İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davalı Şayeste yönünden verilen kararın hatalı olduğunu, ayrıca ziynet eşyaları ve diğer mehir eşyaları yönünden de davanın kabul edilmesi gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2019/435 Esas sayılı davasında, bağışlamadan rücu edilen aynı altın ve ziynet eşyalarının mal ortaklığına konu arabanın alımı için satıldığı iddia edilmekte olup bedelinin mahsubu talep edildiğini, bu şekilde dava konusu altın ve ziynet eşyalarının bu davada iadesi diğer davada ise mahsubu talebinin açıkça mükerrer bir talep oluşturduğunu, zaten Konya BAM 2. H.D sinin 2019/191 E. 2019/183 K....
Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki(karara en yakın) sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur....
GEREKÇE : Dava, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin alacak istemli açılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davalıya vasi tayin edilmiş olmakla, davanın vasiye yönlendirilmesi gerekirken bunun yapılmadığını, kısıtlı davalı üzerinden davanın yürütüldüğünü, yapılan tüm işlemlerin yok hükmünde kabul edilerek vasi üzerinden davanın yeniden görülmesi gerektiğini, aksi takdirde davacı adına kayıtlı otomobil ve motosikletin de mal rejiminin tasfiyesine dahil edilerek karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı kadın vekili istinafında, müvekkilinin kısıtlandığını, vasi atandığını belirtmiş ise de, buna ilişkin karar ilamını istinaf dilekçesine eklemediği, tarafların boşanma dosyaları incelendiğinde boşanma kararının istinafı üzerine İstanbul 10. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'nin 2017/3198 E.- 2019/632 K. Sayılı ilamında gerekçesinde davacı kadının hukuki ehliyeti yönünden SHM'ye ihbarda bulunulduğu, Gebze 1. SHM 2015/992 E.- 2016/400 K....
Davalı vekili ek temyiz dilekçesinde, taraflar arasında protokol düzenlendiğini, mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaştıklarını, protokolün 4.maddesi uyarınca davacı tarafın davadan feragat edeceğini, protokol içeriğinin uygulanabilmesi için hükmün bozulmasını istemiştir. Temyiz dilekçesine ekli protokolün incelenmesinde; tarafların mal rejimine tabi bir kısım mal varlığı konusunda anlaştıkları, hükümden sonra düzenlenen 17.11.2011 tarihli protokolde tarafların, vekillerinin ismi ve imzalarının yer aldığı protokolün açıkça mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Hükümden sonra, temyiz incelemesi aşamasında davalı vekili, taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi konusunda protokol düzenlendiğini ve tarafların sulh olduklarını ileri sürmüştür. Sulh, tarafların talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. HMK.nun 314. maddesine göre sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir....
Cevap ve karşı dava dilekçesi: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Dava konusu taşınmazın 06/06/2013 tarihinde müvekkili adına Garanti Bankası Nalçaçı Şubesinden alınan 9 yıl vadeli 90.000,00 TL bedelli konut kredisi ile alındığını, dava konusu taşınmazın Mehmet Can değil Mehmet Elkıran'dan devralındığını, konut kredisinin müvekkili tarafından ödendiğini, karşı davalının evin alınmasına hiçbir katkısının olmadığını, müvekkiline mehir olarak verilen ev eşyalarının karşı davalıda kaldığını, yine müvekkiline mehir olarak verilen 400 gram altının da karşı davalı tarafından bozdurulduğunu, evlilik birliği içinde 13/10/2014 tarihinde edinilen 34 XX 672 plakalı aracın ise davacı tarafından kötü niyetli olarak 14/08/2015 tarihinde devredildiğini belirterek bu araç yönünden mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,0 TL katılma alacağının karşı davalıdan tahsiline, yine mehir eşyaları ve ziynetlerden dolayı şimdilik 61.750,00 TL'nin...
KARAR Davacı-birleşen davacı ... vekili, asıl davada, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile tapu iptal-tescil, olmadığı takdirde alacak isteğinde bulunmuş, birleşen davada, dava dilekçesinde sayılan ziynetlerin bir kısmının aynen veya bedellerinin iadesine, bir kısmının ise diğer sayılan nakitlerle birlikte tespit edilecek bedellerinin yarısının tahsiline karar verilmesini istemiş, diğer malvarlıkları yönünden de mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı-birleşen davalı ... vekili, davanın ve birleşen davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı (asıl dava 2006/89 esas + birleşen dava 2006/493 esas) ... Telli'nin davasının kısmen kabulü, kısmen reddine, davacı (asıl dava 2006/89 esas + birleşen dava 2006/493 esas) ......
Dosyanın incelenmesinde, ... vekili tarafından 27.4.2007 tarihinde açılan boşanma dava dilekçesinde aynı zamanda evlilik içinde edinilen menkul ve gayrimenkul mallarla ilgili mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunulmuş, maktu harç yatırılarak açılan bu dava ... 2.Aile Mahkemesi'nin 2007/404 Esas numarasında kayıtlı iken Mahkemenin 6.3.2008 tarihli kararı ile mal rejiminin tasfiyesine (değer artış payına) yönelik alacak davasının ayrılmasına karar verilmiş ve tefrik edilen bu dosya aynı Mahkemenin 2008/285 Esasına kaydedilmiştir. ... vekili harcını tamamladığı 27.7.2010 tarihli dilekçe ile taleplerini 20.000 TL. olarak ıslah etmiştir....
Davalı-davacı asıl ..., birleşen davasında mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 29.000,00 TL alacağın faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, asıl davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl dava yönünden 17/12/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda 12.000,00 TL olarak takdir edilen aracın yarı bedeli olan 6.000,00 TL'nin davalı-davacıdan alınıp davacı-davalıya ödenmesine, davacı-davalının diğer taleplerinin reddine; davalı-davacının birleşen davasının reddine karar verilmiştir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı katılma alacağı ve değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir. Eşler 03.02.1983 tarihinde evlenmişler, 27.07.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 26.05.2006 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 26.05.2014 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı kanunun 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK'nun 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. TBK'nun 146.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir....