Aile Hakimliğinde derdest olduğunu, dosyada verilecek kararın bu davaya etki edeceği kesin olup sonucunun beklenmesinin gerektiğini, söz konusu davada davacının açıkça mal rejimi tasfiyesine ilişkin talepleri bulunduğunu, buna dair davacı tarafından gönderilen 05/11/2020 tarihli belgede " Tarafların anlaşmasına uygun olarak paylaşım işlemlerinde ortaya çıkacak miktar ve ihtilaflar ile ilgili olarak çiftin Türkiye'de mal varlıkları mevcuttur. Diyelim ki; Bay T3 eşi Bayan Mehtap Saçlı'ya evlilikte edinilen malların ortak paylaşımına karşılık olarak 13.500,00 Euro tutarlı ödeme yaptığı ve eğer bu meblağ ilk uzlaşma tarihinden itibaren 15 gün içinde bu miktar ödenmemiş ise, mahkumiyetine karar verilsin, bu miktarın Bayan Saçlıya ödendiğini onaylıyorum mal paylaşımı prosedürü yalnızca boşanma prosedürünün sonunda gerçekleşecektir....
Asıl dava konusu taşınmaz ve birleşen dava konusu taşınmaz yönünden davalıların temyiz itirazlarına gelince; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Edinilmiş malların tasfiyesinde paylaşım; mallar mülkiyetinin (veya mallar üzerinde sınırlı ayni hakkın) talep edilebileceği ayni bir paylaşım olmayıp; eşlerden her birine diğerinin edinilmiş malların değeri üzerinden hesaplanan, kişisel hak niteliğindeki alacak hakkı veren nakdi (parasal) bir paylaşımdır (TMK. m. 227, 231 vd.)....
1 ağustos 2013 tarihinde ilişkisinin başladığını bildirmesi üzerine başka biri için ayrıldığını anladığını, bu nedenle nişan masrafı ve davalıya verilen harçlık vs için 10.000 tl maddi ve çektiği acı, ızdırap, elem ve başkası ile birlikte olması nedeniyle 40.000 tl manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı tanığı, ..., tablonun paylaşımına ilişkin bilgiye sahip olmadığını, Davacı tanığı, ..., davacının 52 yıllık arkadaşı olduğunu, kardeşler arasında en ufak bir sorun olduğunu duymadığını, miras paylaşımına, tablonun geleceğine ilişkin bilgiye sahip olmadığını; Davacı tanığı ..., davacının kızı olduğunu ve muris öldüğünde 8 yaşında olduğunu ve mal paylaşımı sırasında dava konusu edilen tablonun aile içinde muhafaza edilmesi konusunda anlaştıklarını, o tarihten sonraki zamanda sürekli konuşulduğu için hatırladığını, babası ve davalıların murisi amcasının ve amcasının ölümünden sonra eşi ...'...
- K A R A R - Şikayetçi vekili, icra müdürlüğü tarafından düzenlenen sıra cetvelinde 1 ve 2. sırada şikayet olunanın, 3. sırada ise şikayetçi kurumun yer aldığını ve ve paylaşıma konu bedelin bu üç sıra arasında garameten paylaşılmasına karar verildiğini, 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca 2. sıranın paylaşıma dahil edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet olunan davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre haciz tarihleri daha önce olan şikayet olunana ait dosyaların ilk iki sıra yer almasının doğru oldığu, ilk iki sıradaki adi alacakları karşılamasa da imtiyazlı alacak olmaları nedeni ile garameten paylaşım yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadıığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı şikayetçi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17....
Dosyanın inşaat tekniği, kat irtifakı ve paylaşım konusunda uzman bir bilirkişinin de içinde olduğu bir bilirkişi heyetine tevdinin sağlanarak öncelikle taraflar arasında noterde imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde paylaşım oranının belirlenmesi, bu paylaşım oranı da dikkate alınarak adi yazılı şekilde yapılan sözleşmede kararlaştırılan paylaşım oranının noterlikçe düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre bulunan paylaşım oranınından fazla olup olmadığının ortaya konulması, adi yazılı sözleşmede kararlaştırılan paylaşma oranının kat karşılığı inşaat sözleşmesinde belirlenen orandan fazla olması durumunda kat karşılığı inşaat sözleşmesinde belirlenen paylaşım oranı dikkate alınması, noterlikçe düzenlenen sözleşmeye göre belirlenen paylaşım oranı adi yazılı sözleşmede kararlaştırılan orandan fazla olması durumunda davacı talebini 16/10/2014 tarihli tadil sözleşmesine dayandığına göre bu sözleşmedeki paylaşım oranının dikkate alınması, kat artışı nedeniyle davacı ve dava...
Ayrıca davalı Bektaş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacı tarafça paylaşım sözleşmesinin iptali istenmekle bu paylaşım sözleşmesinin iptalinden yani dava sonucundan paylaşım öncesi taşınmazda hissedar olan davalı Hazine de etkileneceğinden davalılar lehine nispi vekalet ücreti takdirinde de hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır. Açıklanan bu nedenlere, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde ve hükmün fer'ilerinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi'nin 11.03.2003 T., 2003/240 E.- 2003/1217 K. sayılı kararında "..Kural olarak, kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yapılan inşaatta daha sonra değişen imar durumu nedeniyle ve fakat imara uygun olarak sözleşme dışı yapılan kat ve dairelerin, sözleşmedeki paylaşım oranına göre, sözleşmede paylaşım oranı gösterilmemiş ise eşit olarak taraflar arasında paylaştırılması gerekir....
O halde dava; 01.01.2002 tarihinden önce edinilen mal varlığı için 743 sayılı TKM'nun 170. maddesi uyarınca katkı payı alacağı, bu tarihten sonra edinilen mal varlığı için ise; TMK'nun 202 ve devamı maddeleri uyarınca değer artış payı alacağı, katılma alacağı ve mülkiyet hakkının tanınması isteğine ilişkindir.Hal böyle olunca; bu tür davaların çözüm yeri 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemeleri'nde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir. Görev, kamu düzenine ilişkin olmakla yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönünde bulundurulur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Uyuşmazlığın, miras bırakanın sağlığında taşınmaz üzerindeki zilyetliğini davalının tutunduğu günsüz senetle davalıya devredip devretmediği, miras bırakanın ölümünden sonra terekenin mirasçıları arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşım varsa uyuşmazlığa konu taşınmazın paylaşım sonucu hangi tarafa isabet ettiği yönlerine ilişkin olduğu, mahkemece bu yönden yapılan araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olmadığı," açıklandıktan sonra "paylaşıma dayanan davalı taraftan bu hususa ilişkin delillerinin sorulması, paylaşım yapılmışsa, paylaşımın yapılmadığını iddia eden tarafın bu taşınmazdaki hissesine karşılık ne aldığı, taşınmaz almışsa nereden aldığı ve kimin adına tespit edildiğinin...