddesinde ...’ın, Ülya Parlak'a aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiği, anılan protokolün boşanmanın eki niteliğinde kabul edilerek mahkemece, Ülya lehine 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği görülmüştür....
Davacı vekilini tarafından yerel mahkeme kararına karşı müvekkili ve çocuklar için tedbir nafakası talep edilmesine rağmen karar verilmediği yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; davacı kadın vekili tarafından dava dilekçesinde müvekkili için 5.000 TL müşterek çocukların herbiri için aylık 3.000'er TL tedbir nafakasına boşanmadan sonra da iş bu nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesi talep edilmesine rağmen yerel mahkemece tedbir nafakası konusunda olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmediği, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin esasa ilişkin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, tedbir nafakalarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır....
Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, yoksulluk nafakası talebinin reddine, müşterek çocuk...için talep edilen iştirak nafakası davasının feragat nedeniyle reddine, müşterek çocuk ... yönünden açılan davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili dilekçesinde; davacı ... ile davalının ......
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde ;artırımı talep edilen yoksulluk nafakasının 21.11.2014 tarihinde kesinleşen boşanma ilamıyla belirlendiği,eldeki artırım davasının ise 29.01.2016 tarihinde açıldığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumunda boşanmadan sonra olağanüstü bir değişiklik olduğuna dair bir iddianın ileri sürülmediği görülmüştür....
O halde, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 31.05.2017(Çrş.)...
Yargıtay ...nun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. ...nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları). ./.. -2- Somut olayda; taraflar ..... Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 19.06.2012 tarih, 2.... sayılı boşanma ilamı ile davalı lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Boşanmadan sonra davalı kadının, asgari ücretle işe girdiği davalı kabulü ile sabittir....
Davacı-b.davalı kadın aşamalarda, aldığı nafakayı üniversiteye giden müşterek çocuk için harcadığını beyan etmiş ise de müşterek çocuğun halen eğitimine devam ediyor olması nedeniyle babasına karşı yardım nafakası davası açabileceği bu nedenle müşterek çocuğun ihtiyaçlarının kadının yoksulluk nafakası davasında değerlendirilemeyeceği anlaşılmıştır....