Somut olayda, tarafların 22.10.2007 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları ve davalı kadının boşanmadan sonra asgari ücrete yakın düzeyde gelir elde ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ancak, Yerleşik Yargıtay'ın uygulamalarına göre asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK'nun 1.5.2002 gün 2-397 E-339 K. Sayılı kararında olduğu gibi). Bu nedenle davalının geliri yoksulluğu ortadan kaldırmayıp, bu durumun sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, tarafların sosyo-ekonomik durumları nazara alınarak yoksulluk nafakası miktarında hakkaniyete uygun bir indirim yapmaktan ibarettir....
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine açmış oldukları davalarının kabulüne, müvekkili için aylık 2.000,00 TL tutarında tedbir nafakasına, boşanmadan sonra da işbu nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, müvekkili lehine 50.000,00- TL maddi tazminata ve 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, yukarıda vasıf ve yaklaşık değerini sundukları ziynet eşyalarının aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, yoksulluk nafakasının arttırılması ve bakım nafakası istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile davalı tarafından bağımsız olarak açılan "yoksulluk nafakası" talebine ilişkin davanın bozmadan sonra birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (...) tarafından vekalet ücreti ve kendi davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı(nın) boşanma davasıyla birlikte talep edilen ve boşanmanın eki niteliğinde bulunan yoksulluk nafakası talebinin reddi sebebiyle, diğer taraf yararına vekalet ücreti tayin edilemeyeceğinin tabi bulunmasına ve boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı(nın) "ağır kusurlu" olduğu, boşanma davasında kesinleşmiş olup, ağır kusurlu taraf yararına yoksulluk nafakası tayin edilemeyeceğine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Maddi ve Manevi Tazminat-Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından tazminat ve nafakaların miktarı ile vekalet ücreti yönünden, davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 16.02.2016 günü duruşmalı temyiz eden davalı ... ile vekili gelmedi. Karşı taraf temyiz eden davacı ... vekili Av.,,, geldi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlaki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir. Dolayısıyla boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacını taşıyan yoksulluk nafakası, hiçbir surette nafaka yükümlüsüne yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmamalıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; velayet ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanmaya Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı olarak karar verilmiş olmasına nafaka ve velayete ilişkin hükmün de, mahkemece tarafların bu konudaki anlaşmaları esas alınarak tesis edilmesine ve davacının da boşanmadan feragat ettiğine ilişkin açık bir beyanı bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına...
Yargılama aşamasında davalı tarafından açılan terk nedenine dayalı boşanma davasının, nafaka davası ile birleştirilmesine karar verildikten sonra yapılan yargılama neticesinde mahkemece verilen hükmün, davalı/karşı davacı tarafından nafaka yönünden temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin 14.09.2010 tarihli bozma ilamı ile hükmün bozulmasına karar verildiği, bozmadan sonra yerel mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde, temyiz talebinde bulunan davalı/karşı davacı kocanın temyiz taleplerinin yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi ve hüküm altına alınan tedbir nafakasının miktarına yönelik olması, bozma ilamında sadece yoksulluk nafakasına talep olmadığından dolayı hükmedilemeyeceğinin belirtilmiş olmasına göre mahkeme kararının yoksulluk nafakasına ilişkin kısmı dışında kalan hüküm fıkralarının kesinleştiğinden davacı tarafın tedbir nafakası yönünden bir temyizi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, yoksulluk nafakası...
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yaşı nedeniyle ek iş yapamadığını, emekli aylığı dışında başka gelirinin olmadığını, evli olduğunu ve yetişme çağında bir çocuğunun daha bulunduğunu, bu nedenle nafakanın artırılması halinde geçinemeyeceğini, davacının yoksulluk nafakası ihtiyacının olmadığını, boşanmanın üzerinden çok zaman geçtiğini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulü ile, 200TL artırılarak 550TL olarak belirlenmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Boşanmadan sonraki süreçte mali durumunun kötüleştiğini beyanla davanın kısmen kabul edilerek nafakanın yükseltilmesini istinaf etmiştir....
Cevap ve karşı dava dilekçesi: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 250.000,00- TL maddi 250.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 500.000,00 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek kanuni faizi ile tahsiline, müvekkili için aylık 10.000,00 TL tedbir nafakasına boşanmadan sonra işbu nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....