HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı-davacının; davacı-davalının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri ile yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜNE, kusura ilişkin gerekçenin yukarıda gösterilen şekilde düzeltilmesine, ilk derece mahkemesi kararının hüküm bölümünden, davacı-davalının boşanma davasına ilişkin "Asıl dava yönünden" başlıklı A-1 bölümünün tüm alt bentleriyle, davalı-davacının boşanma davasına ilişkin "2020/19 esas sayılı birleşen dava yönünden" başlıklı bölümünden davalı-davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin B-2. bendin tamamı ile, B-3. bendinden yoksulluk nafakasına ilişkin hükmün KALDIRILMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince bu yönden yeniden esas hakkında karar verilmesi ile, 2- Davalı-davacının boşanma davasında verilen boşanma hükmünün taraflarca istinaf...
Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince kadının "ortak haneyi terk ettiği" gerekçesi ile boşanmaya neden olan olaylarda kadın tam kusurlu kabul edilmiş ise de evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile açılan davada evi terk etmenin tek başına boşanma sebebi yapılamayacağı, terke dayalı açılmış bir davanın da bulunmadığı, bu sebeple kadına yüklenen bu kusurun gerekçeden çıkarılması gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında her iki davanın da reddi gerektiği..." gerekçesiyle; ... kadının, davalı-davacı erkeğin kabul edilen boşanma davası ve fer'îleri ile kusur belirlemesine ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, ispatlanamayan asıl davanın ve karşı davanın reddine ortak çocuğu Eymen'in velâyet haklarının tedbiren taraflarca ortak olarak kullanılmasına, çocuğun tedbiren anne yanında kalmasına, baba ile çocuk arasında tedbiren kişisel ilişki tesisine, çocuk için dava tarihinden hükmen kesinleşmesi tarihine...
Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacıdan boşanmak istemediğini, geçimsizlikte kusurun tamamen davacıda olduğunu, davacının 9 sene önce ağabeyinin baldızı ile kaçtığını ve onunla yaşadığını, davacı hakkında nafaka davası açtığını ve nafakaya hükmedildiğini, davacının nafakayı ödememek için cezadan kurtulmak amacıyla boşanma davasını açtığını, davacının evi terk ettikten sonra yardımda bulunmadığını, davacı ile hiç bir zaman kavgalarının olmadığını, dava dilekçesinde ki iddiaların doğru olmadığını belirterek haksız davanın reddine, boşanmada davacının kusurlu olması, psikolojisinin bozulması nedeniyle 30.000,00 TL manevi, kendisi ve çocukları maddi yönden yıpratması, para göndermemesi nedeniyle 30.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren davacıdan alınarak tarafına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı-davalı kadın tarafından açılan terk nedenine dayalı boşanma davasının dayanağı olan ihtar dosyasında, başka yerde bulunan davalı-davacı koca için yol gideri gönderilmediğinden ihtar geçersizdir.Açıklanan nedenlerle davacı-davalı kadının terk nedenine dayanan boşanma davasının reddi gerekirken kabul edilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yön davalı-davacı koca tarafından temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir. 2-Davalı-davacı kocanın boşanma davası yönünden; Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (...) tarafından, kocanın boşanma davası, kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat talepleri ile yoksululk nafakası talebi hakkında verilen hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı (koca) tarafından açılan “terk” (TMK.md.164) sebebine dayanan boşanma davasının kabulü ile tarafların terk sebebiyle boşanmalarına dair olan ilk hüküm, diğer tarafın temyizi üzerine Yargıtay’ca 12.06.2012 tarihinde “ihtar isteğinin samimi olmadığı, bu sebeple sonuç doğurmayacağı” belirtilerek davanın...
nun 166/1 maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talebine ilişkindir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; TALEP: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının sürekli evi terk ederek eşini ve evini ihmal ettiğini, sürekli olarak ortak hayatın kurulamaması yönünde hareket ettiğini, müvekkilinin davalıyı akrabasının düğününe katılması için Tarsus ilçesine götürdüğünü ve orada bıraktığını, davalının daha sonra müvekkilini arayarak eve bir daha dönmeyeceğini söylediğini, evi terk ettiğini, müvekkilinin evlilik birliğinin bozulmaması için yaptığı tüm çabaların sonuçsuz kaldığını, davacının davalıya 16/12/2019 tarihinde noterden ortak konuta dönmesi için ihtar çektiğini, davalının yol ve konaklama masraflarını karşıladığını, eve ait anahtarın davalının da bildiği bir adrese bırakıldığını, davalının iki aylık süre geçmesine rağmen ortak konuta dönmediğini ileri sürerek TMK'nın 164. maddesine göre terk nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacıya Tarsus 2....
Davalı kadın istinaf dilekçesinde, oğlunun şizofreni hastası olması nedeniyle duruşmalarda hazır bulunamadığını ve diyeceklerini ifade edemediğini, davacının uyuşturucu kullandığını, kendisine hakaret ettiğini, darp ettiğini, öldürmeye teşebbüs ettiğini, bu nedenlerden dolayı evi terk etmek zorunda kaldığını, mahkemece kusur belirlemesinin bu nedenle hatalı yapıldığını, davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, TMK 166/1.maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince kadının, davacıyı terk edip Bursa'da yaşamaya başlaması, eş ve aile sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle kusurlu olduğu belirlenerek tarafların boşanmalarına, yine erkeği çevresine karşı küçük düşürücü eylemleri nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2020/589 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açtığını, davalının 24.03.2020 tarihinde kendi kusurlu davranışları sebebiyle kavga çıkardığını, müşterek evi terk ettiğini, evi terk ettikten 10 gün sonra yıllardır birlikte oturdukları aile konutunu yeğenine devrettiğini, onun da 3 ay sonra davalının eski eşinin akrabasına devrettiğini, yeni malikinde evden çıkmaları için 04.2.2020 tarihinde ihtarname gönderdiğini, bununla ilgili de Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesinin 2020/649 Esas sayılı dosyasında katılma alacağı davası açtıklarını, yine 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, davalı (kadın) müşterek haneyi terk etmesi sebebiyle kusurlu bulunarak, tarafların Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş ise de, toplanan delillerden; ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 11.12.2009 tarih ve 2009/151 esas ve 2009/269 karar sayılı nafaka dosyasında “kocanın başka bir kadınla ilişki yaşamaya başlaması üzerine, davalı (kadın)'ın müşterek haneyi terk ettiği ve ayrı yaşamakta haklı olması sebebiyle de davalı (kadın) yararına tedbir nafakasına hükmedildiği” anlaşılmaktadır....