Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 28/05/2019 tarih ve 2018/277 Esas 2019/420 Karar sayılı ilamında özetle; Davanın kabulü ile 50.000,00TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmış, davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, davacıya verilen katılma alacağına dayanak olan taşınmaz için Toki'ye 2002 yılında başvuru yapıldığını ve evin 2012 yılında davalıya teslim edildiğini, evin mülkiyetinin fiilen ayrı yaşanmakta ve boşanma kararının temyizi sırasında gerçekleştiğini, tarafların 1993 yılında evlendikleri halde yasal olarak kendi aralarında mal rejimi belirlemedikleri için yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanarak hak sahipliği olduğuna karar verilmiş ise de söz konusu taşınmazın davalı üzerine çekilen kredi ile alındığını, bu süreçte davacı tarafın çalışmadığını...

Aile Mahkemesi'nin 2012/460 Esas - 2022/487 Karar sayılı dosyasının kararını "bekletici mesele" yapmak olması gerektiği, bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, alacak talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davalıya karşı davacı tarafından Mal Rejminin Tasfiyesine ilişkin dava 05.05.2011 tarihinde boşanma davası ile birlikte Büyükçekmece 1. Aile Mahkemesinin 2011/1721 Esas sayılı dosyası ile açılmış olduğu ve mahkemenin her iki davayı ayırdığı, Mal Rejminin Tasfiyesine ilişkin dava dosyasında alınan 21.05.2018 tarihli ek bilirkişi raporu ile de mal rejminin sona erdiği tarihten sonra davacı tarafından yapılan (32 taksit x 2.503,99.TL) toplam 80.127,68.TL'lik kredi ödemesinin mal rejimi kapsamında değerlendirilemeyeceği görüşü bildirilmesi üzerine , bu dava açılmıştır. Büyükçekmece 1....

Dosya içeriğine, iddia ve savunma ile toplanan delillere, kararın dayandığı hukuka uygun gerektirici nedenlere, mevcut deliller mahkemece değerlendirilerek takdir edildikten sonra karar verildiğine, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına, taraflar arasında mal rejiminin tasfiyesine ilişkin açılan davada, kadının katkı payı talebinin olmadığına, çalışması veya katkısına ilişkin dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığına, tarafların evliliğinin Yargıtay incelemesinden de geçen boşanma dosyası kapsamına göre zina sebebine dayandığına, zina sebebiyle boşanma halinde TMK'nın 236/2. maddesi gereğince hakimin kusurlu eşin artık değerdeki pay oranını hakkaniyete uygun olarak kaldırabileceği yönünde takdir hakkı olduğuna, gerek boşanma gerek eldeki dosya kapsamları ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetildiğinde, dosyada belirlenen katılma alacağının kaldırılması cihetine gidilmesinde hakkaniyete, hak ve nesafete aykırı bir durum görülmediğine, istinaf dilekçesindeki...

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki boşanma davası ve kadının mal rejimine ilişkin talebi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.29.12.2011 (Prş)...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Mal Rejimi-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı koca tarafından; boşanma ve mal rejimi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle anlaşmalı boşanmaya ilişkin Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi koşullarının da oluşmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.12.2013 (Prş.)...

      TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (EBK mad.544, TBK mad.646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM mad.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM mad.189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir....

      İsteklerin hiçbirisinin eşler arasındaki geçerli mal rejimlerinden herhangi biriyle bir ilgisi bulunmadığı gibi taraflar konusunda da bu yönde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece yapılan değerlendirme sonucu davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve fazlaya ilişkin isteklerinin reddine karar verilmiş olup, bu hüküm davacı tarafından temyiz edilmemiştir. Mahkemece yapılan değerlendirme ve nitelendirme davacının isteklerine ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun bulunmaktadır. Taraflar arasındaki boşanma az yukarıda da değinildiği gibi ikinci boşanma davasının kesinleştiği 22.04.2010 tarihinde gerçekleşmiştir. Eldeki dava ise icra takibine konulan taahhütnameden kaynaklanmaktadır. Bu taahhütname ilk boşanma davasında kullanılmadığı gibi onun eki haline de getirilmemiştir. Dava karara bağlandığı tarihte taraflar henüz evli olup, boşanma gerçekleşmediğinden mal rejimlerinin tasfiyesi söz konusu olamaz....

        İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı katılma alacağı isteğine ilişkindir. Eşler 24.07.2005 tarihinde evlenmişler, 07.06.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 28.11.2012 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 18.06.2015 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı Kanun'un 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK'nun 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. TBK'nun 146.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Dairemiz uygulamalarında da, mal rejiminin tasfiyesi davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresi kabul edilmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi K A R A R 5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve Geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan Bölge Adliye Mahkemeleri 07.11.2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan karar uyarınca tüm yurtta 20.07.2016 tarihinde göreve başladığına, bu tarihten itibaren verilen kararlar istinafa tabi olup inceleme Bölge Adliye Mahkemesince yapılacağına, eldeki dava boşanma davasından tefrik edilen mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup boşanma kararının temyiz edilmesi öncesinde tefrik kararı verildiğine göre, mal rejiminin tasfiyesine yönelik alacak bakımından 01.12.2016 hüküm tarihi dikkate alınarak dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere Yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 07.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, otomobilin kişisel malı olduğunu, ev eşyaları ve takıların davacı üzerinde kaldığını bu konuda taraflar arasında protokol düzenlendiğini, banka hesabında bulunan 9440 TL.nin vekil edeninin kıdem tazminatı karşılığı olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, taraflarca inkâr edilmeyen 07.01.2007 tarihli protokol ve ibra belgesiyle tarafların alacak ve borçlar hususunda birbirlerini ibra ettikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 12.04.2003 tarihinde evlenmiş, 13.10.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 01.03.2007 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m.) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202. m.)...

              UYAP Entegrasyonu