Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, boşanmadan sonra gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları ile özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar çok olup, TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; anlaşmalı boşanma protokolünde aylık 600 DM (Alman Markı) olarak ödenmesi kararlaştırılan davaya konu alacağın, yoksulluk nafakası olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. TMK'nın 175. maddesi geregince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içerisinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken ya da sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile de istenilebilir. Aynı yasanın 176. maddesine göre ise; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
Davacı boşanma kararının kesinleşmesinden sonra temyize konu davayı açmış ve davalıdan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. TMK.md.178) Davacının maddi ve manevi tazminat talebi, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra Türk Medeni Kanununun 178. maddesi uyarınca talep edilmiştir. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden sonra açılan, boşanmanın fer'i niteliğindeki tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde esas alınacak kusur boşanma davasında belirlenen ve boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olan kusurdur. Davacının, boşanma davasında dayanmadığı yeni vakıalara dayanması, bunlara ilişkin delil göstermesi, bu delillerin toplanması ve boşanma sebebi olarak boşanma kararında kabul edilmeyen, davalının kusurlu davranışlarına dayanarak boşanmadan sonra nafaka ve tazminata hükmedilmesi mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların 24.09.2013 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıklarını, boşanma davasında davalı kadın lehine 600TL yoksulluk nafakası ile müşterek iki çocuk lehine ayrı ayrı 600TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, boşanma davasından sonra davacının tek gelir sahibi olduğu ... isimli işyerinin maddi olarak zor günler geçirdiğini, çalışanlarının dahi maaşını zor ödediklerini, davalının ise özel bir temizlik şirketinde sigortalı olarak çalışmaya başladığını ve nafakaya ihtiyacı kalmadığını iddia ederek, öncelikle yoksulluk nafakasının kaldırılmasını bu mümkün değilse...
Aile Mahkemesi'nin 2018/89 Esas, 2018334 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, boşanmadan sonra yaptıkları araştırmada davalıya miras yoluyla intikal eden ve edecek bir çok taşınmazı olduğunun tespit edildiğini, davalının sırf yoksulluk nafakası alabilmek için anne ve babasından intikal edecek taşınmazların devrini üzerine almadığını, babasının vefatı sebebiyle de nafaka bağlanmasının söz konusu olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakasının takdir edildiği 2018 yılı ile 2019 yılında açılan bu dava arasında yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirecek koşulların oluşmadığını, annesi tarafından vasiyetname ile kendisine bırakılan taşınmazlara kardeşi tarafından açılan vasiyetnamenin iptali davasında tedbir konulduğunu, kendisine intikal eden bir taşınmaz olmadığını, 2.500 TL emekli maaşı dışında bir geliri olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Başka bir ifadeyle, geçimini kendi mali kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan taraf diğer koşulları da varsa yoksulluk nafakası talep edebilecektir. 16. Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının özünde, sosyal ve ahlâki düşünceler yer almaktadır. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk, T./Ateş, D., Aile Hukuku, C. 2, İstanbul 2019, s. 302). 17. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünüldüğünden, yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek olamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yardım Nafakası DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 21.07.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşanmadan ayrı açılan yardım nafakası isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Bağımsız Tedbir Nafakası-Yoksulluk Nafakası- Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının 25.03.2014 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde boşanma isteği bulunmayıp, kadın tarafından cevap ve karşı dava dilekçesinde yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat isteklerinde bulunulmuştur. Davalı-davacı kadının boşanmaya yönelik bir isteği olmadığına göre yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri nispi harca tabidir. Ne var ki dava değeri üzerinden nispi harç alınmamıştır....
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Davada, davalı ile boşanma sırasında 1999 yılında bağlanan 15,00 TL yoksulluk nafakasının 200,00 TL'ye ve 5,00 TL iştirak nafakasının ise 150,00 TL'ye yükseltilmesi ile davalı ile tekrar birarada yaşadıkları dönemde 2004 yılında doğan Irmak için ise 150,00 TL iştirak nafakasının tahsili istenilmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakası 150,00 TL ve iştirak nafakaları Sinan için 100,00 TL ve Irmak için 80,00 TL olarak belirlenmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacı ile davalı 1999 yılında boşanmışlar, küçük Irmak, boşanmadan çok sonra 29.07.2004 tarihinde dünyaya gelmiştir. Bu durumda çocuk evlilik haricinde doğmuştur. Evlilik haricinde doğan çocuk için babanın nafakayla yükümlü tutulabilmesi için, çocukla babası arasında soybağının kurulmuş olması zorunludur....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/1800 KARAR NO : 2019/1420 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SANDIKLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/07/2019 NUMARASI : 2018/44 ESAS 2019/330 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Tazminat) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....