Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL. tedbir nafakası takdir ve tayin edilmiş olup, bu nafakaların boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren artırıldığının, artırılan miktarların nafaka davasının açıldığı tarihten değil, boşanma kararının kesinleştiği tarihten geçerli olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 103.50'şer TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere vekalet ücreti yönünden oy çokluğuyla, diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi.04.03.2013 (Pzt.)...

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafaka ve Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve velayet yönlerinden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadının açtığı tedbir nafakası davasına birleşen; davalı-davacı erkek tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasında, ilk derece mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle, kadının bağımsız tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile erkeğin boşanma davasının kabulüne ve tarafların boşanmaları ile kadının velayet ve nafaka taleplerinin kabulüne, erkeğin tazminat taleplerinin reddine dair hüküm kurulmuştur....

      Asıl dava, TMK'nun 166/1 m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı boşanma ve fer'i taleplerine ilişkindir. Birleşen dava, TMK'nun 197. m.sinde düzenlenen boşanma davasından müstakil tedbir nafakası talebine ilişkindir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı kadının Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince açtığı nafaka davası, davacı kocanın açtığı boşanma davası ile birleştirilmiştir. Ancak davalı kadının nafaka dosyası bu dosya içinde bulunmamaktadır. Davalı kadının nafaka dosyasının bu dosya içine alınarak birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 05.06.2013 (Çrş.)...

        Reddedilen boşanma davasında "davacı ağır kusurlu" kabul edilmiştir. Fiili ayrılık süresi içinde davalı-davacının herhangi bir kusuru ispatlanamadığına göre, kesin hükme aykırı olarak boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta, davalı-karşı davacı(nın) ortak kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak manevi tazminat talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davalı, karşılık davası ile "daha önce hükmedilmiş olan nafakanın artırılmasını" talep etmiştir. Daha önce davalı lehine hükmedilmiş nafaka, reddedilen boşanma davasında Türk Medeni Kanununun 169'ncu maddesine göre tayin edilen, dava süresince geçerli olan tedbir nafakası olup, bağımsız bir nafaka davasında tayin edilen bir nafaka değildir. Önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesiyle kendiliğinden kalkmıştır. Dolayısıyla karşı dava tarihinde hukuken devam eden bir nafaka mevcut değildir. Ne var ki, karşı dava ile telep edilen nafakanın artırılmasına ilişkin istek, bağımsız nafaka talebi niteliğindedir....

          Yoksulluk nafakası, boşanma davası açılırken dava dilekçesi ile birlikte veya boşanma davası devam ederken veyahut boşanma davası sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile istenebilir. (HGK. 10.10.1990 gün 1990/2- 407 E. 1990/487 sayılı kararı) Davanın boşanma davasında, dava dilekçesinde nafaka istemediğine ilişkin beyanı sadece tedbir nafakasını kapsar ve bu beyanın ileriye dönük haktan feragat sonucunu doğuracağını kabul etmek hukuken mümkün değildir. Kaldı ki davacının boşanma davasında nafaka isteği olmadığına ilişkin açıklamasının yoksulluk nafakasını da kapsayacağını kabul etmek hak arama özgürlüğünün bir sınırlaması olup, himaye görmez. TMK'nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşullu ile, diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir" "hükmünü ihtiva etmektedir. Kanun koyucu yasa maddesini düzenlerken "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek" ifadesini kullanmıştır....

            Ancak,boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175.maddesi ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. Başka bir deyişle, boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasa 178.maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir....

              Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin eski eşi olup boşanma davalarının halen sürdüğünü, boşanma davasında müvekkili Zeki Işık'ın eski eşine tedbir nafakası ödemesine hükmedildiğini, müvekkilinin hükmedilen nafakayı ödeme çabasında olup ödediğini, fakat davacının, nafaka kendisine ödenmesine rağmen alacağı olduğu iddiası ile icra takibi başlattığını, taraflarınca haksız alacağa dayanan icra takibine itiraz edildiğini, müvekkilinin boşanma davası açıldıktan sonra hükmedilen tedbir nafakasını her ay düzenli şekilde ödediğini, cevap dilekçesi ile ödenen bedelleri gösteren makbuzların ilk derece mahkemesine sunulduğunu, müvekkilinin 12.000,00 TL çocuklara nafaka bedeli, 4.139,30 TL Asgari Geçim İndirimi, 3.876,00 TL çocukların ihtiyacı için ve 5.000,00 TL kira olmak üzere; toplam 25.015,30 TL para gönderdiğini, bir baba olarak üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirdiğini, boşanmış eski eşten intikam almak amacıyla, hasmane bir tavırla suiniyetle, haksız...

              Mahkemece davacı-davalı erkek tarafından iddia edilen hususların ispatlanamadığı, davalı-davacı kadının kusursuz olduğu kabul edilerek boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Davalı-davacı kadının tedbir nafakası davasında ise; mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen duruma göre, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu ve lehine Türk Medeni Kanununun 197. madde koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davaların birlikte görülmesi halinde her dava bağımsız niteliğini korur. Bu kapsamda Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davasında ayrı yaşamakta ve nafaka talep etmekte haklı kadın ve kadın yanında bulunan müşterek çocuk için Türk Medeni Kanununun 197/2. maddesi gereğince süre sınırlaması yapılmadan nafaka takdir edilmesi gerekirken, boşanma davası süresince nafakaya karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                Davacı, açtığı ilk davadan feragat ettiğine göre, artık aynı olguya boşanma sebebi olarak dayanamaz. Sonrasında ise taraflar biraraya gelmemişler ve yeni bir hadisenin varlığı iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile boşanma kararı verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Davacı, eşi aleyhine daha önce bir boşanma davası açmış, davadan feragat etmiş, yeniden bir araya gelmedikleri ve aralarında yeni bir hadisenin varlığı iddia ve ispat edilmediği halde, davalıya karşı tekrar boşanma davası açmıştır. Bu durumda birlikte yaşamaya ara verilmesi davalı bakımından haklı sebebe dayanmaktadır. Öyleyse Türk Medeni Kanununun 197/2. maddesi gereğince davalı tarafından açılan birleştirilen tedbir nafakası davasının kabulü ile davalı yararına uygun miktarda tedbir nafakası tayin ve takdiri gerekirken, yetersiz gerekçe ile birleştirilen nafaka davasının reddi doğru bulunmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu