İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden davanın kabulünü istinaf etmiştir. Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; maddi-manevi tazminat, yoksulluk nafakası miktarını, yoksulluk nafakasının hükmün kesinleşmesinden itibaren başlatılmasını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, boşanma sonrasında açılan maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebine ilişkindir....
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin düzenli bir işinin olmadığını, boşandıktan sonra nafaka borcunun ödenmemesinden dolayı çok zor durumda kaldığını ve kısa bir dönem çalıştığını, daha sonra çalışmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; dosya kapsamına ve SSK hizmet dökümüne göre; davalı kadının, boşanmadan sonra aralıklı çalışmalarının olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanunun 176/3. maddesine göre; İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2009 yılında boşandığını, boşanma ilamıyla davalı kadın lehine aylık 1.000,00 TL; velayeti davalıda bulunan çocuk lehine aylık 750,00 TL nafakaya hükmedildiğini, davalının boşanmadan sonra çalışmaya başladığını, yoksulluğunun ortadan kalktığını belirterek; davalıya ödenmekte olan aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kablulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, aylık 200.00.- TL olan yoksulluk nafakasının masraflar arttığından yetersiz olduğunu ileri sürerek aylık 500.00.- TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, yoksulluk nafakasının aylık 400.00.- TL ye yükseltilmesine karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; artırım miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda tarafların 13.09.1995 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile davacı lehine 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacı kadının boşanmadan sonra temizlikçi olarak çalıştığı ve aylık 570,00 TL gelir elde ettiği, davalının emekli olduğu ve aylık 750,00 TL maaş aldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Maddi ve Manevi Tazminat-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, boşanmadan sonra açılan boşanma sebebine dayalı maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ile tedbir (TMK m. 169), yoksulluk (TMK m. 175) ve yardım nafakası (TMK m. 364/1) isteğine ilişkin olup 26.08.2013 tarihinde açılmıştır. Boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş 26.02.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Yabancı mahkeme ilamının kesin veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz (5718 s.MÖHUK m. 58/1)....
Somut olayda; davacı taraf, yapılan sözleşme hükmünde bahsi geçen binanın bittiğini, davalının kiraya vermeyerek kötü niyetli olduğunu, yine anlaşmalı boşanma davasından sonra ortaklığı bulunan emlak şirketinin kapatıldığını ve ekonomik durumunun kötüye gittiğini iddia ederek yoksulluk nafakası/indirilmesi bu davayı açmış olup, ne var ki davacı taraf ortaklıktan ayrıldıktan sonra kendi adına dava tarihi itibariyle Saray Emlak isimli işyerini açmış, anlaşmalı boşanma davasından sonra, ekonomik koşulların olağanüstü bir şekilde aleyhine değiştiği hususunu ispat edememiştir....
Davacı boşanma kararının kesinleşmesinden sonra temyize konu davayı açmış ve davalıdan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. TMK.md.178) Davacının maddi ve manevi tazminat talebi, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra Türk Medeni Kanununun 178. maddesi uyarınca talep edilmiştir. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden sonra açılan, boşanmanın fer'i niteliğindeki tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde esas alınacak kusur boşanma davasında belirlenen ve boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olan kusurdur. Davacının, boşanma davasında dayanmadığı yeni vakıalara dayanması, bunlara ilişkin delil göstermesi, bu delillerin toplanması ve boşanma sebebi olarak boşanma kararında kabul edilmeyen, davalının kusurlu davranışlarına dayanarak boşanmadan sonra nafaka ve tazminata hükmedilmesi mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalının çalıştığını , yoksulluk çekmediğini ileri sürerek aylık 100.00.- TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı, çalışmadığını belirterek davanın reddini istemiş , karşı davasında da ihtiyaçlarının arttığını ileri sürerek aylık 80.00.- TL yoksulluk nafakasının 400.00.- TL ye, 100.00.- er TL iştirak nafakasının 300.00.- er TL ye yükseltilmesini ve nafakaların her yıl artması için oran belirlenmesini talep etmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, boşanma davasında davalı kadın için hükmedilen 150 TL yoksulluk nafakasının, davalının boşanmadan sonra sigortalı bir işte çalışmaya başlaması nedeniyle kaldırılması talep edilmiştir.Mahkemece, davalının 01.11.2009 tarihinde sigortalı olarak asgari ücretle çalışmaya başladığı, bu durumda kendisini yoksulluktan kurtaracak sabit bir gelirinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafaından temyiz edilmiştir.TMK'nun 176.maddesine göre, yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız...