Aile Mahkemesi 2018/283 Esas sayılı dosyası ile terk ihtarı yaptığını, davacının buna rağmen eve dönmediğini ancak kendisinin yine de barışmak için yol aradığını, davacının evi terk edip annesinde uzun süre kaldığını, davacının sebepsiz yere tartışma çıkartıp davalı aleyhinde uzaklaştırma kararı çıkarttığını, davalının annesi ile birlikte kendisine hakaretler ettiğini, davacının başka kadınla evlendi iddiasının asılsız olduğunu ve iftira attığını, müşterek çocuklarla görüşmesini davacının bizzat engellediğini ve bunlar hakkında ses kayıtları olduğunu, bu nedenle açılan boşanma davasının kısmen kabul ve kısmen reddi ile boşanmalarına, dava harç ve giderlerinin karşı tarafa yüklenilerek hükmedilmesini istemiştir....
Boşanma davalarındaki genel kuralın aksine, terke (TMK m.164) dayalı boşanma davaların da ispat yükü davalıda olduğu gibi, terk nedeni ile açılan boşanma davasında, davalının terkte haklılığını değil, eve dönmemekte haklı olduğunu ispatlaması gerekir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TMK 181 izahına bakıldığında açılmış olan bir boşanma davasının varlığının gerektiğini, ileri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, karşı tarafın beyan ettiği gibi terk sebebiyle ihtarname göndermiş olmaları bu olgunun gerçekleştiğine veyahutta bu hükmün uygulama alını bulmasına olanak sağlamadığı, dolayısıyla taraflar arasında açılmış bir boşanma davası bulunmadığını, davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda “Eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olan, zorunlu ihtiyaçların karşılanmasını dahi lüks olarak gören ve müşterek haneyi terk eden" davalı-karşı davacı erkek tam kusurlu bulunarak kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmiş olup her ne kadar bölge adliye mahkemesince erkeğin bu kusurlu davranışlarının bir araya gelme nedeniyle kadın tarafından affedildiği, erkeğin başkaca bir kusurunun varlığının da kadın tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle kadının boşanma davasının da reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama, toplanan deliller ve dinlenen görgüye dayalı tanık beyanlarından; erkeğe yüklenen eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olma ve zorunlu ihtiyaçların karşılanmasını dahi lüks olarak görme vakıalarının tarafların 26 yıldır evli oldukları da dikkate alındığında münferit olaylar olmayıp davalı erkeğin 2018 yılında ortak çocuğun nikahından bir hafta sonra ... yükümlülüklerinden kaçınmak maksadıyla evi terk...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş yerinde evli olduğunu gizlemediğini, davacının defalarca evi terk etmesine sebep olan olayın davacının Sultandere Mahallesine taşınma isteği olduğunu, müvekkilinin maddi olarak külfetli olacağından Sultandere'ye taşınmak istemediğini, davacının müvekkilinin annesine sürekli "paramız yok, nakliye parası ver, taşınacağız" diye çıkıştığını ve tartıştığını, davacının defalarca evi terk edip sonra döndüğünü, son olarak yine Sultandere'ye taşınma inadından evi terk ettiğini, davacının evden kovulmadığını, müvekkili uyurken gittiğini, davacının evliliğin getirdiği sorumlulukları yerine getirmediğini, evin günlük işlerini yapmadığını, davacının müvekkilinin ailesini istemediğini, alkol alışkanlığı olduğunu ve eve maddi katkısının olmadığını, davacının evi terk ederken ziynetleri götürdüğünü, tazminat talepleri ile birlikte davanın reddine, davacının kusurlu olması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine nafakaya hükmedilmesini...
Suçun oluşumu için, failin mağduru, koruma ve gözetim yükümlülüğü üstlenebilecek durumdaki bir kişi veya kurumun kontrolüne bırakmaksızın “mağduru kendi haline terk” fiilini gerçekleştirmesi veya terk anı itibariyle bu yükümlülüklerin kim tarafından taşınacağının belirsiz olması gerekir. Terk suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Faildeki saikin önemi yoktur. Fail yaşı, hastalığı dolayısıyla kendisini idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle yasa, sözleşme, doğal bağlılık ilişkisi veya fiili bir nedenden dolayı koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan kişiyi terk etme bilinç ve iradesiyle hareket etmelidir. Başka bir deyişle fail, “kendi haline terk” eyleminden doğacak neticeyi bilmeli ve istemelidir. Mağdurun kendi haline terk edilmesi, icrai ya da ihmali davranışla gerçekleştirilebilir. Terk suçu, gerçek ihmali suçtur ve kanunda tarif edilen belli bir emredici davranışın (terk etmeme) kasten yerine getirilmemesi ile oluşur....
Asıl dava, TMK'nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma, ferileri, birleşen dava ise, TMK'nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma, ferileri ve ziynet alacağına ilişkindir. 1- Davalı-davacı kadının asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen birleşen boşanma davasına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; Mahkeme tarafından; davalı-davacı kadının, davacı-davalı erkeği aşağıladığı, hakaret ettiği, sıcak çay fırlattığı, yemek ve ev işlerini yapmadığı, evi terk edip baba evine gideceğini söylediği, fiili ayrılık döneminde çocuğu babası ile görüştürmediği, hamileliğini sonlandıracağını söylediği, dolayısı ile davalı-davacı kadının boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğuna karar verilmiş ise de; tarafların evliliğinin, tanık beyanlarına göre toplamda 50- 55 gün kadar sürdüğü, bu süreçte kadının 2 kez evi terk ettiği ifade edilse de, kadının evi ilk terk etmesinden sonra erkeğin amcası ve...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kabul edilen davanın tamamı ve lehine hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayalı olarak açılan boşanma davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeği terk eden ve evlilik birliği içerisinde erkeği yalnız bırakan davalı kadının tam kusurlu olduğu belirtilerek açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, hüküm davalı kadın tarafından kabul edilen davanın tamamını ve tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf edilmiştir....
Ayrıca erkek tarafından kadına terk ihtarı gönderilmiş, bu sebeple kadından kaynaklanan kusurlu davranışlar affedilmiştir. Affedilen ve hoşgörülen olaylar boşanma sebebi kabul edilemez. Bu itibarla erkeğin TMK 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı davasının reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....
Asliye Hukuk mahkemesinin 2017/94 D.İş sayılı dosyasından davalıya müşterek eve dönmesini içeren terk sebepli ihtar talebini gönderdiğini, belirtilen süre olan 2 ayın geçmesine rağmen davalının müşterek eve dönmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasının Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/583 E. Sayılı dosyasında görülmekte iken de gerek aile büyüklerinin bir araya getirmeye çalışmaları, gerekse müşterek çocuklarının yaşının küçük oluşunu nazara alması nedeniyle haklı davasından feragat etmesi gibi nedenlerde dikkate alındığından terk ihtarının evlilik birliğinin devamını sağlamak maksatlı olduğunu, davalının evlilik birliği içindeki uyumsuz tavırları, ruh yapısındaki ciddi bozuklukları, müşterek çocuklarına bakamayacak durumda olması, davalının kendisini terk etmesi gibi nedenlerle davalı ile boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....