Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM m.189). Kadın veya kocanın, diğerinin mal rejiminin devamı sırasında edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteyebilmesi için, mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Bu katkı, ziynet, miras veya bağış yoluyla elde edilen başka mal varlıklarının kullanılması ile toplu olarak yapılabileceği gibi, çalışan eşin gelirleriyle de yapılması mümkündür. Çalışarak, düzenli ve sürekli gelire (maaş, gündelik, kar payı vs. gibi) sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça diğer eşin sahip olduğu mal varlığına yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir....

Büyükçekmece 3'üncü Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/528 (E) sayılı dava dosyasında: Davacı dava dilekçesinde özetle; eşi Songül Karagök'ün evlilik döneminde edindikleri müşterek konutu 26/11/2014 günü akrabası olan davalıya sattığını, eşi Songül Karagök'e karşı tapu iptali ve tescil talebiyle dava açtığını, müşterek konut her ne kadar eşi adına tapuda tescil edilmiş ise de mal paylaşımı rejimi gereği eşler arasında ortak olduğunu belirterek tapunun iptaliyle yarı değerinin adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı T2 cevap dilekçesinde özetle; dava konusu konutun davacı ve eşinin müşterek kararı sonucu davalıya 70.000,00 TL bedelle satılarak bedelinin tahsil edildiğini, davacının eski eşiyle müvekkilinin akraba olduğunun doğru olduğunu, ancak akrabalığın uzak olması nedeniyle muvazaanın akla gelemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/336 ESAS DAVA KONUSU : Boşanma ve Mal Paylaşımı KARAR : Davacı vekili dava dilekçesi ile; 50.000 TL dava değeri belirtmek suretiyle mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak talebi ile tarafların boşanmalarını ve boşanmaya bağlı feri taleplerde bulunduğu ayrıca davalının mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece 06.07.2023 tarihli tensip tutanağının (9) nolu ara kararı ile davacı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin istinafı 06.07.2023 tarihli ihtiyati tedbirin reddi ara kararına yöneliktir. Davacı vekilinin 05.09.2023 tarihli talep dilekçesine istinaden mahkemece 05.09.2023 tarihli ara kararı ile davalı adına kayıtlı Aliağa'da bulunan taşınmazına ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

ASLİYE HUKUK TARİHİ : 17/03/2020 NUMARASI : 2020/56 ESAS - 2020/272 KARAR DAVA KONUSU : TASARRUFUN İPTALİ KARAR : İlk derece mahkemesince verilen 17/03/2020 tarihli karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının eşiyle arasındaki boşanma davası ve mal paylaşımı davasının devam ettiğini, eşi Şükrü Şamlıoğlu ile Antalya Beton Çimento Ticaret Ltd şti üzerinde birlikte hissedar olduklarını, Şükrü Şamlıoğlu'nun şirket adına kayıtlı bir çok taşınır, araç ve taşınmazı farklı farklı tarihlerde davalılar üzerine devrettiğini, şirketin tüm mal varlığının diğer davalılara devredildiğini, bütün bu işlemlerin davacı olan müvekkilinden mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, muvazaalı olduğunu belirterek tasarrufların iptalini talep etmiştir....

İlk Derece Mahkemesinin davacı tarafın cevaba cevap dilekçesinde değer artış payı ve katılma alacağı talebiyle mal rejiminin tasfiyesini istemesi üzerine, talebin dosyadan tefrik ederek ayrı bir esasa kaydedildiği ve bu esastan yürütülen yargılama sırasında, davacı tarafın ziynet alacağı dışında mal rejimine ilişkin talebi bulunmadığını açıkça beyan etmesi üzerine karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğu, davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiği ve harç ikmaline karar verildiği görülmüştür. Davacının dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesi konusunda bir davası bulunmamaktadır. Bu durumda davacı tarafından cevaba cevap dilekçesi ile mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunulup, bu istek için harç yatırılması isteği dava haline getirmez....

Tüm bu anlatılanlar ışığında asıl dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde 04/02/2010 tarihinde Ziraat Bankası'ndan çekilen kredi ile edinildiği ve davalı/birleşen dava davacısı kadın lehine tescil olunduğu, taraflarca 19.677,00 TL kredi ödemesinin boşanma davasının açıldığı tarih olan 07/06/2011 tarihine kadar yapıldığı, boşanma davası açıldıktan sonra yapılacak ödemelerin davalı/birleşen dava davacısının kişisel malı olacağı, bilirkişi tarafından hesaplanmış olup mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan rapor doğrultusunda davacı/birleşen dava davalısının 82.268,10 TL alacağı olduğu, hesaplanan katılma alacağından davacının karşı tarafça ödendiği kabul olunan 60.000,00 TL'nin mahsubu ile bakiye 22.268,10 TL katılma olacağı olduğu, birleşen dava konusu işletmenin 05/01/2007 tarihinde davacı/birleşen dava davalısı tarafından kiralandığı ve 16/02/2007 tarihinde işletme ruhsatı alındığı, boşanma davasının açıldığı tarih olan 07/06/2011 tarihine kadar işletmenin kar miktarı tespit...

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/06/2021 NUMARASI : 2020/537 ESAS - 2021/336 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma Ve Mal Paylaşımı (Zina Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, davacı tarafından istinaf incelemesinin duruşmalı yapılması istenmiş ise de, 6100 sayılı HMK’nin 353. maddesi gereğince tahkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların TMK 161. Maddesi, olmadığı takdirde TMK.nun 162. Maddesi gereğince boşanmalarına, davacı lehine 30.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat ile aylık 1.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, ziynet eşyaları bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Asıl ve birleşen davalarda davacı, mirasbırakanları...’in, 94 ada 1 parseldeki 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerini, 10 ada 12 , 16 ada 205, 13 ada 16 parsel sayılı taşınmazlarını mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak davalılara satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Asıl ve birleşen davalarda davalılar, mirasbırakanın mal kaçırma amacı ile değil, mirasçıları arasında mal paylaşımı yapmak amacı ile dava konusu devir işlemlerini yaptığını, bu kapsamda bir kısım mal varlığını davacıya da verdiğini, öte yandan mirasbırakana ait başkaca taşınmazların da bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

    Aile Mahkemesi'nin 2018/132 Esas ve 2018/1027 Karar sayılı dosyasında boşanma kararının feri niteliğinde olduğunu, kendisinin başından beri boşanmayı istemediğini, alacaklı görünen avukatın kendi davasını takip etmek yerine kendisinin alacaklarının peşine düştüğünü, ısrarla bir an önce boşanmasını istediğini, boşanmayı kabul etmesi ve kesinleşmesi halinde mal paylaşımına geçileceği için avukata mal paylaşımı davalarından ücret alacağının doğabileceğini, avukatın çabasının etik olmadığını, davacı avukatın önceki avukatın yaptığı işler için kendi davası gibi ücret talep etmesinin ahlaki olmadığını, davacı avukatın yerel mahkemeye herhangi bir sözleşme sunmadığını, aralarında dava dilekçesinde belirttikleri gibi sözleşmenin söz konusu olmadığını, dolayısıyla haksız zenginleşme amacı içeren taleplerinin yerinde olmadığını, davacı avukata kendisi nakit olarak 3.000 TL peşin avukatlık ücreti ödemesi yaptığını, davacı avukatın ödemeyi yapılmamış gibi kendisine dava açması ve bu miktarı da talep...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Paylaşımı-Velayetin ve Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 5766 sayılı ve 6217 sayılı Kanunlarla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Hükmü temyiz eden davalı kadından 1624,61 TL nispi temyiz peşin harcı ile 143.50 TL temyiz yoluna başvuru harcının alınmadığı görülmektedir....

      UYAP Entegrasyonu