Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından boşanma davası açıldıktan sonra tarafların barışıp bir süre birlikte yaşadıkları, daha sonra tekrar ayrıldıkları, davanın devamında taraflar arasında evlilik birliği yeniden tesis edilmesi sebebiyle, tarafların eldeki davadan önce gerçekleşen karşılıklı kusurlu davranışlarının taraflarca affedildiğinin, en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü ile önceki olayların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, buna göre boşanma davasının reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, boşanma davası açılmasıyla ayrı yaşamakta hakkı olan davacı ile davacıyla birlikte kalan ortak çocuk lehine tedbir nafakası hükmedilmesinde ve hükmedilen tedbir nafakalarının miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı, geçici velâyet ve tedbir nafakası konusundaki kararın, davanın reddine ilişkin kararın kesinleşmesine kadar devam edeceği, davalının müstakil bir velâyet düzenlenmesi...

    Evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında af niteliğinde davranışlar gerçekleşmişse, artık bu davranışlar boşanma hükmüne esas alınamaz. Boşanma davalarında af olgusunun gerçekleştiğinin kabul edilebilmesi için öncelikle bu yönde bir iddia ve bu iddianın; kayıtsız şartsız bir irade beyanı, eğer yoksa en azından affı gösterir nitelikte tutum ve davranış ile ispatlanmış olması gerekmektedir. Genel bir ifadeyle af niteliğinde sayılabilecek davranışlar; barışmış olmak, af iradesini göstermek, hoşgörü ile karşılamak ve olaylara rağmen birliği sürdürmek şeklinde ifade edilebilir. Eşlerin evlilik birliğini kurtarmak maksadıyla birliğin devamı yönünde iyi niyetli girişim ve barış müzakerelerinin boşanma davalarında af niteliğinde sayılamayacağı kuşkusuzdur. Boşanmaya sebep olan olayların hoşgörü ile karşılanması nedeniyle af gerçekleşmeli ve bunun sonucunda da; tarafların yeniden birlikte olmaları yani ortak hayatın yeniden kurulmuş olması gereklidir. 23....

      I) davası açıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I) kararı verildiği, hükmün boşanma davasının reddi gerektiği yönünde davalı koca tarafından temyiz edildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?; Öncelikle değerli çoğunluğun anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f. III) koşullarının oluştuğu yönündeki görüşüne katılmıyorum. Nitekim yerel mahkeme hakimi de aynı görüşte olduğu için evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I) kararı vermiştir. Ortada bir anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f. III) kararı da bulunmamaktadır. Kaldı ki anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f. III) kararı verilebilmesi için her hususta anlaşma sağlanmalıdır.(Y2HD, 3.10.2005, 10592-133369, Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2) Değerli çoğunluğun anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f....

        nın velâyeti altına konulduğu, eldeki davaya konu ihtarın gönderildiği 11.10.2018 ve eldeki davanın açıldığı 04.02.2019 tarihinde kısıtlılık kararının devam ettiği, davacı tarafından akıl hastalığına dayalı olarak açılmış bir dava bulunmadığı, davalı kadın eş akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığına göre, davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk etme ve haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmeme iradesinin varlığından söz edilemeyeceği, somut olayda terk hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının yasal koşullarının oluşmadığı, gerçekleşen bu duruma göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının bu itibarla kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, boşanma davasının reddine, davalı kadın ve fiilen yanında bulunan ortak çocuk ......

          Davalı-davacı erkek vekili 29.07.2022 tarihli dilekçesi ile asıl davadaki boşanma hükmüne ilişkin istinaf talebinden feragat etmiştir. C....

            Ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Dairemizce HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. Açıklanan sebeplerle davalı kadının istinaf talebinin kabulüne, Dairemizce HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince boşanma davasının reddine dair yeniden hüküm kurulmasına, davacı kocanın istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davalı kadının istinaf talebinin KABULÜNE, Diyarbakır 3. Aile Mahkemesi’nin 16.11.2021 tarih, 2020/120 Esas ve 2021/710 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında HÜKÜM KURULMASINA....

            Eylemli ayrılık sebebiyle boşanma davasında boşanma kararı verilebilmesi için eşlerin kusur durumlarının ayrıca araştırılması gerekmemekle birlikte kusur durumunun tespiti nafaka ve tazminatlar açısından önemli olup istinaf incelemesine konu dava 09.12.2017 tarihinde açılmakla, davanın açıldığı tarih itibariyle TMK'nun 166/son maddesinde belirtilen 3 yıllık sürenin dolduğu ve kesinleşme tarihinden itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmakla mahkemenin boşanma davasının kabulüne ilişkin kararı usul ve yayasa uygundur. Buna göre davacının kusura yönelik, davalının boşanmaya yönelik istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiştir....

            Gönderme kararı sonrası İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda 29.06.2021 tarihli, 2021/372 E., 2021/443 K. sayılı karar ile kadın tarafından açılan boşanma davası ile tedbir nafakası dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunması sebebiyle davaların birleştirilmesine karar verilmiş olup her iki dava hakkında İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; asıl davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ( 4721 sayılı Kanun ) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, asıl davada 4721 sayılı Kanunu'nun 162 nci maddelerine dayalı boşanma talebinin reddine ve birleşen tedbir nafakası davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir....

              belirterek; kararı kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar ile ortak çocuklar yararına hükmolunan nafakalar yönünden temyiz etmiştir....

                fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu