WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı erkek temyiz dilekçesinde karar tarihinden sonra davacı kadın ile bir arada yaşadıklarını, boşanma kararının bozularak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Kararın on yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra tebliğe çıkarılması, 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. 4721 sayılı Kanunu'nun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtildiği gibi bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanma iradesinin samimi olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. V....

    Gerekçe ve Sonuç Dairenin 22.06.2022 tarihli 2022/5461 Esas ve 2022/6163 Karar sayılı kararıyla, erkeğin boşanma davasında verilen boşanma hükmü kesinleşmiş olup yeniden bu yöne ilişkin hüküm kurulmasının sonuca etkili olmadığının ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının yeniden incelenmesinin mümkün bulunmadığınını anlaşılmasına göre davacı-karşı davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının yersiz olduğu, yapılan yargılaması sonucunda kadının davasının reddine karar verildiğine göre bu davada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı-karşı davalı erkek lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekâlet ücreti takdir edilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile bozulmuştur. V. KARAR DÜZELTME A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. B....

      V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, boşanma davasının kabulü yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

        Yapılan incelemede; davacı erkeğin dosya henüz istinaf aşamasında iken 20.11.2018 tarihinde vefat ettiği ve erkeğin vefatı ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin bu tarih itibariyle sona erdiği ve taraflar arasındaki boşanma davasının konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince istinaf inceleme tarihinden önce davacı erkeğin ölümü nedeniyle evlilik sona erdiği halde boşanma davasına yönelik esastan ret kararı verilmiş, bu karar davacı erkeğin mirasçılarına tebliğ edilerek kesinleştirilmiş ise de boşanma davası kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olup boşanma kararının mirasçılara tebliğ edilerek kesinleştirilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu halde boşanma kararının kesinleştiğinden söz edilemez. Takip eden süreçte konusuz kalan boşanma talebi yönünden yürütülen usuli işlemler yok hükmünde olup, taraflar arasındaki evlilik birliğinin boşanma ile sona erdiği sonucunu doğurmamaktadır....

          Aile Mahkemesinin 2013/582 Esas, 2014/348 Karar sayılı dava dosyasında davalı alacaklı tarafından açılan birleşen davada, boşanma ve yoksulluk nafakası talep edilmiş olup, mahkeme kararı yüksek yargı denetiminden geçerek nihai olarak verilen takibe dayanak ilamda, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra aylık 800 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, temelde davanın boşanma davası olup, yoksulluk nafakasının boşanma ilamının ferisi olduğu, talep edilebilmesi için boşanma kararın kesinleşmiş olması gerektiğinden, boşanma ilamı kesinleşme tarihi olan 04.11.2015 tarihinden sonra yoksulluk nafakası yönünden başlatılan ilamlı icra takibinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

            Aile Mahkemesi TARİHİ : 23/12/2014 NUMARASI : 2013/772-2014/956 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kendisi yararına hükmedilen tazminatların miktarı, nafaka taleplerinin reddi ile ziynetlere ilişkin talebi hakkında verilen tefrik kararı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 30.11.2015 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davalı Ş.. A.. ile vekili Av. M.. K.. ve karşı taraf temyiz eden davalı-davacı P.. A.. vekili Av. V.. K.. geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

              TEMYİZ SEBEPLERİ Katılan vekilinin temyiz isteğinin, katılan hakkında kesinleşen mahkeme kararı bulunmadığına, sanığın eylemini kabul ve ikrar ettiğine, sözlerin eleştiri değil hakaret kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine, katılanın masumiyet karinesinin ihlal edildiğine, boşanma dava dosyasının getirtilip incelenmediğine, kurulan beraat hükmünün isabetsiz olduğuna, kararın bozulması gerektiğine vesaire yönelik olduğu belirlenmiştir. III. OLAY VE OLGULAR Katılanın görülen bir boşanma davasında tanıklık yaptığı, boşanma davasının tarafı olmayıp üçüncü kişi konumunda olan sanığın boşanma davası dosyasına sunduğu 31.12.2014 havale tarihli dilekçe ve eki belgelerde geçen yazılarda "ihanet özürlü isteklerde bulunduğunu", Böylesi zaten meymeneti yüzünden okunan bir tanıklığa mı yaslanacaksın? Hukuk mu Ciddiye alacak böylesi bir tanıklığı" şeklinde sözler yer aldığı, 29.05.2012 tarihinde ise ...'...

                arasında boşanma davası açılmış olduğu ve boşanmaya bağlı husumetin olduğu, boşanma davasının açıldığı tarih ile şikayetin yapıldığı tarih göz önüne alındığında sanığın üzerine atılı suçun boşanma davasının katılan ... lehine sonuçlanmasını sağlayacak bir durum yaratma ihtimalinin bulunduğu, tanık ...'in beyanlarında geçen katılan mağdurenin kendisine, babasına duyduğu kin neticesinde "Bakalım babamı kurtarabilecek misin" şeklinde sözler söylediğini belirttiği, yine ... ile sanığın evliliğinden olan oğullarının tanık ...'...

                  nın, boşanma sürecinde olduğu katılan hakkında 06.02.2015 tarihinde ...'e yapmış olduğu başvurusunda kullandığı "Bu avukatın narsist kişilik bozukluğu var..., ayrıca ilçede boşanma davası için gelen kadınlara senden hoşlandım, aşık oldum gibi sözler sarf ederek sarkıntılık yapmaktadır. Ancak ofise gelen her bayanın kendisine ilgi duyduğu şeklinde anlatmaktadır..." biçimindeki sözleri nedeniyle, diğer sanığında boşanma davasında tanık olarak verdiği ifadesinde sarf ettiği" "Katılan ile aynı ortamda bulunduğumuz sırada bana sapıkça bakışları oluyordu... , bir arkadaşımın kuzeni olan evli ve iki çocuklu bir bayana katılan gözünün içerisine bakarak saz çaldığını ve bayana sen eşini bırak bende ...'i bırakayım, birlikte olalım... , o ofisine gelen bayanlara sarkıntılık yapar tarzda ifadelere şahit oldum..." biçimindeki sözleri nedeniyle hakaret suçundan açılan davada Mahkeme, sanık ...'...

                    DAVA Davacı dava dilekçesinde, oğlu ile boşanma davaları devam eden davalı gelininin dava konusu 43 numaralı bağımsız bölümün yarısını kendisine vermemesi halinde oğlunun homoseksüel olduğu iddiası ile boşanma davası açacağını, kendilerini şehre rezil edeceğini söyleyerek şantaj yaptığını, bu nedenle taşınmazın ½ payını davalıya vermek durumunda kaldığını, diğer ½ payı da istediğini, kabul etmemesi üzerine homoseksüellik iddiaları ile boşanma davası açtığını, bağış yaparken şantaj nedeniyle iradesinin sakatlandığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir II....

                      UYAP Entegrasyonu